suppose ile ilgili cümleler

I suppose you like him.
Ondan hoşlandığını sanıyorum.

Do you suppose that he is attractive?
Onun cazibeli olduğunu sanıyor musun?

I suppose you think I'm nuts.
Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.

I suppose I asked too many questions.
Sanırım çok fazla soru sordum.

I suppose you've already bought a ticket.
Sanırım önceden bir bilet aldın.

I suppose so.
Sanırım öyle.

I suppose so.
Sanırım öyle.

I suppose you're hungry.
Sanırım açsın.

I suppose we have no choice.
Sanırım alternatifimiz yok.

I suppose I shouldn't be surprised.
Sanırım şaşırmamalıyım.

I suppose you want to ask me what I was doing yesterday.
Sanırım bana dün ne yaptığımı sormak istiyorsun.

I suppose that's why you don't like me so much.
Sanırım beni çok fazla sevmemenin nedeni bu.

I suppose it's my fault.
Sanırım benim hatam.

I suppose you have the right to know.
Sanırım bilme hakkına sahipsin.

I suppose you have a plan.
Sanırım bir planın var.

I suppose I could wait a little longer.
Sanırım biraz daha fazla bekleyebilirdim.

I suppose I should get some rest.
Sanırım biraz dinlenmeliyim.

I suppose I felt a little jealous.
Sanırım biraz kıskandım.

I suppose I should offer to pay Tom for what he did for us.
Sanırım bizim için yaptığı için Tom'a ödeme yapmayı önermeliyiz.

I suppose you have some ideas on how to handle this matter.
Sanırım bu mesele ile nasıl baş edeceğimiz hakkında bazı fikirlerin var.

I suppose you'll be needing this.
Sanırım buna ihtiyacın olacak.

I suppose that's allowed.
Sanırım buna izin var.

I suppose you want me to pay for this.
Sanırım bunun için ödeme yapmamı istiyorsun.

I suppose I could change a tire if I had to.
Sanırım değiştirmek zorunda olsam bir lastik değiştirebilirim.

I suppose you think I'm crazy.
Sanırım deli olduğumu düşünüyorsun.

I suppose it doesn't hurt to try.
Sanırım denemek zarar vermez.

I suppose that's true.
Sanırım doğru.

I suppose it can't be helped.
Sanırım elden bir şey gelmez.

I suppose it couldn't be helped.
Sanırım elden bir şey gelmezdi.

I suppose I'd better be more careful the next time.
Sanırım gelecek sefer daha dikkatli olsam iyi olur.

I suppose I'll have to be more careful in the future.
Sanırım gelecekte daha dikkatli olmak zorunda kalacağım.

I suppose it's time to go.
Sanırım gitme zamanı.

I suppose I'd better leave.
Sanırım gitsem iyi olur.

I suppose you're right.
Sanırım haklısın.

I suppose you've got a point.
Sanırım haklısın.

I suppose anything's possible.
Sanırım herhangi bir şey mümkün.

I suppose everyone thinks I'm being a little too picky.
Sanırım herkes benim biraz çok fazla titiz olduğumu düşünüyor.

I suppose everyone thinks I'm crazy.
Sanırım herkes deli olduğumu düşünüyor.

I suppose everyone thinks I'm in love with Mary.
Sanırım herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.

I suppose it might work.
Sanırım işe yarayabilir.

I suppose we have nothing to lose.
Sanırım kaybedecek bir şeyimiz yok.

Nobody is going to notice, I suppose.
Sanırım kimse fark etmeyecek.

I suppose that's impossible.
Sanırım mümkün değil.

I suppose it's possible.
Sanırım mümkün.

I suppose that's possible.
Sanırım mümkün.

I suppose we could ask Tom why Mary isn't here.
Sanırım Mary'nin niçin burada olmadığını Tom'a sorabiliriz.

I suppose I should be grateful.
Sanırım minnettar olmalıyım.

I suppose I should've been happy.
Sanırım mutlu olmalıydım.

I suppose that's a possibility.
Sanırım o bir ihtimal.

I suppose he's gone home.
Sanırım o eve gitti.

I suppose he will be late.
Sanırım o geç kalacak.

I suppose she's got a point.
Sanırım o haklı.

I suppose he's got a point.
Sanırım o haklı.

I suppose he will be back soon.
Sanırım o kısa sürede geri dönecek.

I suppose that she was happy then.
Sanırım o o zaman mutluydu.

I suppose that's one of the reasons Tom isn't here.
Sanırım o Tom'un burada olmama nedenlerinden biri.

I suppose you want to use my office.
Sanırım ofisimi kullanmak istiyorsun.

I suppose you like it.
Sanırım ondan hoşlanıyorsun.

I suppose they are coming.
Sanırım onlar geliyorlar.

I suppose they need it more than we do.
Sanırım onların buna bizden daha fazla ihtiyacı var.

I suppose I shouldn't have said that.
Sanırım onu söylememeliydim.

I suppose you could say that.
Sanırım onu söyleyebilirsiniz.

I suppose we could do that.
Sanırım onu yapabiliriz.

I suppose I shouldn't have done that.
Sanırım onu yapmamalıydım.

I suppose you already know that's my car.
Sanırım onun benim arabam olduğunu zaten biliyorsun.

I suppose I should be flattered.
Sanırım pohpohlanmalıyım.

I suppose I should congratulate you.
Sanırım seni tebrik etmeliyim.

I suppose that's OK.
Sanırım tamam.

I suppose that's all right.
Sanırım tamam.

Tom could be in Boston, I suppose.
Sanırım Tom Boston'da olabilir.

I suppose Tom might think so, too.
Sanırım Tom da öyle düşünebilir.

I suppose you're worried about Tom.
Sanırım Tom hakkında endişelisin.

I suppose Tom told you that.
Sanırım Tom onu sana söyledi.

I suppose Tom told you what happened.
Sanırım Tom sana ne olduğunu söyledi.

I suppose Tom told you why I was late.
Sanırım Tom sana niçin geç kaldığımı söyledi.

I suppose Tom told you what time he plans to arrive.
Sanırım Tom sana saat kaçta varmayı planladığını söyledi.

I suppose Tom might not do what we asked him to do.
Sanırım Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayabilir.

I suppose we should tell Tom the truth.
Sanırım Tom'a gerçeği söylemeliyiz.

I suppose you've heard about what happened to Tom.
Sanırım Tom'a ne olduğunu duydun.

I suppose we could ask Tom to do that.
Sanırım tom'a onu yapmasını rica edebiliriz.

I suppose we could ask Tom.
Sanırım Tom'a sorabiliriz.

I suppose I'd better phone Tom.
Sanırım Tom'a telefon etsem iyi olur.

I suppose you've heard about Tom.
Sanırım Tom'dan haberin var.

I suppose you want to live in Boston with Tom.
Sanırım Tom'la Boston'da yaşamak istiyorsun.

I suppose we could try to find Tom ourselves.
Sanırım Tom'u kendimiz bulmaya çalışabiliriz.

I suppose you think Tom is really stupid.
Sanırım Tom'un gerçekten aptal olduğunu düşünüyorsun.

I suppose you'll let Tom go.
Sanırım Tom'un gitmesine izin vereceksin.

I suppose you don't know who Tom is.
Sanırım Tom'un kim olduğunu bilmiyorsun.

I suppose you know where Tom is.
Sanırım Tom'un nerede olduğunu biliyorsun.