Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
He died suddenly at the age of 65.
Altmış beş yaşında aniden öldü.
Suddenly all the lights went out.
Aniden ışıklar söndü.
Suddenly, the clouds darkened the sky.
Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı.
He put his foot on the brake suddenly.
Aniden frene bastı.
Suddenly, it became noisy.
Aniden gürültülü oldu.
Suddenly, I saw a beautiful bird.
Aniden güzel bir kuş gördüm.
Suddenly, he heard a strange sound.
Aniden garip bir ses duydu.
I can't understand why he left so suddenly.
Aniden gitme sebebini anlayamıyorum.
He suddenly fell ill.
Aniden hastalandı.
Suddenly, Hiroko burst into tears.
Aniden Hiroko gözyaşlarına boğuldu.
I've suddenly started to gain weight.
Aniden kilo almaya başladım.
He suddenly walked out of the committee meeting.
Aniden komite toplantısını terk etti.
Suddenly the telephone rang.
Aniden telefon çaldı.
Suddenly, the door closed with a loud noise.
Aniden yüksek bir gürültüyle kapı kapandı.
It suddenly started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Suddenly it began to rain.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
I'm suddenly tired.
Aniden yoruldum.
Suddenly, my mother started singing.
Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
Suddenly, a young woman stood up.
Aniden, genç bir kadın ayağa kalktı.
Suddenly, the captain left the ship.
Aniden, kaptan gemiyi terk etti.
Suddenly, they stopped talking.
Aniden, konuşmayı durdurdular.
Suddenly, it began to rain.
Aniden, yağmur yağmaya başladı.
Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
Mr Johnson suddenly changed his mind and signed the contract.
Bay Johnson aniden fikrini değiştirdi ve sözleşmeyi imzaladı.
He suddenly hung up the phone while I was speaking.
Ben konuşuyorken o aniden telefonu kapattı.
My computer sometimes shuts down suddenly.
Bilgisayarım bazen aniden kapanıyor.
A dog suddenly jumped at me.
Bir köpek aniden bana atladı.
Suddenly the light went out.
Birden ışık söndü.
The idea of surprising her suddenly crossed my mind.
Birden aklıma ona sürpriz yapma fikri geldi.
Suddenly I got lucky.
Birden şanslı oldum.
I suddenly became dizzy.
Birden başım döndü.
Suddenly, something unexpected happened.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
I'm suddenly very thirsty.
Birden bire çok susuyorum.
Suddenly, all the lights went out.
Birden bire, bütün ışıklar söndü.
Suddenly, a man stepped in front of them.
Birden bire, bir adam onların önüne doğru yürüdü.
I suddenly feel depressed.
Birden bunalıma girerim.
Don't brake suddenly.
Birden fren yapma.
I suddenly feel sick.
Birden hastalanırım.
He got up suddenly and walked out of the room.
Birden kalkıp odadan çıktı.
A good idea suddenly struck her.
Birden onun aklına iyi bir fikir geldi.
Suddenly, there were gunshots.
Birden silah sesleri duyuldu.
I suddenly got very worried about Tom.
Birden Tom hakkında çok endişelendim.
Suddenly, she stopped and looked around.
Birden, durdu ve etrafına baktı.
She suddenly kissed me.
Birdenbire beni öpüverdi.
I suddenly became very sad.
Birdenbire çok hüzünlendim.
He suddenly became very happy.
Birdenbire çok mutlu oluverdi.
Suddenly, her face was pale.
Birdenbire onun yüzü soldu.
Suddenly, 100 workers were laid off.
Birdenbire, 100 işçi işten çıkarıldı.
Suddenly, a good idea occurred to me.
Birdenbire, aklıma iyi bir fikir geldi.
Suddenly, the thick clouds hid the sun.
Birdenbire, kalın bulutlar güneşi sakladı.
Our train stopped suddenly.
Bizim tren aniden durdu.
Is there any reason for him to resign so suddenly?
Bu kadar ani istifa etmesinin bir nedeni var mı?
If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dilbilgisi spekülasyonları birden bire anlam bulurdu.
The earthquake suddenly shook the buildings.
Deprem aniden binaları salladı.
Dewey was suddenly a hero.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
Doctors can be wrong, and some patients can suddenly improve.
Doktorlar hatalı olabilir ve bazı hastalar aniden iyileşebilirler.
Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, "I want candy."
En büyük kız "şeker istiyorum" diyerek birdenbire konuştu.
Prices dropped suddenly.
Fiyatlar aniden düştü.
The sky suddenly began to darken.
Gökyüzü aniden kararmaya başladı.
When a strong earthquake struck suddenly, my mom just walked around the house in shock.
Güçlü bir deprem aniden çarptığında, annem şok içinde evin etrafını dolaştı.
The gas tank suddenly blew up.
Gaz tankı aniden patladı.
The weather changed suddenly.
Hava aniden değişti.
It has suddenly gotten cold, hasn't it?
Hava aniden soğudu, değil mi?
The ghost vanished suddenly.
Hayalet aniden kayboldu.
The light suddenly went out.
Işık aniden söndü.
John put his foot on the brake and we stopped suddenly.
John ayağını frene koydu ve biz aniden durduk.
Can you make out why John left so suddenly?
John'un niçin aniden gittiğini anlayabiliyor musun?
He died quite suddenly of heart failure.
Kalp yetmezliğinden aniden öldü.
A man suddenly appeared in the doorway.
Kapı girişinde aniden bir adam göründü.
Jack suddenly stopped talking when Mary entered the room.
Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.
Then the motor suddenly died.
Motor aniden durdu.
Strange to say, she suddenly disappeared.
Ne tuhaf, o aniden kayboldu.
Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
He died suddenly.
O aniden öldü.
He came to suddenly.
O aniden geldi.
She suddenly became famous.
O birden ünlü oldu.
She turned around suddenly.
O birden döndü.
He was suddenly very happy.
O birdenbire çok mutlu oldu.
All communication with that airplane was suddenly cut off.
O uçakla olan tüm iletişim aniden kesildi.
He suddenly stopped talking.
O, aniden konuşmayı kesti.
Suddenly, he changed the subject.
O, aniden konuyu değiştirdi.
He suddenly rose from the chair.
O, aniden sandalyeden kalktı.
She suddenly fell silent.
O, aniden sessizleşti.
He passed away quite suddenly.
O, aniden vefat etti.
Suddenly, he accelerated the car.
O, birden arabayı hızlandırdı.
He closed the door suddenly.
O, birden kapıyı kapattı.
To our surprise, our son has suddenly shot up recently.
Oğlumuzun son zamanlarda birden büyümesi bize sürpriz oldu.
To our great surprise, he suddenly resigned.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
He looked into her eyes and suddenly went away.
Onun gözlerinin içine baktı ve aniden çekip gitti.
Her face suddenly turned red.
Onun yüzü aniden kızardı.
The bus stopped suddenly in the middle of the street.
Otobüs caddenin ortasında aniden durdu.
The game was called off because it suddenly started raining.
Oyun iptal edildi çünkü aniden yağmur yağmaya başladı.
The temperature has suddenly dropped.
Sıcaklık aniden düştü.
