I had my wallet stolen from my inner pocket.
İç cebimden cüzdanımı çaldırdım.
Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole!
Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!
I'm looking for a wallet.
Ben bir cüzdan arıyorum.
They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
Beni öldürmekle tehdit ettiler bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
I lost my wallet somewhere around here.
Buralarda bir yerde cüzdanımı kaybettim.
Did you see a brown wallet around here?
Buralarda kahverengi bir cüzdan gördün mü?
Have you seen a brown wallet around here?
Buralarda kahverengi bir cüzdan gördün mü?
I searched my pockets for the wallet.
Cüzdan için ceplerimi aradım.
I seem to have left my wallet at home.
Cüzdanı evde unutmuş gibi görünüyorum.
My wallet's in my pocket.
Cüzdanım cebimde.
My wallet was stolen yesterday.
Cüzdanım dün çalındı.
Who has my wallet?
Cüzdanım kimde?
Where's my wallet?
Cüzdanım nerede?
Where is my wallet? Nevermind! I just found it under the couch.
Cüzdanım nerede? Tamam! Şimdi kanepenin altında buldum.
My wallet wasnât stolen by him.
Cüzdanım onun tarafından çalınmadı.
My wallet and passport are missing.
Cüzdanım ve pasaportum kayıp.
I had my wallet stolen.
Cüzdanımı çaldırdım.
Let me get my wallet.
Cüzdanımı alayım.
I can't find my wallet.
Cüzdanımı bulamıyorum.
I must've left my wallet at home.
Cüzdanımı evde bırakmış olmalıyım.
I lost my wallet.
Cüzdanımı kaybettim.
I lost my wallet.
Cüzdanımı kaybettim.
I have lost my wallet.
Cüzdanımı kaybettim.
I've lost my wallet.
Cüzdanımı kaybettim.
I may have left my wallet on the bus.
Cüzdanımı otobüste bırakmış olabilirim.
I think I've forgotten my wallet.
Cüzdanımı unuttum sanırım.
I have no more money in my wallet.
Cüzdanımda daha fazla para yok.
There was no money left in my wallet.
Cüzdanımda kalan hiç para yoktu.
I've got 30 dollars in my wallet.
Cüzdanımda otuz dolarım var.
I left the keys with my wallet.
Cüzdanımla birlikte anahtarları bıraktım.
Where's your wallet?
Cüzdanın nerede?
Your wallet is on the television set.
Cüzdanın televizyonun üstünde.
You put too much stuff in your wallet.
Cüzdanına çok fazla şey koyuyorsun.
Can you describe the man who took your wallet?
Cüzdanını alan adamı tarif edebilir misin?
He clutched his wallet in his hand.
Cüzdanını elinde tuttu.
Tom can't buy anything today, because he left his wallet at home.
Cüzdanını evde bıraktığı için, Tom bugün bir şey alamaz.
He said that he had left his wallet at home.
Cüzdanını evde bıraktığını söyledi.
Bring your wallet.
Cüzdanını getir.
Put away your wallet.
Cüzdanını ortadan kaldır.
Get out your wallet.
Cüzdanınızı çıkarın.
He took out a 1,000-yen note from his wallet.
Cüzdanından 1000 yen çıkardı.
He took out a dollar from his wallet.
Cüzdandan bir dolar çıkardı.
Walking along the street, I found a wallet.
Caddede yürürken bir cüzdan buldum.
I got my wallet stolen in the train yesterday.
Dün trende cüzdanımı çaldırdım.
I never even noticed I'd lost my wallet until I got home.
Eve varıncaya kadar cüzdanımı düşürdüğümü bile farketmedim.
When I got home, I found I had lost my wallet.
Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
When I got home, I noticed that I had lost my wallet.
Eve vardığımda, cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.
Damn! I can't find my wallet.
Hay aksi! Cüzdanımı bulamıyorum.
Don't put the wallet on the top of the heater.
Isıtıcının üstüne cüzdanını koyma.
I found your wallet behind the sofa.
Kanepenin arkasında cüzdanını buldum.
She is looking for her missing wallet.
Kayıp cüzdanını arıyor.
Please find me my wallet.
Lütfen bana cüzdanımı bul.
Mary pulled her wallet out of her purse.
Mary çantasından cüzdanını çıkardı.
Why isn't there any money in my wallet?
Niçin cüzdanımda hiç para yok?
He stole my wallet.
O benim cüzdanımı çaldı.
He recovered his stolen wallet.
O, çalınan cüzdanını kurtardı.
He had his wallet stolen.
O, cüzdanını çaldırdı.
He stole money from her wallet.
O, onun cüzdanından para çaldı.
While she distracted Tom, her boyfriend stole his wallet.
O, Tom'un dikkatini dağıtırken onun erkek arkadaşı onun cüzdanını çaldı.
I had my wallet stolen on my way to the office.
Ofise giderken cüzdanımı çaldırdım.
Oh no! I forgot my wallet.
Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.
I had my wallet stolen on the bus.
Otobüste cüzdanımı çaldırdım.
The policeman looked through my wallet.
Polis cüzdanıma göz attı.
I think I lost my wallet.
Sanırım cüzdanımı kaybettim.
I finally managed to find my lost wallet.
Sonunda kayıp cüzdanımı bulmayı başardım.
My God! I left the wallet in my room!
Tanrım! Cüzdanı odamda unuttum!
Taro was in a hurry and left his wallet behind.
Taro'nun acelesi vardı ve cüzdanını geride bıraktı.
Tom had his wallet stolen while he was in Boston.
Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı.
Tom's wallet is almost empty.
Tom cüzdanı neredeyse boş.
Tom reached for his wallet.
Tom cüzdanına uzandı.
Tom pulled out his wallet and showed his license to the police officer.
Tom cüzdanını çıkardı ve ehliyetini polis memuruna gösterdi.
Tom pulled out his wallet and gave Mary some money.
Tom cüzdanını çıkardı ve Mary'ye biraz para verdi.
Tom opened his wallet and pulled out his driver's license.
Tom cüzdanını açtı ve ehliyetini çıkardı.
Tom took his wallet out of his pocket.
Tom cüzdanını cebinden çıkardı.
Tom lost his wallet.
Tom cüzdanını kaybetti.
When Tom lost his wallet, he was out of luck.
Tom cüzdanını kaybettiğinde şanssızdı.
Tom realized that he had lost his wallet.
Tom cüzdanını kaybettiğini fark etti.
Tom put his wallet on top of the dresser.
Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
Tom put his wallet on the desk.
Tom cüzdanını masaya koydu.
Tom can't remember where he put his wallet.
Tom cüzdanını nereye koyduğunu hatırlamıyor.
Tom displayed the contents of his wallet.
Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
Tom has a picture of Mary in his wallet.
Tom cüzdanında Mary'nin bir resmine sahip.
Tom showed me what was in his wallet.
Tom cüzdanında ne olduğunu bana gösterdi.
Tom took 300 dollars from his wallet and gave it to Mary.
Tom cüzdanından 300 dolar aldı ve onu Mary'ye verdi.
Tom pulled some bills from his wallet.
Tom cüzdanından bazı faturalar çıkardı.
Tom took some money out of his wallet and gave it to Mary.
Tom cüzdanından biraz para çıkardı ve onu Mary'ye verdi.
Tom took some money out of his wallet.
Tom cüzdanından biraz para çıkardı.
Tom reached in his pocket and pulled out his wallet.
Tom cebine uzandı ve cüzdanını çıkardı.
Tom reached into his pocket and pulled out his wallet.
Tom cebine uzandı ve cüzdanını çıkardı.
Tom left his wallet at home.
Tom evde cüzdanını bıraktı.
Tom didn't think he had enough money in his wallet to pay the bill.
Tom hesabı ödemek için cüzdanında yeterli parası olduğunu düşünmüyordu.
Tom checked his wallet to see how much money he had.
Tom kaç parası olduğunu görmek için cüzdanını kontrol etti.
Tom found a wallet on the sidewalk.
Tom kaldırımda bir cüzdan buldu.