I will find out how the medicine works.
İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim.
Everyone around the area works hard.
Çevredeki herkes çok çalışır.
I have the complete works of Shakespeare.
Şekspir'in tüm eserlerine sahibim.
He lives and works there all the year round.
Bütün yıl orada yaşar ve çalışır.
She works for a large American corporation.
Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.
He works hard because he is anxious to succeed.
Başarmak için istekli olduğundan dolayı çok çalışıyor.
The father works.
Baba çalışıyor.
My father works for the company as an engineer.
Babam bir şirkette bir mühendis olarak çalışmaktadır.
My father works for a bank.
Babam bir banka için çalışıyor.
My father works for a power company.
Babam bir enerji şirketi için çalışmaktadır.
My father works for a factory.
Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
My father works here.
Babam burada çalışıyor.
My father lives and works in Tokyo.
Babam Tokyo'da yaşıyor ve çalışıyor.
The office where my father works is near the station.
Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır.
Your father works for a bank, doesn't he?
Baban bir bankada çalışıyor, değil mi?
My father works in a factory.
Benim babam bir fabrikada çalışır.
Can computers actually translate literary works?
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
Who can tell me how a light bulb works?
Bir ampulün nasıl çalıştığını bana kim söyleyebilir?
I have a friend who works as a volunteer.
Bir gönüllü olarak çalışan bir arkadaşım var.
I have a son, who works for a trading company.
Bir oğlum var, o bir ticaret şirketinde çalışır.
He works for an advertising agency.
Bir reklam ajansı için çalışıyor.
A manservant is a man who works as a servant in a private house.
Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır.
This one works.
Bu çalışır.
This stuff works.
Bu şey çalışır.
This works every time.
Bu her zaman işe yarar.
It works both ways.
Bu iki şekilde çalışır.
This drug works well.
Bu ilaç iyi işe yarıyor.
This book is one of the poet's best works.
Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.
I'll demonstrate how this machine works.
Bu makinenin nasıl çalıştığını açıklayacağım.
This engine works well.
Bu motor iyi çalışıyor.
Is this how it works?
Bu onun çalışma şekli mi?
This is the office in which he works.
Bu onun çalıştığı ofistir.
This is the place where Tom works.
Bu Tom'un çalıştığı yerdir.
Trying to figure out how this software works is a pain in the neck.
Bu yazılımın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak sıkıcı.
Is this the place where your mother works?
Bu, annenin çalıştığı yer mi?
Is this where your mother works?
Bu, annenin çalıştığı yer midir?
This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
Could you explain how the dishwasher works?
Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
I have no idea how this works.
Bunun nasıl çalıştığına dair hiçbir fikrim yok.
Do you understand how it works?
Bunun nasıl çalıştığını anlıyor musun?
Do you know how this works?
Bunun nasıl çalıştığını biliyor musun?
I know how this works.
Bunun nasıl çalıştığını biliyorum.
I still don't understand how it works.
Bunun nasıl çalıştığını hâlâ anlamıyorum.
Let me explain to you how this works.
Bunun nasıl çalıştığını sana açıklayayım.
Does anybody here know how this thing works?
Burada bu şeyin nasıl çalıştığını bilen biri var mı?
The system here works really well.
Buradaki sistem gayet iyi çalışıyor.
This is where my father works.
Burası benim babamın çalıştığı yer.
This is the place where she works as a secretary.
Burası onun sekreter olarak çalıştığı yer.
That tall building across the street is where Tom works.
Caddenin karşısındaki o yüksek bina Tom'un çalıştığı yerdir.
Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
Cornelius Gurlitt Naziler tarafından çalınan 1400 sanat eserini dairesinde saklamıştı.
The groom works for a company now, and the bride is our teacher.
Damat şu anda bir şirket için çalışıyor ve gelin de bizim öğretmenimiz.
She works as hard as any other student.
Diğer bir öğrenci kadar çok çalışır.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
His brother works for a trading company.
Erkek kardeşi bir ticaret şirketinde çalışır.
My brother works in a bank.
Erkek kardeşim bir bankada çalışmaktadır.
As a whole his works are neither good nor bad.
Eserleri bir bütün olarak ne iyi nede kötü.
The old system works.
Eski sistem çalışır.
The girl who works at the bakery is pretty.
Fırında çalışan kız şirin.
The girl who works at the bakery is cute.
Fırında çalışan kız sevimlidir.
The difference is this: he works harder than you.
Fark bu: o senden daha çok çalışıyor.
She works for French intelligence.
Fransız İstihbaratı için çalışır.
George works on a big farm.
George büyük bir çiftlikte çalışır.
He works hard to earn his living.
Hayatını kazanmak için çok çalışır.
She works hard to earn her living.
Hayatını kazanmak için çok çalışıyor.
I bet you're wondering how this works.
Her iddiasına varım ki bunun nasıl çalıştığını merak ediyorsun.
She works as hard as anybody does.
Herhangi biri kadar çok çalışır.
Hypnotism works.
Hipnotizma işe yarar.
Jane Smith works very hard at her office.
Jane Smith ofisinde çok sıkı çalışır.
John works hard.
John sıkı çalışır.
My sister works as a secretary in a big multinational.
Kız kardeşim büyük bir uluslararası şirkette sekreter olarak çalışıyor.
My sister works in a bank as a secretary.
Kız kardeşim bir bankada sekreter olarak çalışıyor.
My wife used to stay home, but she works now.
Karım evde kalırdı fakat şimdi çalışıyor.
My wife works part time.
Karım kısa süreli çalışıyor.
My cousin works in a shop near our home.
Kuzenim evimize yakın bir dükkanda çalışıyor.
Leon works for the German Aerospace Center.
Leon Alman Havacılık ve Uzay Merkezi için çalışıyor.
Mary works in a massage parlor.
Mary bir masaj salonunda çalışıyor.
Mary works in a supermarket.
Mary bir süpermarkette çalışıyor.
Mary works as a waitress at a restaurant on Park Street.
Mary Park Caddesindeki bir restoranda bir garson olarak çalışmaktadır.
Have you ever read Milton's works?
Milton'un eserlerini hiç okudunuz mu?
I have a friend who works for NASA.
NASA için çalışan bir arkadaşım var.
I'm not sure why it works, but it works.
Neden çalıştığından emin değilim ama çalışır.
He works a lot.
O çok çalışır.
She works a lot.
O çok çalışır.
She works hard.
O çok çalışır.
He works very hard.
O çok çalışır.
She works very hard.
O çok sıkı çalışıyor.
He works all night.
O bütün gece çalışır.
He works in a big city hospital.
O büyük bir şehir hastanesinde çalışıyor.
She works at the bank.
O bankada çalışır.
He works under me.
O benim altımda çalışır.
He works at a scientific institute where linguists, literature scholars, historians, sociologists, economists, and other scholars investigate everything that has to do with gnomes.
O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.
He works as a teacher, but actually he is a spy.
O bir öğretmen olarak çalışıyor fakat aslında bir casus.
He works for an American company.
O bir Amerikan şirketi için çalışıyor.