Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
The crops were badly damaged by the storm.
Ürünler fırtınadan kötü şekilde zarar gördü.
A big tree fell in the storm.
Büyük bir ağaç fırtınada düştü.
Driving during a storm can be dangerous.
Bir fırtına anında araba sürmek tehlikeli olabilir.
A storm is coming.
Bir fırtına geliyor.
A storm kept the ship from leaving Kobe.
Bir fırtına geminin Kobe'den ayrılmasını engelledi.
There is going to be a storm.
Bir fırtına olacak.
There's going to be a storm.
Bir fırtına olacak.
A storm is brewing.
Bir fırtına patlamak üzeredir.
A storm prevented the plane from taking off.
Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.
A storm is imminent.
Bir fırtına yakındır.
We are going to have a storm.
Bir fırtınaya yakalanacağız.
A dust storm is coming.
Bir kum fırtınası yaklaşıyor.
Many trees were blown down by the storm.
Birçok ağaç fırtına tarafından yıkıldı.
We were caught in a storm.
Biz bir fırtınaya yakalandık.
This is the calm before the storm.
Bu fırtınadan önceki sessizliktir.
This is the worst storm in ten years.
Bu on yıl içindeki en kötü fırtına.
We had a storm yesterday.
Dün bir fırtına yaşadık.
It's a monster storm.
Dev gibi bir fırtına.
I got caught in a storm on my way home.
Eve giderken fırtınaya yakalandım.
The storm caused a lot of damage.
Fırtına çok hasara sebep oldu.
It was the calm before the storm.
Fırtına öncesi sessizlikti.
The storm did a lot of damage to the crops.
Fırtına ürünlere çok hasar verdi.
The storm did a lot of harm to the crops.
Fırtına ürünlere çok zarar verdi.
The storm blew down a tree.
Fırtına bir ağacı devirdi.
The storm caused a power outage.
Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.
The storm developed into a typhoon.
Fırtına bir tayfuna dönüştü.
The storm became even more violent.
Fırtına daha da şiddetlendi.
The storm continued.
Fırtına devam etti.
The storm will make it impossible for the ship to leave port.
Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
The storm has died down.
Fırtına hafifledi.
The storm didn't cause any damage.
Fırtına hiçbir hasara neden olmadı.
The storm blew for two days.
Fırtına iki gün boyunca esti.
The storm is getting worse.
Fırtına kötüleşiyor.
How long will the storm last?
Fırtına ne kadar sürecek?
We had to put off the meeting because of the storm.
Fırtına nedeniyle toplantıyı ertelemek zorundaydık.
The storm did great damage to her property.
Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
The storm prevented her from arriving on time.
Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
It appears the storm has calmed down.
Fırtına sakinleşti gibi görünüyor.
The storm is dangerous.
Fırtına tehlikelidir.
The storm sank the boat.
Fırtına tekneyi batırdı.
I never for a moment imagined we wouldn't get home before the storm hit.
Fırtına vurmadan önce eve varmayacağımızı asla bir an düşünmedim.
We took refuge from the storm in a nearby barn.
Fırtına yüzünden yakındaki bir ahıra sığındık.
He was absent because of the storm.
Fırtına yüzünden yoktum.
The storm abated.
Fırtına yatıştı.
A big tree has fallen in the storm.
Fırtınada büyük bir ağaç devrildi.
We had our house blown down by the storm.
Fırtınada evimiz yıkıldı.
We couldn't go out because of the storm.
Fırtınadan dolayı dışarı çıkamadık.
The sea was rough because of the storm.
Fırtınadan dolayı deniz haşindi.
We lost our electricity because of the storm.
Fırtınadan dolayı elektriğimiz kesildi.
We had to stay home because of the storm.
Fırtınadan dolayı evde kalmak zorunda kaldık.
We were late because of the storm.
Fırtınadan dolayı geç kaldık.
They arrived late because of the storm.
Fırtınadan dolayı geç vardılar.
Because of the storm, we had no choice but to stay at home.
Fırtınadan dolayı, evde kalmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
Because of the storm, the ship couldn't leave port.
Fırtınadan dolayı, gemi limandan ayrılamadı.
Because of the storm, we weren't able to arrive at the appointed time.
Fırtınadan dolayı, kararlaştırılan zamanda varamadık.
The sky cleared up soon after the storm.
Fırtınadan kısa bir süre sonra gökyüzü aydınlandı.
The radio station came back on the air shortly after the storm.
Fırtınadan kısa bir süre sonra radyo istasyonu yayına geri döndü.
After the storm, the sea was calm.
Fırtınadan sonra, deniz sakindi.
After the storm, it was calm.
Fırtınadan sonra, hava sakindi.
Far from stopping, the storm became much more intense.
Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
The fury of the storm frightened the children.
Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.
He went out in spite of the storm.
Fırtınaya rağmen dışarı çıktı.
The strong wind indicates that a storm is coming.
Güçlü rüzgar bir fırtınanın geleceğini gösterir.
There was a terrible storm here last week.
Geçen hafta burada korkunç bir fırtına vardı.
We postponed our departure because of the storm.
Gidişimizi fırtına yüzünden erteledik.
After a storm comes a calm.
Her yokuşun bir inişi vardır.
The cabin was torn asunder by the storm.
Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.
Because of the snow storm, Tom was stuck in Boston.
Kar fırtınasından dolayı Tom Boston'da mahsur kaldı.
We took refuge in a cave and waited for the storm to pass.
Mülteciyi bir mağaraya götürdük ve fırtınanın geçmesini bekledik.
The oak tree remained standing after the storm.
Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.
That was some storm.
O, bir fırtınaydı.
That was no ordinary storm.
O, sıradan bir fırtına değildi.
They announced that a storm was coming.
Onlar bir fırtınanın geldiğini bildirdiler.
His absence was due to the storm.
Onun yokluğu fırtına yüzündendi.
Who seeds wind, shall harvest storm.
Rüzgar eken fırtına biçer.
They are just waiting for the storm to pass.
Sadece fırtınanın geçmesini bekliyorlar.
Several houses were damaged in the last storm.
Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
All the passengers got seasick during the storm.
Tüm yolcuları fırtına sırasında deniz tuttu.
The boat sank during the storm.
Tekne fırtına sırasında battı.
Tom decided that we should put the canoe inside the house until the storm passed.
Tom fırtına geçinceye kadar kanoyu evin içine koymamız gerektiğine karar verdi.
Our plane landed in Boston just before the storm hit.
Uçağımız fırtına vurmadan hemen önce Boston'a indi.
Lightning can occur during a storm.
Yıldırım bir fırtına anında oluşabilir.
It seems that there will be a storm soon.
Yakında bir fırtına olacak gibi görünüyor.
The new coalition government is trying to ride out the storm.
Yeni koalisyon hükümeti fırtınayı kazasız belasız atlatmaya çalışıyor.
A few trees fell down in our neighborhood during the storm last week.
A powerful storm is headed our way.
A storm confined them to the house.
A storm in a teacup.
A storm is going to batter Brittany in the coming hours.
A storm warning is out now.
A storm was approaching our town.
A wind advisory is in effect until the storm front passes.
