There is a good chance of success.
İyi bir başarı şansı var.
My friends congratulated me on my success.
Arkadaşlarım benim başarımı kutladılar.
Success depends mostly on effort.
Başarı çoğunlukla çabaya bağlıdır.
Success is always on the side of the persevering.
Başarı her zaman azimlinin tarafındadır.
There is no simple road to success.
Başarı için basit bir yol yoktur.
Success does not come from laziness.
Başarı tembellikten gelmez.
Success or failure is all the same to me.
Başarı ya da başarısızlığın tümü de bana aynıdır.
My success was largely due to luck.
Başarım büyük ölçüde şanstan dolayı idi.
My success was due to your help.
Başarım yardımından dolayı idi.
I owe my success to my friends.
Başarımı arkadaşlarıma borçluyum.
He envied my success.
Başarımı kıskandı.
He congratulated me on my success.
Başarımı kutladı.
I owe my success to him.
Başarımı ona borçluyum.
I owe my success to their help.
Başarımı onların yardımına borçluyum.
I owe my success to her help.
Başarımı onun yardımına borçluyum.
I owe my success to her assistance.
Başarımı onun yardımına borçluyum.
Your help is necessary to our success.
Başarımız için yardımınız gereklidir.
Our success depend on your efforts.
Başarımız sizin çabalarınıza bağlı.
I'm worrying about your success.
Başarın hakkında endişeleniyorum.
I am very glad to hear of your success.
Başarını duyduğuma çok memnun oldum.
I'm glad to hear of your success.
Başarını duyduğuma memnun oldum.
I am glad to hear of your success.
Başarını duyduğuma memnun oldum.
I was glad to hear of your success.
Başarını duyduğuma memnun oldum.
We were delighted to hear of your success.
Başarını duyduğumuza sevindik.
It's hard for me to guarantee your success.
Başarını garanti etmem zor.
Let me congratulate you on your success.
Başarını kutlamam izin ver.
It goes without saying that honesty is the key to success.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
What's the secret to success?
Başarının sırrı nedir?
Your success is the result of your hard work.
Başarınız sıkı çalışmanızın sonucudur.
I am very pleased to hear of your success.
Başarınızı duyduğuma çok memnun oldum.
I'm sure of your success.
Başarınızdan eminim.
I am pleased at your success.
Başarınızdan memnunum.
I am certain of your success.
Başarından eminim.
She attained her success through hard work.
Başarısına çok çalışarak ulaştı.
He attributed his success to hard work.
Başarısını çok çalışmaya bağladı.
He attributes his success to hard work.
Başarısını çok çalışmaya bağlar.
She attributed her success to luck.
Başarısını şansa bağladı.
She informed her parents of her success.
Başarısını ebeveynlerine bildirdi.
We congratulated him on his success.
Başarısını için onu tebrik ettik.
She attributed her success to good luck.
Başarısını iyi şansa bağladı.
He attributed his success to good luck.
Başarısını iyi şansa bağladı.
He attributes his success to good luck.
Başarısını iyi şansa bağlar.
I called up my friend to congratulate him on his success.
Başarısını kutlamak için arkadaşımı aradım.
He owes much of his success to his wife.
Başarısının çoğunu karısına borçludur.
He was never content with his success.
Başarısından hiç memnun değildi.
There is no shortcut to success.
Başarmak için kestirme yoktur.
You must not be jealous of others' success.
Başkalarının başarılarını kıskanmamalısın.
My father's success counts for nothing to me.
Babamın başarısı benim için önemli değil.
Barbara's success is beyond question.
Barbara'nın başarısı kuşkusuz.
Some people identify success with having much money.
Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
I am sure of success.
Ben başarıdan eminim.
I owe my success to his help.
Ben başarımı onun yardımına borçluyum.
I owe my success to your help.
Ben başarımı yardımına borçluyum.
I am delighted at your success.
Ben başarınızdan mutluluk duyuyorum.
I'm sure of his success.
Ben onun başarısından eminim.
I rejoice in your success.
Ben senin başarılı olmana sevinirim.
I hope for your success.
Ben sizin başarınız için umutluyum.
I congratulate you on your success.
Ben, sizin başarınız için sizi tebrik ediyorum.
There is little prospect of my success.
Benim çok az başarı umudum vardır.
My algorithm has a 99% success rate.
Benim algoritmamın yüzde 99 başarı oranı var.
I owe my success to you.
Benim başarımı size borçluyum.
There is little hope of success.
Biraz başarı ümidi var.
We are in large measure responsible for students' success in the entrance exam.
Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
We are sure of his success.
Biz onun başarısından eminiz.
It was an immediate success.
Bu anlık bir başarıydı.
To what extent do you agree or disagree with this definition of success?
Bu başarı tanımına ne ölçüde katılıyorsunuz veya katılmıyorsunuz?
This plan had little chance of success.
Bu planın çok az başarı şansı vardı.
Did you anticipate this kind of success?
Bu tür bir başarı bekliyor muydunuz?
Yesterday's board meeting was a big success.
Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.
Honesty is no guarantee of success.
Dürüstlük başarının garantisi değildir.
Honesty is the primary reason for his success.
Dürüstlük onun başarısı için temel nedendir.
The delegates voted ninety-five times without success.
Delegeler başarılı olmadan doksan beş kez oy kullandı.
Careful preparations ensure success.
Dikkatli hazırlıklar başarıyı garantiler.
Education is a gateway to success.
Eğitim başarı için bir kapıdır.
His parents were glad at his success in the examination.
Ebeveynleri onun sınavdaki başarısından memnunlardı.
Altogether, it was a success.
Genelde, bu bir başarıydı.
Success in life calls for constant efforts.
Hayatta başarı sürekli çaba gerektirir.
Success in life lies in diligence and vigilance.
Hayatta başarı, çalışkanlık ve uyanıklık içinde yatar.
We all desire success.
Hepimiz başarı istiyoruz.
All in all, the novel was a success.
Her şeyi hesaba katarsak, roman bir başarıydı.
All in all, the international conference was a success.
Her şeyi hesaba katarsak, uluslararası konferans bir başarı idi.
Everybody was jealous of my success.
Herkes benim başarımı kıskanıyor.
Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success.
Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.
There is no hope of success.
Hiçbir başarı umudu yok.
Jim attributes his success to hard work.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
He said to himself, "Will this operation result in success?"
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
I myself was not conscious of it, but I may have been jealous of his success.
Kendim onun bilincinde değildim, fakat onun başarısını kıskanıyor olabilirim.
Self confidence is the key to success.
Kendine güven başarının anahtarıdır.
Trusting yourself is the key to success.
Kendine güvenmek başarının anahtarıdır.
The conference was not a complete success.
Konferans tam bir başarı değildi.
The concert was a huge success.
Konser büyük bir başarıydı.
The concert was a success.
Konser bir başarı idi.
The concert was a great success.
Konser, büyük bir başarı idi.
Marilyn Monroe's success did not make her happy.
Marilyn Monroe'nun başarısı kendisini mutlu etmedi.
