If at first you don't succeed, try, try, try again.
İlk seferde başaramazsan; dene, dene, tekrar dene.
You won't succeed unless you work hard.
Çok çalışmazsan, başarılı olmazsın.
He will without doubt succeed in the exam.
Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
They had a battle plan they were sure would succeed.
Başarılı olacağına emin oldukları bir savaş planları vardı.
I'm sure you will succeed.
Başarılı olacağından eminim.
If you want to succeed, use your time well.
Başarılı olmak istiyorsan, zamanını iyi kullan. (for the second person singular)
He's certain to succeed.
Başarılı olması kesindir.
You deserve to succeed.
Başarılı olmayı hak ediyorsun.
Work harder if you plan to succeed.
Başarılı olmayı planlıyorsan, daha çok çalış.
He had hoped to succeed, but he didn't.
Başarılı olmayı ummuştu ama olmadı.
He hoped to succeed.
Başarılı olmayı umuyordu.
You won't succeed.
Başarılı olmayacaksın.
Revolutions that don't succeed are soon forgotten.
Başarılı olmayan devrimler kısa sürede unutulur.
Whether you will succeed or not depends on your efforts.
Başarılı olup olmayacağın çabalarına bağlıdır.
That he will succeed is certain.
Başaracağı kesin.
There is a little hope that he will succeed.
Başaracağına dair biraz ümit var.
There is a small chance that he will succeed.
Başaracağına dair küçük bir şans var.
I believe that you will succeed.
Başaracağına inanıyorum.
I do hope you'll succeed.
Başaracağınızı umuyorum.
I'm sure that you will succeed.
Başaracağından eminim.
We did succeed.
Başardık.
He worked hard in order to succeed.
Başarmak için çok çalıştı.
I'm anxious to succeed.
Başarmak için endişeliyim.
He works hard because he is anxious to succeed.
Başarmak için istekli olduğundan dolayı çok çalışıyor.
To succeed we must go shoulder to shoulder.
Başarmak için omuz omuz gitmeliyiz.
I worked hard to succeed.
Başarmak için sıkı çalıştım.
You must succeed.
Başarmalısın.
We must succeed.
Başarmalıyız.
Maybe you'll succeed.
Belki başaracaksın.
I'm pretty sure he'll succeed.
Ben onun başarılı olacağından oldukça eminim.
I doubt if he will succeed.
Ben onun başarıp başarmayacağından şüpheliyim.
My belief is that he will succeed.
Benim inancım onun başarılı olacağıdır.
You will succeed some day.
Bir gün başaracaksın.
With a little more patience, you could succeed.
Biraz daha sabırla, başarabilirdin.
We'll succeed.
Biz başarılı olacağız.
We expect him to succeed.
Biz onun başarılı olmasını bekliyoruz.
She is determined to succeed this time.
Bu defa başarmak için kararlı.
Under such circumstances, we cannot succeed.
Bu koşullar altında biz başarılı olamayız.
If we really really want it, we'll succeed in the end.
Bunu gerçekten istiyorsak, sonunda başarırız.
I tried, but I did not succeed.
Denedim,ama başarılı olmadım.
Will the experiment succeed?
Deney başarılı olacak mı?
The experiment must succeed. The next chance will only arise in fifty years.
Deney başarılı olmalı. Sonraki şans elli yıl içinde ortaya çıkacaktır.
If you put your best foot forward, you will succeed.
Eğer en iyi ayağınızı öne koyarsanız, başarılı olursunuz.
Do your best, and you will succeed.
Elinden geleni yap ve başarılı ol.
If you do your best, you're likely to succeed.
Elinizden geleni yaparsanız, muhtemelen başarırsınız.
If you do your best, you will succeed.
Elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, başarılı olursunuz.
We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed.
Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.
It is everyone's wish to succeed in life.
Hayatta herkesin isteği başarılı olmaktır.
Nobody is able to succeed without endurance.
Hiç kimse tahammülsüz başarılı olamaz.
Jack is bound to succeed this time.
Jack bu sefer kesin başaracak.
John is sure to succeed his father in the company.
John babasının şirkette başarılı olacağından emin.
Unfortunately, I'm not sure she'll succeed.
Maalesef, onun başaracağından emin değilim.
Mary wants an ally to help her succeed.
Mary başarılı olmasına yardım etmek için bir dost istiyor.
Unfortunately, I don't believe she'll succeed.
Ne yazık ki, onun başarılı olacağına inanmıyorum.
He wanted to succeed.
O başarılı olmak istedi.
She deserves to succeed.
O başarılı olmayı hak ediyor.
He is sure to succeed.
O başaracağından emin.
She's sure to succeed.
O başaracağından emindir.
It's likely that she'll succeed.
O muhtemelen başaracaktır.
He tried again and again, but didn't succeed.
O tekrar tekrar denedi, ancak başarılı olamadı.
He'll succeed in time.
O zamanla başarılı olacak.
He's the most likely to succeed.
O, büyük olasılıkla başaracak.
He is sure that he will succeed.
O, başaracağından emindir.
He got his chance to succeed.
O, başarma şansını yakaladı.
He must succeed to his father's business.
O, babasının işini başarmak zorundadır.
She'll succeed for sure.
O, kesinlikle başarılı olacak.
He'll succeed for sure.
O, kesinlikle başaracak.
He is not likely to succeed.
O, muhtemelen başarılı olmayacak.
He couldn't possibly succeed.
O, muhtemelen başaramadı.
Her son is sure to succeed.
Oğlu kesinlikle başarılı olacak.
Because of his advice, I was able to succeed.
Onun önerisinden dolayı, başarabildim.
I think he will succeed.
Onun başarılı olacağını düşünüyorum.
I have no doubt that he will succeed.
Onun başarılı olacağından şüphem yok.
There's a possibility that she'll succeed.
Onun başarılı olma ihtimali var.
I hope that he will succeed.
Onun başaracağını umuyorum.
I am sure that he will succeed.
Onun başaracağından eminim.
I'll bet my bottom dollar he'll succeed.
Onun başaracağından eminim.
I'm sure that he'll succeed.
Onun başaracağından eminim.
I think she will succeed as a lawyer.
Onun bir avukat olarak başarılı olacağını düşünüyorum.
I figure that she will succeed in her business.
Onun işinde başarılı olacağını düşünüyorum.
A man as diligent as he is, is sure to succeed.
Onun kadar gayretli bir insan kesinlikle başaracaktır.
Her son will succeed for sure.
Onun oğlu kesinlikle başaracak.
You'll do what she says and you'll succeed.
Onun söylediğini yapacaksın ve başaracaksın.
If it were not for her help, I would not succeed.
Onun yardımı olmasa, başaramam.
The plan is bound to succeed.
Plan başarılı olacaktır.
The plan did not succeed.
Plan başarılı olmadı.
You tried to carry out the plan but you didn't succeed.
Planı uygulamayı denedin ama başaramadın.
Study hard, and you'll succeed.
Sıkı çalış ve başaracaksın.
With hard work, your plans will succeed.
Sıkı çalışmayla, planlarınız başarılı olacaktır.
If you are to succeed in the exam, you must study hard.
Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
What makes you think we won't succeed?
Sana ne başarılı olmayacağımızı düşündürüyor?
I think it won't succeed.
Sanırım başarılı olmayacak.
I think that he will succeed.
Sanırım o başaracak.