"Is it an illegal taxi?" I ask him.
"O bir korsan taksi midir?"Ona sorarım.
She takes a taxi from the station to her house.
İstasyondan evine kadar bir taksiye biner.
I got a taxi in front of the station.
İstasyonun önünde bir taksiye bindim.
Since there wasn't much time to spare, she took a taxi.
Ayıracak çok zamanı olmadığı için, taksiye bindi.
Can you call a taxi for me?
Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
Can you call me a taxi?
Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
She called me a taxi.
Bana bir taksi çağırdı.
I was waiting for a taxi.
Ben bir taksi bekliyordum.
I went to Kawagoe by taxi.
Ben taksi ile Kawagoe'ye gittim.
I think you should go by taxi.
Bence taksiyle gitmelisin.
A pair of gloves was left in the taxi.
Bir çift eldiven takside bırakıldı.
He found a public telephone and called a taxi.
Bir ankesörlü telefon buldu ve bir taksi çağırdı.
If they don't have a car, they'll come by taxi.
Bir arabaları yoksa, taksi ile gelirler.
Would you like me to call a taxi?
Bir taksi çağırmamı ister misiniz?
It's faster to reserve a taxi.
Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır.
No taxi stopped.
Bir taksi bile durmadı.
Not even one taxi stopped.
Bir taksi bile durmadı.
I held up my hand to stop a taxi.
Bir taksi durdurmak için elimi kaldırdım.
Shall we take a taxi?
Bir taksiye binelim mi?
Let's take a taxi.
Bir taksiye binelim.
You didn't need to take a taxi.
Bir taksiye binmene gerek yoktu.
I would rather take a taxi than walk.
Bir taksiye binmeyi yürümeye tercih ederim.
He raised his arm intending to stop a taxi.
Bir taksiyi durdurmayı deneyerek kolunu kaldırdı.
Call a taxi to pick us.
Bizi alması için bir taksi çağır.
We needed a taxi to take us to the station.
Bizi istasyona götürmesi için bir taksiye ihtiyacımız vardı.
Bob missed the last train and had to take a taxi.
Bob son treni kaçırdı ve bir taksiye binmek zorunda kaldı.
It's very hard getting a taxi in this city.
Bu şehirde bir taksiye binmek çok zor.
Can I catch a taxi here?
Burada bir taksiye binebilir miyim?
Can I catch a taxi near here?
Buraya yakın bir yerde taksiye binebilir miyim?
I ran out and caught a taxi.
Dışarı koştum ve bir taksiye bindim.
I couldn't find a taxi last night.
Dün gece bir taksi bulamadım.
We took a taxi so we wouldn't be late.
Geç kalmayalım diye bir taksiye bindik.
I take a taxi to the train station once or twice a week.
Haftada bir ya da iki kez tren istasyonuna gitmek için taksiye binerim.
You are right. I will go by taxi.
Haklısın. Taksiyle gideceğim.
Which is quicker, a taxi or the subway?
Hangisi daha hızlı bir taksi mi yoksa metro mu?
She went to the hospital by taxi.
Hastaneye taksiyle gitti.
I need a taxi to the airport.
Havaalanına giden bir taksiye ihtiyacım var.
I went to the airport by taxi.
Havaalanına taksi ile gittik.
They all got into the taxi at once.
Hepsi derhal taksiye bindi.
Could you please get me a taxi?
Lütfen bana bir taksi çağırır mısın?
Will you please call me a taxi?
Lütfen bana bir taksi çağırır mısınız?
Where can I get a taxi?
Nerede bir taksiye binebilirim?
Why don't we take a taxi?
Niçin bir taksiye binmiyoruz?
He called me a taxi.
O bana bir taksi çağırdı.
He found me a taxi.
O bana bir taksi buldu.
He called a taxi for me.
O benim için bir taksi çağırdı.
Is she a taxi driver?
O bir taksi şoförü mü?
She is a taxi driver.
O bir taksi şoförü.
She got in the taxi.
O taksiye bindi.
That way is very far, so we took a taxi.
O yer çok uzak, bu nedenle bir taksi tuttuk.
He has just come here by taxi.
O, az önce buraya taksi ile geldi.
She went out to look for a taxi.
O, bir taksi aramak için dışarı çıktı.
She took a taxi to the hospital.
O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
She waited for a taxi for two hours but couldn't get one.
O, iki saat taksi bekledi ama bir tane bulamadı.
He took a taxi to the station.
O, istasyona gitmek için bir taksiye bindi.
She went to the museum by taxi.
O, müzeye taksiyle gitti.
Their father is a taxi driver.
Onların babası bir taksi şoförüdür.
He took a taxi to get there in time.
Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindi.
I took a taxi to get there in time.
Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindim.
Take a taxi to the hotel.
Otele taksi tut.
The bus was very crowded. I wish I had taken a taxi.
Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim.
I took a taxi because the bus was late.
Otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.
Since the bus was late, I took a taxi.
Otobüs geç kaldığı için, bir taksiye bindim.
As the bus was late, I took a taxi.
Otobüs geç kaldığı için, taksiye bindim.
Excuse me, where is the taxi stand?
Pardon, taksi durağı nerede?
I took a taxi so that I would be in time for the appointment.
Randevuya zamanında yetişeyim diye taksiye bindim.
Call a taxi in the morning, please.
Sabah bir taksi çağırın, lütfen.
I got into a taxi outside Shinjuku Station.
Shinjuku İstasyon'u dışında bir taksiye bindim.
I'll call you a taxi.
Size bir taksi çağıracağım.
You needn't have taken a taxi.
Taksi çağırmana gerek yoktu.
Taxi fares will go up next month.
Taksi ücretleri gelecek ay artacak.
The taxi abruptly turned left.
Taksi aniden sola döndü.
Tell the taxi driver to drive faster.
Taksi şoförüne daha hızlı sürmesini söyle.
I had trouble getting a taxi.
Taksi bulmakta zorlandım.
The taxi is waiting outside.
Taksi dışarıda bekliyor.
The taxi has arrived.
Taksi geldi.
The taxi picked up two passengers.
Taksi iki yolcu aldı.
He went to the Tokyo station by taxi.
Taksi ile Tokyo istasyonuna gitti.
Where is the taxi?
Taksi nerede?
I got out of the taxi.
Taksiden indim.
Let's get out of the taxi.
Taksiden inelim.
Before we get out of the taxi, we pay the fare.
Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.
He caught sight of Nancy getting into a taxi.
Taksiye binerken Nancy'yi gördü.
I had a little difficulty in getting a taxi.
Taksiye binmede biraz zorlandım.
Taking a taxi is a luxury for me.
Taksiye binmek benim için bir lüks.
Let's go by taxi, OK?
Taksiyle gidelim, Tamam mı?
He took a taxi both ways.
Taksiyle gidip geldi.
How long does it take to the train station by taxi?
Taksiyle tren istasyonuna ne kadar sürer?
Tom called me a taxi.
Tom bana bir taksi çağırdı.
Tom found me a taxi.
Tom bana bir taksi buldu.
Tom called a taxi for me.
Tom benim için bir taksi çağırdı.
Tom had a hard time finding a taxi.
Tom bir taksi bulmada zor bir zaman geçirdi.
Tom had to catch a taxi.
Tom bir taksiye binmek zorunda.
