The rope wasn't strong enough to support him.
İp onu destelemek için yeterince güçlü değildi.
He has to work hard in order to support his family.
Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.
He has to support his mother and his sister.
Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.
The president was willing to support the bill.
Başkan tasarıyı desteklemeye istekliydi.
My father will support me financially.
Babam beni mali olarak destekleyecek.
He had a large family to support.
Bakacak büyük bir ailesi vardı.
I don't have any family to support.
Bakacak bir ailem yok.
I have two children to support.
Bakacak iki çocuğum var.
Mr. Aoyama has a large family to support.
Bay Aoyama'nın geçindirecek büyük bir ailesi var.
I support the proposal.
Ben öneriyi destekliyorum.
I don't support his ideas.
Ben onun fikirlerini desteklemiyorum.
I'll give you moral support.
Ben sana manevi destek vereceğim.
I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
It's hard to support a family on minimum wage.
Bir aileyi asgari ücretle beslemek zordur.
Can you be a Christian and support gay marriage at the same time?
Bir Hristiyan olabilir misin ve aynı zamanda eş cinsel evliliği destekleyebilir misin?
We made an appeal for support.
Biz destek için temyize gittik.
We will give them moral support.
Biz onlara moral desteği vereceğiz.
We're hoping you'll support us.
Bizi destekleyeceğinizi umuyoruz.
They did not want to support him on this issue.
Bu konuda onu desteklemek istemediler.
I'm glad that you want to support this project.
Bu projeyi desteklemek istemene sevindim.
Do we support this?
Bunu destekler miyiz?
We appreciate the support.
Desteği takdir ediyoruz.
Without your support, we probably won't be able to put this plan into practice.
Desteğin olmadan, biz muhtemelen bu planı yürürlüğe koyamayacağız.
We need your support.
Desteğine ihtiyacımız var.
I never expected your support.
Desteğini hiç beklemedim.
I can't tell you how much your support means to us.
Desteğinin bizim için ne çok şey ifade ettiğini sana anlatamam.
He depended on his uncle for support.
Destek için amcasına bağlıydı.
But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
I'll support you as much as I can.
Elimden geldiğince sana destek olacağım.
Faroe Islands are still dependent on Denmark's financial support.
Faroe adaları hala Danimarka'nın mali desteğine bağımlı.
We decided to cease financial support.
Finansal desteği durdurmaya karar verdik.
He has three dependents to support.
Geçindireceği üç aile üyesi var.
His income is too small to support his family.
Geliri ailesine bakamayacak kadar çok küçük.
More and more people promised to support him.
Gittikçe daha fazla insan onu desteklemeye karar verdi.
They marched in support of the government.
Hükümeti desteklemek için yürüdüler.
Henry is old enough to support himself.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
Both brothers said that they couldn't support both a wife and an airplane, so they spent their lives as bachelors.
Her iki erkek kardeş hem bir eşe hem de bir uçağa bakamayacaklarını söyledi, bu yüzden hayatlarını bekar olarak geçirdiler.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.
Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
I'm old enough to support myself.
Kendime bakmak için yeterince yaşlıyım.
They set up a fund to support the victims.
Kurbanları desteklemek için bir fon kurdular.
There are also vendors who support Linux.
Linux'u destekleyen satıcılar var.
Is your salary adequate to support your family?
Maaşın aileni geçindirmen için yeterli mi?
Did he support her idea?
O onun fikrini destekledi mi?
He works hard to support his large family.
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
He worked hard to support a large family.
O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.
She continues to support the project.
O, projeyi desteklemeye devam ediyor.
It is incumbent on us to support him.
Ona destek vermek bize düşer.
I support him.
Onu desteklerim.
I will support him.
Onu destekleyeceğim.
I'll support him.
Onu destekleyeceğim.
He has no family to support.
Onu destekleyecek bir ailesi yok.
I pretended to I support him.
Onu destekliyor gibi göründüm.
We expected him to support us.
Onun bizi desteklemesini bekledik.
I can't manage without his support.
Onun desteği olmadan başaramam.
I hope you'll get his support.
Onun desteğini alacağını umuyorum.
With his support, she might have been elected mayor.
Onun desteğiyle o, belediye başkanı seçilebilirdi.
He has a family to support.
Onun destekleyecek bir ailesi var.
The reason why we cannot support his view will be given below.
Onun görüşünü destekleyememizin nedeni aşağıda verilecektir.
He has a large family to support.
Onun geçindirecek büyük bir ailesi var.
His income is too small to support his large family.
Onun geliri büyük ailesini geçindiremeyecek kadar çok küçüktü.
His salary is too low to support his family.
Onun maaşı ailesine bakamayacak kadar çok düşük.
They would support his financial plan.
Onun mali planını desteklerlerdi.
He made a speech in support of the plan.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
I have decided not to support the plan.
Planı desteklememeye karar verdim.
You cannot depend on his support for your project.
Projen için onun desteğine bağlı kalamazsın.
With reference to your request, I will support.
Ricana istinaden, destekleyeceğim.
We appreciate your continued support.
Sürekli desteğinize minnettarız.
You are now old enough to support yourself.
Sen şimdi kendini geçindirecek kadar yaşlısın.
We're here to support you, Tom.
Seni desteklemek için buradayız, Tom.
I support you 100%.
Seni yüzde yüz destekliyorum.
I support you a hundred percent.
Seni yüzde yüz destekliyorum.
I support you one hundred percent.
Seni yüzde yüz destekliyorum.
Your duty is to support your family.
Senin görevin aileni desteklemektir.
At your age you ought to support yourself.
Senin yaşında kendini geçindirmelisin.
Thank you for the endless support!
Sonsuz destek için teşekkür ederim!
You have our total support, Tom.
Tam desteğimize sahipsin, Tom.
Support Tatoeba!
Tatoeba'yı destekle!
Tom doesn't earn enough money to support his family.
Tom ailesine bakmak için yeterli para kazanmıyor.
Tom doesn't earn enough money to support a family.
Tom bir aileye bakmak için yeterli para kazanmıyor.
Tom definitely has our support.
Tom kesinlikle bizim desteğimize sahip.
Tom had to support himself on the railing.
Tom korkulukta kendini desteklemek zorunda kaldı.
Tom can hardly support himself on his salary.
Tom maaşıyla güçlükle geçinebiliyor.
Tom could use the moral support.
Tom manevi destek kullanabildi.
Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
Tom can make it without Mary's support.
Tom Mary'nin desteği olmadan onu yapabilir.
Tom appreciated Mary's support.
Tom Mary'nin desteğini takdir etti.
Tom gave Mary moral support.
Tom Mary'ye manevi destek verdi.
Tom was determined to continue his support for as long as it took.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
Tom pledged his support.
Tom ona destek sözü verdi.
Tom called tech support for help.
Tom yardım için teknik desteği aradı.
I came to support Tom.
Tom'a destek çıkmaya geldim.
I'm here to support Tom.
Tom'a destek olmak için buradayım.