try ile ilgili cümleler

We must try to protect the environment.
Çevreyi korumaya çalışmalıyız.

Don't try too hard!
Çok fazla uğraşma!

I didn't have to try very hard.
Çok sıkı çalışmak zorunda değildim.

Now try this.
Şimdi bunu dene.

Now try it.
Şimdi onu dene.

I've got to try it now.
Şimdi onu denemeliyim.

Now try again.
Şimdi tekrar dene.

Don't try the patience of God!
Allah'ın sabrını deneme!

Don't try God's patience.
Allah'ın sabrını denemeyin.

So far my German is terrible, but I'll try to learn German well.
Almancam şimdiye kadar korkunçtu ama iyi Almanca öğrenmeyi deneyeceğim.

Never try to die.
Ölmeyi asla deneme.

I suggested that he try to go to America.
Amerika'ya gitmeye çalışmasını önerdim.

Let's try Tom first.
Önce Tom'u deneyelim.

First, I'll try to understand why he thinks so.
Öncelikle, onun niçin öyle düşündüğünü anlamaya çalışacağım.

We must try to preserve the remains of ancient civilizations.
Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız.

The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

I try not to judge my friends' decisions.
Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.

I'd like to try horseback riding.
At biniciliğini denemek istiyorum.

I want to try eating horse meat.
At eti yemeyi denemek istiyorum.

I went for a walk to try to sober up.
Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim.

Before buying shoes, you should try them on.
Ayakkabıları almadan önce onları denemelisin.

I'll try to change the file format then.
Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.

The reason why you failed is you did not try hard enough.
Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.

The reason for your failure is that you did not try hard enough.
Başarısızlık nedenin yeterince gayret etmemendir.

Can we try something else?
Başka bir şey deneyebilir miyiz?

Ask me as many questions as you like. I'll try to answer them all.
Bana istediğiniz kadar çok soru sorun. Hepsini cevaplamaya çalışacağım.

You don't even try to help me.
Bana yardım etmeyi denemedin bile.

Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
Bankalar güneşli bir günde sana bir şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu bir günde sırtlarını dönerler.

I'm beginning to understand why you don't bother to try to explain things to Tom.
Bazı şeyleri neden Tom'a açıklama zahmetinde bulunmadığını anlamaya başlıyorum.

If for some reason I failed, I'd try again.
Bazı nedenlerden dolayı başarısız olursam, tekrar denerim.

All of us try to be what none of us couldn't be except when some of us were what the rest of us desired.
Bazılarımız geriye kalanlarımızın arzu ettikleri şey oldukları zaman hariç, hepimiz hiçbirimizin olamadığını olmaya çalışırız.

It's good to try new things once in a while.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.

I will try to live up to your expectations.
Beklentilerinize uygun yaşamaya çalışacağım.

Perhaps you should try doing one thing at a time.
Belki bir seferde bir şey yapmaya çalışmalısın.

I'm not very social, but I try to make an effort.
Ben çok sosyal değilim, ama bir çaba sarfetmeye çalışıyorum.

I'll try my luck.
Ben şansımı deneyeceğim.

Can I try on this jacket?
Ben bu ceketi deneyebilir miyim?

I will try as hard as I can.
Ben elimden geldiğince çok çabalayacağım.

I would like to try the blue striped skirt.
Ben mavi çizgili eteği denemek istiyorum.

I think that we should try again.
Ben tekrar denememiz gerektiğini düşünüyorum.

Don't try to stop me.
Beni durdurmaya çalışma.

Don't try to fool me.
Beni kandırmaya çalışma.

Don't try to frighten me.
Beni korkutmaya çalışma.

Don't try to imitate me.
Beni taklit etmeye çalışma.

I'll try to jump over this stream on a horse.
Bir at üstünde bu dereyi atlamaya çalışacağım.

I want to try riding a horse.
Bir ata binmeyi denemek istiyorum.

I had to try something.
Bir şey denemek zorundaydım.

I'm going to try something.
Bir şey deneyeceğim.

Let's try something.
Bir şeyler deneyelim!

I'll try not to disappoint you next time.
Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.

Let's try it.
Bir deneyelim

You might want to try going on a diet.
Bir diyet yapmayı denemek isteyebilirsin.

You are entitled to try once again.
Bir kez daha deneme hakkın var.

Let's try once again.
Bir kez daha deneyelim.

Let's try one more.
Bir kez daha deneyelim.

Let's try one more time.
Bir kez daha deneyelim.

Let's try once more.
Bir kez daha deneyelim.

Can I tempt you to try another piece of cake?
Bir parça kek daha alır mısınız?

You could try and be a bit more civilized.
Biraz daha medeni olmayı deneyebilirsiniz.

I'll try some.
Biraz deneyeceğim.

You should try to learn a little French.
Biraz Fransızca öğrenmeye çalışmalısın.

I suggest that you try to get some sleep.
Biraz uyumaya çalışmanı öneriyorum.

Let's try to understand one another.
Birbirimizi anlamaya çalışalım.

We should try to understand one another.
Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.

I don't think Tom would try to do that without our help.
Bizim yardımımız olmadan Tom'un onu yapmaya çalışacağını sanmıyorum.

We must try to break the deadlock.
Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız.

I like this coat. May I try it on?
Bu ceketi beğeniyorum. Onu deneyebilir miyim?

I'd like to try on this dress.
Bu elbiseyi denemek istiyorum.

I would like to try this dress on.
Bu elbiseyi denemek istiyorum.

I like this skirt. May I try it on?
Bu eteği istiyorum. Onu deneyebilir miyim?

Don't try to do all these things at once.
Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.

May I try this sweater on?
Bu kazağı deneyebilir miyim?

Let's try this cake.
Bu keki deneyelim.

These cakes are good. Please try one.
Bu kekler iyi. Bir tane deneyin.

This time I will try it.
Bu kez onu deneyeceğim.

We will try everything to win this game.
Bu maçı kazanmak için her şeyi deneyeceğiz.

I like this overcoat. May I try it on?
Bu mantoyu beğendim. Onu üzerimde deneyebilir miyim?

The user you to want to send this message to does not exist. Please try with another username.
Bu mesajı göndermek istediğiniz kullanıcı bulunamadı. Lütfen bir başka kullanıcı adıyla deneyin.

Can you try this number again?
Bu numarayı tekrar dener misin?

Let's try this plan.
Bu planı deneyelim.

Why don't you try on this yellow sweater?
Bu sarı kazağı niçin denemiyorsun?

This means that if you try to protect yourself too much, you will only make bigger mistakes.
Bu, kendini daha fazla korumaya çalışırsan, sadece daha büyük hatalar yapacaksın anlamına gelir.

I'll try my best today, too.
Bugün ben de elimden geleni yapmaya çalışacağım.

If the shop is closed today, I'll try again tomorrow.
Bugün dükkan kapalı ise, ben yarın tekrar deneyeceğim.

I thought I'd try eating Mexican food today.
Bugün Meksika yemeği yemeyi deneyeceğimi düşündüm.

Let's try another place to eat today.
Bugün yemek için başka bir yer deneyelim.

Let's try to solve the riddle.
Bulmacayı çözmeye çalışalım.

I want to try bungee jumping.
Bungee jump denemek istiyorum.

Don't try to understand this.
Bunu anlamaya çalışma.