By 1969 the debate over virtual memory for commercial computers was over. An IBM research team led by David Sayre showed that their virtual memory overlay system consistently worked better than the best manually controlled systems.
1969'da ticari bilgisayarlar için sanal bellek üzerine tartışma sona erdi. David Sayre tarafından yönetilen bir IBM araştırma ekibi sanal bellek yükleme sisteminin tutarlı olarak en iyi elle kontrol edilen sistemlerden daha iyi çalıştığını gösterdi.
We have a very good team, so we have every reason to be optimistic.
Çok iyi bir ekibimiz var bu yüzden iyimser olmak için her türlü nedenimiz var.
To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
We're on the same team.
Aynı takımdayız.
He brought me the news that our team had won.
Bana takımımızın kazandığı haberini getirdi.
Our basketball team is recruiting tall boys.
Basketbol takımımız uzun boylu erkekleri alıyor.
I am a member of the basketball team.
Basketbol takımının bir üyesiyim.
I belong to the baseball team.
Ben beyzbol takımına üyeyim.
I'm in a hockey team.
Ben bir hokey takımındayım.
I'm the leader of this team.
Ben bu takımın lideriyim.
I'm a member of the team.
Ben ekibin bir üyesiyim.
I'm on the football team.
Ben futbol takımındayım.
I wasn't the team leader.
Ben takım lideri değildim.
I'm not on Tom's team.
Ben Tom'un takımında değilim.
I am not the captain of the new team.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
I think it certain that our team will win.
Bence takımımızın kazanacağı kesin.
There's my team.
Benim takımım var.
Our baseball team is very strong.
Beyzbol takımımız çok güçlüdür.
I am a member of the baseball team.
Beyzbol takımının bir üyesiyim.
I was dropped from the baseball team.
Beyzbol takımından çıkarıldım.
If I were a boy, I could join a baseball team.
Bir erkek olsam bir beyzbol takımına katılabilirim.
A soccer team consists of eleven players.
Bir futbol takımı on bir kişiden oluşur.
Try to hold on until a rescue team arrives.
Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.
They kept singing until a rescue team came.
Bir kurtarma ekibi gelinceye kadar şarkı söylediler.
A lot of people say Tom is the best player on our team.
Birçok kişi Tom'un takımımızdaki en iyi oyuncu olduğunu söylüyor.
We make a great team.
Biz büyük bir ekibiz.
We waved flags to welcome members of our baseball team.
Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.
We organized a project team.
Biz bir proje ekibi düzenledik.
We're a team.
Biz bir takımız.
We make a really good team.
Biz gerçekten iyi bir takım kurarız.
We're a good team.
Biz iyi bir takımız.
We elected Jeffrey captain of our team.
Biz Jeffrey'yi takımımızın kaptanı seçtik.
We elected Jim captain of our baseball team.
Biz Jim'i bizim beyzbol takımının kaptanı seçtik.
We made Tom the captain of the team.
Biz Tom'u takımın kaptanı yaptık.
We regard him as the best player on the team.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
Our team lost, 2-0.
Bizi takım 2-0 kaybetti.
Our team won 3 to 1.
Bizim takım 1'e 3 kazandı.
Our team lost all its games.
Bizim takım bütün oyunları kaybetti
Our team lost all of its games.
Bizim takım oyunlarının hepsini kaybetti.
Our team won the game.
Bizim takım oyunu kazandı.
He insulted our team.
Bizim takıma hakaret etti.
Would you like to join our team?
Bizim takıma katılmak ister misin?
Our team is five points ahead.
Bizim takımımız beş puan ilerdedir.
He is the best player on our team.
Bizim takımda en iyi oyuncudur.
The team needs more skillful players.
Bu takımın daha yetenekli oyunculara ihtiyacı var.
Bush put together a hard-working team.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
Stop fighting. We're all on the same team here.
Dövüşmeyi bırakın.Burada hepimiz aynı ekipteyiz.
We defeated the other team by 3 points.
Diğer takımı üç puanla yendik.
Our team were wearing red shirts.
Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.
Our team can win.
Ekibimiz kazanabilir.
The team waited.
Ekip bekledi.
I like being on the team.
Ekipte olmaktan memnunum.
Eric is on our soccer team.
Eric bizim futbol takımında.
The home team won.
Ev sahibi takım kazandı.
What's your favorite baseball team?
Favori beyzbol takımın nedir?
Which is your favorite team?
Favori takımınız hangisidir?
Soccer is a team sport.
Futbol bir takım sporudur.
The soccer team is led by Tom.
Futbol takımı Tom tarafından yönetiliyor.
Our soccer team won every game last season.
Futbol takımımız geçen sezon tüm maçları kazandı.
Our soccer team beat all the other teams in the town.
Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.
Our football team has a good defense.
Futbol takımımızın iyi bir savunması var.
I joined the football team.
Futbol takımına katıldım.
What's your favorite soccer team?
Gözde futbol takımın nedir?
George is captain of our team.
George bizim takımın kaptanı.
George is the captain of our team.
George bizim takımın kaptanıdır.
How many times a week does the soccer team practice?
Haftada kaç kez futbol takımı çalışma yapar?
Which team is ours?
Hangi takım bizim?
Which team will win?
Hangi takım kazanacak?
Which team will win the game?
Hangi takım oyunu kazanacak?
Which team won the game?
Hangi takım oyunu kazandı?
Which team are you a fan of?
Hangi takımın bir fanatiğisin.
There is no knowing which team will win.
Hangi takımın kazanacağı belli olmaz.
Which team do you think will win?
Hangi takımın kazanacağını düşünüyorsun?
Which team are you on?
Hangi takımdasın?
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
They elected John captain of their team.
John'ı takımlarının kaptanı seçtiler.
They chose John to be the captain of the team.
John'u takım kaptanı olması için seçtiler.
The women's basketball team has a male coach.
Kadın basketbol takımının erkek bir hocası var.
The Canadian women's hockey team won the gold medal.
Kanadalı bayan hokey takımı altın madalya kazandı.
The lost boy held out until the rescue team came.
Kaybolan çocuk, kurtarma ekibi gelene kadar dayandı.
Never change a winning team.
Kazanan bir takımı asla değiştirme.
I wish that Tom would join our team.
Keşke Tom ekibimize katılsa.
Ken's team is likely to win.
Ken'in takımının kazanması muhtemeldir.
I am on our high school soccer team.
Lisemizin futbol takımındayım.
Which team won the match really isn't important.
Maçı hangi takımın kazandığı gerçekten de önemli değil.
Mary represented her team in the competition.
Mary yarışmada takımını temsil etti.
Mike is captain of our team.
Mike takımımızın kaptanıdır.
Mike is the team's captain.
Mike takımın kaptanıdır.
Mike is popular among the girls because he is the star of the team.
Mike takımın yıldızı olduğu için kızlar arasında popüler.
Mike is not a member of the volleyball team.
Mike voleybol takımının bir üyesi değildir.
Which team is likely to win?
Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?
Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
What a team!
Ne ekip ama!