"Stop torturing me. What did she say?" "She said yes."
"Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi?" "O evet dedi."
You need to stop drinking.
İçmeyi durdurmalısın.
The pharmaceutical company is looking for the Elixir of Life to stop the ageing process.
İlaç firması yaşlanma sürecini durdurmak için hayat iksirini arıyor.
Stop judging people by their skin colour.
İnsanları derilerinin rengine göre yargılamaya son ver.
You can't stop people from talking.
İnsanları konuşmaktan vazgeçiremezsin.
I want you to stop preying on people's weaknesses.
İnsanların zayıflıklarını istismar etmeye son vermeni istiyorum.
Stop acting like you care.
İstediğin gibi davranmayı bırak.
I can't stop watching.
İzlemekten vazgeçemiyorum.
Let's stop working and relax for a while.
Çalışmayı bırakalım ve bir süre dinlenelim.
I can't stop thinking about the stolen money.
Çalınan parayı düşünmemek elimde değil.
What's the best way to stop your children becoming atheists?
Çocuğunuzun Ateist olmasını engellemenin en iyi yolu nedir?
I want you to stop spoiling the kids.
Çocuklara yüz verip şımartmaktan vazgeçmeni istiyorum.
Stop being so suspicious.
Çok şüpheli olmayı bırak.
It's so painful. Stop it!
Çok eziyetli. Onu durdurun!
It will stop raining before long.
Çok geçmeden yağmur duracak.
Stop being so nice.
Çok kibar olmayı bırak.
Stop being so curious.
Çok meraklı olmaktan vazgeç.
Stop being so picky.
Çok seçici olmayı bırak.
Stop being so judgmental.
Çok yargılayıcı olmayı bırak.
You should stop reading romance novels.
Aşk romanları okumayı durdurmalısın.
She wished it would stop raining by noon.
Öğleye kadar yağmurun durmasını diledi.
If you are not willing to learn, no one can help you. If you are determined to learn, no one can stop you.
Öğrenmeye isteğin yoksa kimse yardım edemez sana, öğrenmeye azmin varsa kimse durduramaz seni.
During the war, America tried to stop trading with England.
Abd savaş sırasında İngiltere ile olan ticareti durdurmayı denedi.
Stop being cruel.
Acımasız olmaktan vazgeç.
The man's third attempt to stop smoking ended in failure.
Adamın sigarayı bırakmak için yaptığı üçüncü deneme başarısızlıkla son buldu.
Where is the bus stop for downtown?
Şehir merkezi için otobüs durağı nerede?
Excuse me, I have to get off at the next stop.
Affedersiniz, bir sonraki durakta inmek zorundayım.
Can I stop over in Chicago?
Şikago'da mola verebilir miyim?
Stop complaining and do as you're told.
Şikayet etmeyi bırak ve sana söylenildiği gibi yap.
Now stop crying.
Şimdi ağlamayı bırak.
Don't stop me now.
Şimdi beni durdurma.
Nobody can stop us now.
Şimdi bizi kimse durduramaz.
You can stop now.
Şimdi durabilirsin.
I'll stop now.
Şimdi duracağım.
We can't stop now.
Şimdi duramayız.
Don't stop now.
Şimdi durma.
Now stop that.
Şimdi onu durdur.
When my alarm clock goes off, I always stop it in my sleep.
Alarmım çaldığında onu her zaman uykumda kapatırım.
You had better stop buying things at random.
Önüne geleni almayı bıraksan iyi edersin.
The car came to an abrupt stop.
Araba aniden durdu.
The car didn't stop.
Araba durmadı.
Stop the car here.
Arabayı burada durdur.
Stop the car.
Arabayı durdur.
Stop the car now.
Arabayı hemen durdur.
There's nothing that can stop us now.
Artık bizi durdurabilecek hiçbir şey yok.
We have to stop him from drinking any more.
Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
I'll never stop.
Asla durmayacağım.
Stop shooting.
Ateş etmeyin.
Stop that car.
Şu arabayı durdurun.
Stop that woman.
Şu kadını durdurun.
Stop that truck.
Şu kamyonu durdurun.
I wish you'd stop doing that.
Şunu yapmayı kessen keşke.
Stop gawking.
Aval aval bakmayı bırak.
Please wait until the bus has come to a complete stop before standing up and retrieving your luggage.
Ayağa kalkmadan ve bagajını almadan önce lütfen otobüs tamamen duruncaya kadar bekle.
Why did you stop then?
Öyleyse niçin durdun?
You need to stop acting so stupid.
Böyle aptalca hareket etmeyi bırakmalısın.
Stop saying that!
Böyle söylemeyi bırak!
I've got to stop eating such sweet ice cream.
Böyle tatlı dondurma yemekten vazgeçmeliyim.
I told you to stop doing that.
Böyle yapmayı kesmeni söyledim sana.
We don't stop playing because we grow old; we grow old because we stop playing.
Büyüdüğümüz için oyun oynamayı bırakmadık; oyun oynamayı bıraktığımız için büyüdük.
Stop badgering me.
Başımın etini yemeyi bırak.
Stop yelling.
Bağırmayı bırak.
Stop yelling. My head hurts.
Bağırmayı bırak. Başım ağrıyor.
Stop yelling!
Bağırmayı kes!
Stop yelling, I beg you.
Bağırmayı kes, senden rica ediyorum.
Stop bothering your father.
Babanı rahatsız etmeyi kes.
Stop staring.
Bakmayı kes.
Stop staring at me like that.
Bana öyle bakmaktan vazgeç.
Stop yelling at me.
Bana bağırmayı kes.
Stop staring at me.
Bana bakmayı kes.
Stop pressuring me.
Bana baskı yapmaktan vazgeç.
Stop touching me.
Bana dokunmayı bırak.
Are you telling me to stop?
Bana durmamı mı söylüyorsun?
Stop torturing me.
Bana işkence etmeyi bırak.
Stop torturing me. What did he say?
Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi?
Stop torturing me. What did she say?
Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi?
Stop telling me what to do. You're not my mom.
Bana ne yapacağımı söylemeyi bırak. Sen benim annem değilsin.
Could you show me the way to the bus stop?
Bana otobüs durağına giden yolu gösterir misiniz?
Could you direct me to the bus stop?
Bana otobüs durağını tarif eder misiniz?
Stop kicking me.
Bana tekme atmayı bırak.
Stop calling me Tom.
Bana Tom demekten vazgeç.
Stop hitting me.
Bana vurmaktan vazgeç.
Stop hitting me!
Bana vurmayı kes!
Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
Bayanlar baylar, lütfen insanları küresel ısınmanın meydana gelmesi için yardım etmeyi bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
Some people gain weight when they stop smoking.
Bazı insanlar sigarayı bıraktıklarında kilo alır.
Maybe you should stop reading romance novels.
Belki aşk romanları okumaktan vazgeçmelisin.
I think that maybe I should stop reading romance novels.
Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.
I can't stop coughing.
Ben öksürüğü durduramıyorum.
I was persuaded to stop smoking.
Ben sigarayı bırakmak için ikna edildim.
I think you should stop.
Bence durmalısın.
Stop avoiding me.
Benden çekinmeyi bırak.
Stop asking me for a drink! Go get it yourself.
Benden içecek istemekten vazgeç! Git onu kendin al.
Stop pinching me.
Beni çimdiklemeyi bırak.
Stop acting like you understand me.
Beni anlıyor gibi davranmayı bırak.