trust ile ilgili cümleler

Americans have lost their trust in Toyota.
Amerikalılar Toyota'ya olan güvenini kaybettiler.

I can't trust John with my car.
Arabamı John'a güvenemem.

We can't trust them now.
Artık onlara güvenemeyiz.

I can no longer trust Tom.
Artık Tom'a güvenemiyorum.

We don't trust Tom anymore.
Artık Tom'a güvenmiyoruz.

Never trust anybody.
Asla kimseye inanmayın.

Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.

You shouldn't trust people like this.
Böyle insanlara güvenmemelisin.

Trust in me.
Bana güven.

You know you can trust me.
Bana güvenebileceğini biliyorsun.

I want you to know that you can trust me.
Bana güvenebileceğini bilmeni istiyorum.

You can trust me.
Bana güvenebilirsin.

Do you trust me, Tom?
Bana güveniyor musun, Tom?

You trust me, right?
Bana güveniyorsun, değil mi?

You trust me, don't you?
Bana güveniyorsun, değil mi?

You didn't trust me.
Bana güvenmedin.

You must trust me.
Bana güvenmelisin.

You ought to trust me.
Bana güvenmelisin.

You have to trust me.
Bana güvenmelisin.

You'll have to trust me.
Bana güvenmen gerekecek.

I want you to trust me.
Bana güvenmeni istiyorum.

I need you to trust me.
Bana güvenmeni istiyorum.

Don't you trust me?
Bana güvenmiyor musunuz?

You still don't trust me, do you?
Bana hâlâ güvenmiyorsun, değil mi?

I can trust him to a certain extent.
Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.

Maybe they don't trust us.
Belki de bize güvenmiyorlardır.

I do not trust him any longer.
Ben artık ona güvenmiyorum.

I can't trust such a man.
Ben böyle bir adama güvenemem.

I really trust his ability.
Ben gerçekten onun yeteneğine güveniyorum.

I can't bring myself to trust his story.
Ben onun hikayesine inanamıyorum.

I don't trust his story.
Ben onun hikayesine inanmıyorum.

I cannot trust what she says.
Ben onun söylediğine güvenemem.

I completely trust your abilities.
Ben senin yeteneklerine tamamen güveniyorum.

I have absolute trust in you.
Benim sana tam güvenim var.

You can't trust computer translation.
Bilgisayar çevirisine güvenemezsin.

Never trust a stranger.
Bir yabancıya asla güvenme.

Many people do not trust the government.
Birçok insan hükümete güvenmiyor.

We must trust each other, Tom.
Birbirimize güvenmeliyiz, Tom.

We're supposed to trust each other.
Birbirimize güvenmemiz gerekiyor.

They trust each other.
Birbirlerine güvenirler.

I've asked around and everybody says that we shouldn't trust you.
Birilerine sordum ve herkes sana güvenmememizi söylüyor.

We trust him.
Biz ona güveniyoruz.

You can trust us.
Bize güvenebilirsin.

You must trust us.
Bize güvenmelisin.

Don't you trust us?
Bize güvenmiyor musunuz?

You don't really trust us, do you?
Bize gerçekten güvenmiyorsun, değil mi?

You don't entirely trust us, do you?
Bize tamamen güvenmiyorsun, değil mi?

We have no trust in him.
Bizim ona güvenimiz yok.

This is a woman who we can trust.
Bu güvenebileceğimiz bir kadın.

Trust me on that.
Bu konuda bana güven.

Trust me on this.
Bu konuda bana güven.

I'd like to give this to somebody we can trust.
Bunu güvenebileceğimiz birisine vermek istiyorum.

Everyone here knows you can't trust Tom.
Buradaki herkes Tom'a güvenemeyeceğini biliyor.

We don't trust strangers around here.
Buralarda yabancılara güvenmiyoruz.

If the world weren't in the shape it is now, I could trust anyone.
Dünya şimdi olduğu durumda olmasa, kimseye güvenemem.

Friendship requires mutual trust.
Dostluk karşılıklı güven gerektirir.

Trust me. You don't want that.
Güven bana. Onu istemezsin.

Trust is earned.
Güven kazanılır.

There can be no friendship without trust.
Güven olmadan dostluk olamaz.

I need someone I can trust.
Güvenebileceğim birine ihtiyacım var.

I need somebody I can trust.
Güvenebileceğim birisine ihtiyacım var.

You're the only person I can trust.
Güvenebileceğim tek kişisin.

You are the only person that I can trust.
Güvenebileceğim tek kişisiniz.

We need to hire people we can trust.
Güvenebileceğimiz insanları istihdam etmeliyiz.

He abused my trust.
Güvenimi kötüye kullandı.

You've violated our trust.
Güvenimizi ihlal ettin.

I won't betray your trust.
Güvenine ihanet etmeyeceğim.

He is the only friend I can really trust.
Gerçekten güvenebileceğim tek arkadaş.

I had to trust the captain with my life.
Hayatımı kaptana güvenmek zorundaydım.

We all trust you.
Hepimiz sana güveniyoruz.

You can trust all of us.
Hepimize güvenebilirsin.

You must not trust every man.
Her adama güvenmemelisin.

You can trust him with any job.
Herhangi bir işte ona güvenebilirsiniz.

I wonder if I should trust my instincts.
Hislerime güvenmem gerekip gerekmediğini merak ediyorum.

Jackson could not trust them.
Jackson, onlara güvenemedi.

You can trust John. He will never let you down.
John'a güveneblirsin. O seni asla hayal kırıklığına uğratmayacak.

In a word, I don't trust him.
Kısacası ona güvenmiyorum.

I don't trust women.
Kadınlara güvenmem.

I wish you'd trust me.
Keşke bana güvensen.

I don't trust myself.
Kendime güvenmiyorum.

You must trust in yourselves.
Kendinize güvenmelisiniz.

I trust Ken.
Ken'e güveniyorum.

I can't trust anyone.
Kimseye güvenemem.

I can't trust anybody.
Kimseye güvenemem.

You can't trust anybody.
Kimseye güvenemezsin.

Trust no one.
Kimseye güvenme.

I don't trust anyone.
Kimseye güvenmem.

I don't trust anybody.
Kimseye güvenmiyorum.

Marika doesn't trust me anymore.
Marika artık bana güvenmiyor.