The best salad you'll ever eat is the one they serve with their lunch special.
Şu ana kadar yiyeceğin en iyi salata onların özel öğle yemeğiyle verdikleridir.
It's nothing special.
Özel bir şey değil.
He was sent on a special mission to Europe.
Özel bir görev için Avrupa'ya gönderildi.
Do you have any special exhibits?
Özel bir sergin var mı?
She is endowed with a special talent.
Özel bir yetenekle donatılmıştır.
He never drinks except on special occasions.
Özel durumlar dışında asla içmez.
Tom never drinks except on special occasions.
Özel durumlar dışında Tom asla içki içmez.
On special occasions, some people wear jewels.
Özel günlerde, bazı insanlar mücevher takar.
The television show was interrupted by a special news report.
Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
The special lecture was put off until the next day due to the bad weather.
Özel konferans, kötü hava koşulları nedeniyle bir sonraki güne ertelendi.
What does the special taste like?
Özel lezzet neye benziyor?
The president's son leads the special forces.
Başkanın oğlu özel kuvvetlere başkanlık ediyor.
We got some special evidence that proves that he is guilty.
Bazı özel kanıtlarımız var onun suçlu oluşunu kanıtlayan.
I'm not special.
Ben özel değilim.
I'm special.
Ben özelim.
You're special to me.
Benim için özelsin.
You'll always be special to me.
Benim için her zaman özel olacaksın.
We're special.
Biz özeliz.
We would like to know if you can grant us a special discount.
Bize özel bir indirim yapabilir misiniz acaba?
What makes us special?
Bizi özel yapan ne?
Is this something special?
Bu özel bir şey mi?
This is a special occasion.
Bu özel bir durum.
This one is special.
Bu özeldir.
This is special.
Bu özeldir.
Are you doing anything special this evening?
Bu akşam özel bir şey yapıyor musun?
I've been saving this bottle of wine for a special occasion.
Bu şarabı özel bir gün için saklıyordum.
Can I see the special exhibit with this ticket?
Bu biletle özel sergiyi görebilir miyim?
Is there anything special you want to do this weekend?
Bu hafta sonu yapmak istediğin özel bir şey var mı?
This package requires special treatment.
Bu paket özel muamele gerektirir.
Is there a special rate for this tour?
Bu tur için özel bir ücret var mı?
What's the special today?
Bugünün spesiyali ne?
Is there any special news in today's paper?
Bugünkü gazetede herhangi bir özel haber var mı?
Send this by special delivery.
Bunu özel ulakla gönderin.
What makes this one special?
Bunu özel yapan ne?
She wants something very special for her birthday.
Doğum günü için çok özel bir şey istiyor.
Are you doing something special on your birthday?
Doğum gününde özel bir şey yapıyor musun?
I think we should do something special on your birthday.
Doğum gününde özel bir şey yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
If necessary, I have no objection to paying a special fee.
Eğer gerekliyse, özel bir ücret ödemeye hiçbir itirazım olmaz.
Generally, special forces are used in very specific and dangerous missions.
Genel olarak, özel güçler çok özel ve tehlikeli görevlerde kullanılırlar.
Jefferson sent James Monroe to Paris as a special negotiator.
Jefferson James Monroe'yu özel bir müzakereci olarak Paris'e gönderdi.
The red chair was set apart. It was special.
Kırmızı sandalye ayrıldı. O özeldi.
The curry was nothing special.
Köri özel bir şey değildi.
Women like men who make them feel special.
Kadınlar kendilerini özel hissettiren erkekler gibidir.
Please send this by special delivery.
Lütfen bunu özel ulakla gönderin.
Please send it by special delivery.
Lütfen onu özel ulak ile gönderin.
In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
Christmas is a special holiday.
Noel özel bir tatildir.
That's what makes you so special.
O seni özel yapan şey.
He was awarded a special prize.
O, özel bir ödülle ödüllendirildi.
He traveled in a special train.
O, özel bir trenle seyahat etti.
She cooked a special dinner for him.
O,onun için özel bir akşam yemeği pişirdi.
I don't want my son to join the special forces.
Oğlumun özel kuvvetlere katılmasını istemiyorum.
I have to go to a special meeting.
Olağanüstü bir toplantıya gitmem gerekiyor.
They called a special convention.
Onlar özel bir toplantıya çağırdılar.
They failed to take into account the special needs of old people.
Onlar yaşlı insanların özel ihtiyaçlarını dikkate alamadılar.
Can you make it special delivery?
Onu özel ulak yapabilir misiniz?
You'll need a special tool to do it.
Onu yapmak için özel bir alete ihtiyacın olacak.
I thought she was my special friend.
Onun özel arkadaşım olduğunu düşündüm.
I thought he was my special friend.
Onun özel arkadaşım olduğunu sanmıştım.
She has a special way of making bread.
Onun ekmeği özel bir şekilde yapma tarzı var.
I have nothing special to say.
Söyleyecek özel bir şeyim yok.
As my watch was slow, I missed the special express.
Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
We have lobsters only on special occasions.
Sadece özel günlerde ıstakoz yeriz.
Let me tell you about our special.
Sana spesiyalitemizden bahsedeyim.
You're nothing special.
Sen özel değilsin.
You're not special.
Sen özel değilsin.
You aren't special.
Sen özel değilsin.
You're special.
Sen özelsin.
You are special.
Sen özelsin.
What makes you so special?
Seni çok özel yapan ne?
What makes you special?
Seni özel yapan ne?
I want to do something special for you.
Senin için özel bir şey yapmak istiyorum.
I have something special for you.
Senin için özel bir şeyim var.
We have something special for you, sir.
Sizin için özel bir şeyimiz var, efendim.
I have a special relationship with my aunt.
Teyzemle özel bir ilişkim var.
Is Tom someone special?
Tom özel birisi mi?
Tom only wears a suit on special occasions.
Tom özel ortamlarda sadece takım elbise giyer.
Tom is special.
Tom özel.
Tom was special.
Tom özeldi.
Tom was special to me.
Tom benim için özeldi.
Tom used to be a special education teacher.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
Tom wanted to give Mary something special for her birthday.
Tom doğum günü için Mary'ye özel bir şey vermek istedi.
Tom is really special.
Tom gerçekten özel.
Tom has a special place in my heart.
Tom kalbimde özel bir yere sahiptir.
Tom wants to do something special for Mary's birthday.
Tom Mary'nin doğum gününden özel bir şey yapmak istiyor.
Why is Tom special?
Tom neden özel?
What makes Tom so special?
Tom'u çok özel yapan ne?
I feel amazing thanks to Tom's special orange juice.
Tom'un özel portakal suyu sayesinde harika hissediyorum.
"Is it true that special forces are capable of torturing and killing innocent people?" "Special forces just execute orders. They are used for special jobs, no matter what."
"Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do" "Like torture?" "I won't answer this question"
"What do special forces do apart from training and fighting?" "Training."
A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special.
