Now eat your supper.
Şimdi akşam yemeğini yiyin.
Supper is ready.
Akşam yemeği hazırdır.
She heated up the cold soup for supper.
Akşam yemeği için soğuk çorbayı ısıttı.
Supper was laid out on the table.
Akşam yemeği masanın üzerine konuldu.
Supper is served at nine-thirty.
Akşam yemeği saat dokuz otuzda servis edildi.
Supper's getting cold.
Akşam yemeği soğuyor.
Let's eat supper.
Akşam yemeği yiyelim.
I have not yet finished my supper.
Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
What's for supper?
Akşam yemeğinde ne var?
I studied before supper.
Akşam yemeğinden önce çalıştım.
You are to do your homework before supper.
Akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmalısın.
He had his homework done before supper.
Akşam yemeğinden önce ev ödevini yaptırdı.
I finished doing the work before supper.
Akşam yemeğinden önce işi yapmayı bitirdim.
He amused himself by reading a detective story after supper.
Akşam yemeğinden sonra bir dedektif hikayesi okuyarak kendini eğlendirdi.
She became drowsy after supper.
Akşam yemeğinden sonra onun uykusu geldi.
Let's continue the game after supper.
Akşam yemeğinden sonra oyuna devam edelim.
I watch television after supper.
Akşam yemeğinden sonra televizyon izlerim.
I watched the news on TV after supper.
Akşam yemeğinden sonra televizyonda haber izledim.
You can watch TV after supper.
Akşam yemeğinden sonra TV izleyebilirsiniz.
He went to bed after supper.
Akşam yemeğinden sonra yatmaya gitti.
After supper, I always find myself falling asleep.
Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.
I usually have supper between 7 and 8 p.m.
Akşam yemeğini genellikle akşam 7 ve 8 arasında yerim.
Have you eaten supper yet?
Akşam yemeğini henüz yedin mi?
I missed supper.
Akşam yemeğini kaçırdım.
What time do you have supper?
Akşam yemeğini ne zaman alırsın?
I will eat supper at seven.
Akşam yemeğini saat yedide yiyeceğim.
I have my supper at a quarter past seven.
Akşam yemeğini yedi çeyrekte yiyorum.
Mother mentioned that it was about time to prepare supper.
Annem akşam yemeği hazırlamanın zamanı olduğunu belirtti.
My mother is busy cooking supper.
Annem akşam yemeği pişirmekle meşgul.
My mother is preparing supper.
Annem akşam yemeğini hazırlıyor.
My mother is busy preparing supper.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
My father takes a bath before supper.
Babam akşam yemeğinden önce bir duş alır.
Let's go out and eat supper together sometimes.
Bazen birlikte akşam yemeği yemeye çıkalım.
I made supper.
Ben akşam yemeği yaptım.
I play the piano after supper.
Ben akşam yemeğinden sonra piyano çalarım.
I often enjoy listening to music after supper.
Ben genellikle akşam yemeğinden sonra müzik dinlemekten hoşlanırım.
I have already had my supper.
Ben zaten akşam yemeğimi yedim.
We have supper at six every evening.
Biz her akşam 6:00'da akşam yemeğini yeriz.
I want to eat curry rice for supper tonight.
Bu akşam akşam yemeği için köri pilavı yemek istiyorum.
I don't feel like eating supper tonight.
Bu akşam canım akşam yemeği yemek istemiyor.
Why not come and have supper with us tonight?
Bu gece neden gelip akşam yemeğinde bize katılmıyorsun?
As soon as you have done that, I would like you to start preparing supper.
Bunu yapar yapmaz akşam yemeği hazırlığına başlamanı istiyorum.
I cooked supper last night.
Dün akşam akşam yemeğini pişirdim.
Have you already eaten supper?
Daha önce akşam yemeğinizi yediniz mi?
Whoever gets home first starts cooking the supper.
Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.
I usually watch television before supper.
Genellikle akşam yemeğinden önce televizyon izlerim.
After he finished supper, he began to read the novel.
O akşam yemeğini bitirdikten sonra, romanı okumaya başladı.
She is busy preparing supper now.
O şimdi akşam yemeği hazırlamakla meşgul.
He ate a huge supper. He must have been hungry.
O büyük bir akşam yemeği yedi. O aç olmalı.
He prepared supper by himself.
O, tek başına akşam yemeğini hazırladı.
I got my son to cook supper.
Oğluma akşam yemeğini pişirttim.
Shall I fix you supper?
Sana akşam yemeği hazırlayayım mı?
Tom is preparing supper.
Tom akşam yemeği hazırlıyor.
Can Tom stay for supper?
Tom akşam yemeği için kalabilir mi?
Tom hasn't eaten supper yet.
Tom akşam yemeğini henüz yemedi.
Tom couldn't get to sleep because he had drunk too much coffee after supper.
Tom dün akşam yemeğinden sonra çok fazla kahve içtiği için uyuyamadı.
Tom has already eaten supper.
Tom zaten akşam yemeğini yedi.
Tom, what do you want for supper?
Tom, akşam yemeği için ne istiyorsun?
I washed the dishes after supper.
Yemekten sonra bulaşıkları yıkadım.
After supper, he studies his lessons for three hours.
Yemekten sonra, üç saat boyunca, o derslerini çalışır.
After supper, she cleared the table.
Yemekten sonra, masayı temizledi.
"My dearest little doll!" she cried. "Thou hast saved me from my trouble! Now I have only to cook the Baba Yaga's supper, since all the rest of the tasks are done!"
'Poor boy!' said the old poet again, taking him by the hand, and leading him into his room. 'Come to me, and we'll soon make thee warm again, and I will give thee some wine, and some roasted apples for thy supper, my pretty child!'
A man once asked Diogenes what was the proper time for supper, and he made answer, "If you are a rich man, whenever you please; and if you are a poor man, whenever you can."
After dinner sit a while, after supper walk a mile.
Aren't you going to finish your supper?
At what time do you eat lunch and supper?
Can you see me after supper?
Come and eat your supper.
Father makes a point of taking a hot bath before supper.
Forgive me if I haven't cooked supper well.
Have you had your supper?
He agreed to wait for horses and ordered supper.
He makes a point of studying before supper.
He retired to his own room after supper.
He studies his lessons after supper.
He was in the habit of taking a walk after supper.
He would often read detective stories after supper.
Her mother scolded her for being late for supper.
Her mother took her to task for being late for supper.
Hurry in for supper.
I don't eat supper because I want to lose some weight.
I enjoyed myself exceedingly, not disdaining the supper, everything being most delicious.
I make a point of taking a walk before supper.
I make it a practice to help my brother with his homework after supper.
I must be getting tired. I feel sleepy as soon as I finish eating supper.
I often enjoy listening to classical music after supper.
I prefer salad for supper; I'm usually not hungry at this time of the day.
I think it's unlikely that Tom will get back in time for supper.
I will be through with my homework before supper.
I'd like to have meat for supper this evening.
I'll help my mother wash the dishes after supper.
I've got to make supper now.
If I hear one more peep out of you I'm sending you to your room without supper.
