"This is the police. Would you mind coming down to the station?" "W-why?" "You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!"
"Bu polis. İstasyona düşmemizde bir sakınca var mı?" "N-neden?" "Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmenin bir suç olmadığını düşünmüyorsun?!"
He was born in a small town in Italy.
İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.
The boy was wandering about the town.
Çocuk kasabayı geziniyordu.
My name is known by everyone in our town.
Adım şehrimizdeki herkes tarafından bilinir.
The town has many tall buildings.
Şehir bir sürü yüksek binaya sahip.
I've been out of town.
Şehir dışındaydım.
The town is always crawling with tourists.
Şehir her zaman turistlerle kaynıyor.
Could you tell me which bus or train goes to the center of the town?
Şehir merkezine hangi tren veya otobüs gidiyor bana söyleyebilir misiniz?
The town has a European air.
Şehirde bir Avrupa havası var.
Aren't you in town?
Şehirde değil misin?
People living in town don't know the pleasures of country life.
Şehirde yaşayan insanlar kır yaşantısının zevklerini bilmezler.
You're the prettiest girl in town.
Şehirdeki en güzel kızsın.
Everyone in the town knows about it.
Şehirdeki herkes onu biliyor.
Not everyone in town likes Tom.
Şehirdeki herkes Tom'u sevmiyor.
Get out of town.
Şehirden çık.
I need to get out of town.
Şehirden çıkmam gerekiyor.
They must've skipped out of town.
Şehirden kaçmış olmalılar.
The town is accessible by rail.
Şehre demir yolu ile erişilebilir.
The circus has come to town.
Şehre sirk geldi.
He will never visit the town again.
Şehri asla tekrar ziyaret etmeyecek.
When are you coming to visit my town?
Şehrimi ne zaman ziyaret ediyorsun?
Most of the town was sleeping.
Şehrin çoğu uyuyordu.
He lives in the western part of town.
Şehrin batı kesiminde yaşar.
There's a nice park in the center of town.
Şehrin merkezinde güzel bir park var.
The population of the town decreases year by year.
Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
I own 30 acres of land about 3 miles out of town.
Şehrin yaklaşık 3 mil dışında 30 İngiliz dönümü arazim var.
What's your favorite small town in America?
Amerika'da en sevdiğin küçük kasaba hangisi?
Every town in America has a library.
Amerika'da her kasabada bir kütüphane bulunmaktadır.
Mother went to town to get some bread.
Anne biraz ekmek almak için şehre gitti.
Your friend left town.
Arkadaşın şehri terk etti.
The soldiers advanced toward the town.
Askerler şehre doğru ilerledi.
Because they had no time to spare, they hurried back to town.
Ayıracak zamanları olmadığından dolayı aceleyle kasabaya geri döndüler.
I just got back in town.
Az önce kasabaya döndüm.
I've been out of town all week.
Bütün hafta şehir dışındaydım.
The whole town was under water.
Bütün kasaba sular altındaydı.
The big fire reduced the whole town to ashes.
Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
My grandmother is the oldest in this town.
Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.
Their father had a large shoe shop in the town.
Babalarının kasabada büyük bir ayakkabı dükkanı var.
Her father never let her go to town with her friends.
Babası onun arkadaşları ile kasabaya gitmesine asla izin vermedi.
She was kind enough to show me around the town.
Bana kasabayı gezdirecek kadar kibardı.
We have lived in this town for five years.
Beş yıldır bu kasabada yaşıyoruz.
The town hall was full of people.
Belediye binası insanlarla doluydu.
I was out of town on an assignment.
Ben bir görev için kasaba dışındaydım.
I'm living in a town.
Ben bir kasabada yaşıyorum.
I grew up in this small town.
Ben bu küçük kasabada büyüdüm.
I don't know anybody here in this town.
Ben bu kasabada burada kimseyi tanımıyorum.
I located the town on a map.
Ben kasabayı harita üzerinde belirledim.
Keeping up with the Joneses is expensive in rich town like Beverly Hills.
Beverly Hills gibi zengin kasabada Joneses ailesine ayak uydurmak zordur.
What's the difference between a village and a town?
Bir köy ve bir kasaba arasındaki fark nedir?
A circus is visiting the town.
Bir sirk, kenti ziyaret ediyor.
I ran all over town trying to borrow some money.
Biraz ödünç para almaya çalışarak tüm kasabayı koştum.
I had some free time, so I wandered around town.
Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.
I am leaving town for a few days.
Birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyorum.
I'm leaving town for a few days.
Birkaç günlüğüne kasabadan ayrılıyorum.
I'll be out of town for a few days.
Birkaç günlüğüne kasabanın dışında olacağım.
There is a large lake near our town.
Bizim kasabanın yakınında büyük bir göl var.
There is a large river near our town.
Bizim kasabanın yakınında büyük bir nehir var.
I live in a town near Boston.
Boston yakınlarındaki bir kasabada yaşıyorum.
Let me show you around the town this afternoon.
Bu öğleden sonra sana kasabayı gezdireyim.
I didn't know that you were in this town.
Bu şehirde olduğunu bilmiyordum.
That you will leave this town, saddens me.
Bu şehirden gidecek olman beni üzüyor.
I hate this town.
Bu şehirden nefret ediyorum.
I hate this town.
Bu şehirden nefret ediyorum.
Do you have any sightseeing tours of this town?
Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
Is this your first visit to this town?
Bu şehri ilk ziyaretiniz mi?
I love this town.
Bu şehri severim.
This is the town where I was born.
Bu doğduğum şehirdir.
This is a gorgeous town.
Bu görkemli bir şehir.
Let's hit the town tonight and have some fun.
Bu gece kasabaya gidelim ve biraz eğlenelim.
This town hasn't changed much in the last ten years.
Bu kasaba son on yıl içerisinde çok fazla değişmedi.
She doesn't have many friends in this town.
Bu kasabada çok arkadaşı yok.
Is there a museum in this town?
Bu kasabada bir müze var mıdır?
There are four schools in this town.
Bu kasabada dört okul var.
There is an old church in this town.
Bu kasabada eski bir kilise var.
I don't know anybody in this town.
Bu kasabada kimseyi tanımıyorum.
This is the worst hotel in town.
Bu kasabadaki en kötü oteldir.
The ghetto in this town is dangerous at night.
Bu kasabadaki getto geceleyin tehlikelidir.
This town is increasing in population.
Bu kasabanın nüfusu artıyor.
It has been ten years since I came to this town.
Bu kasabaya geldiğimden beri on yıl oldu.
How do you like this town?
Bu kasabayı nasıl buluyorsun?
This town is quite different from what it was ten years ago.
Bu kent 10 yıl öncekinden oldukça farklı.
I would like to leave this town and never come back.
Bu kenti, geri dönmemek üzere terk etmek istiyorum.
Is this the town where Mika was born?
Bu Mika'nın doğduğu şehir mi?
This is the town where he was born.
Bu onun doğduğu kasabadır.
Does this bus go to the center of town?
Bu otobüs şehir merkezine gider mi?
This bus will take you to the town.
Bu otobüs sizi kente götürecek.
This is the town I told you about.
Bu sana bahsettiğim şehir.
This road will lead you to the center of town.
Bu yol sizi kasabanın merkezine götürecektir.
It's the best-kept secret in town.
Bu, şehirde en iyi saklanan sırdır.
This is the cheapest store in town.
Bu, şehirde en ucuz mağazadır.
I went shopping in town today.
Bugün kasabada alışverişe gittim.
According to today's paper, there was a fire in this town last night.
Bugünkü gazeteye göre, dün gece bu kasabada bir yangın vardı.
It seems a long way from here to the town.
Buradan kasabaya uzun bir yol gibi görünüyor.