Let me step inside.
İçeri girebilir miyim?
I've taken the first step.
İlk adımı attım.
Step 1. Heat the vegetable oil (0.5L) (any grease or a mixture of oil and grease) in the pot on high heat, add sliced onions (400g), fry until the onions take a yellow color, then add meat (any kind) (1kg).
Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.
Watch your step, or you will slip and fall.
Adımına dikkat et, yoksa kayıp düşeceksin.
Watch your step.
Adımına dikkat et.
Do watch your step.
Adımına dikkat et.
Watch your step. The floor is slippery.
Adımına dikkat et. Zemin kaygan.
Now step back.
Şimdi geri çekil.
Now step aside.
Şimdi kenara çekil.
Now step away.
Şimdi uzaklaş.
I will accomplish my purpose step by step.
Amacıma adım adım ulaşacağım.
Step out of the car and place your hands behind your back.
Arabadan çık ve ellerini arkana koy.
Step out of the car, please.
Arabadan in, lütfen.
That's one small step for man, one giant leap for mankind.
Şu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için büyük bir sıçramadır.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
Şu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için büyük bir sıçramadır.
The baby took another careful step.
Bebek dikkatli bir adım daha attı.
I'm done. What's the next step?
Ben hazırım.Bir sonraki adım nedir?
If you move a step, and you will be a dead man.
Bir adım atarsan, ölürsün.
I can't take another step.
Bir adım daha atamam.
Move forward one step.
Bir adım ileriye ilerle.
The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
The next step was to sign the document.
Bir sonraki adım belgeyi imzalamaktı.
We went up step by step.
Biz adım adım yükseldik.
I'll step outside.
Dışarı çıkacağım.
Don't be noisy or step out.
Gürültü yapma ya da dışarı çık.
We've really got to step on it.
Gerçekten acele etmeliyiz.
Step inside.
Gir.
The hallway is slippery, so watch your step.
Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et.
Don't step on the broken glass.
Kırık cam üstüne basmayın.
Let's step out for a short walk.
Kısa bir yürüyüş için dışarı çıkalım.
Don't step on my head.
Kafama basma.
Step aside, please.
Kenara çekil, lütfen.
Step aside.
Kenara çekilin.
Will you step this way, please?
Lütfen buradan yürür müsünüz?
Please step back.
Lütfen geri çekilin.
Please step inside.
Lütfen içeri girin.
Please step aside.
Lütfen kenara çekilin.
Watch your step in going down the stairs.
Merdivenlerden inerken adımlarına dikkat et.
I didn't mean to step on your foot.
Niyetim ayağına basmak değildi.
I am so tired that I can't walk another step.
O kadar yorgunum ki bir adım daha atamam.
He finally had to step down.
O sonunda çekilmek zorunda kaldı.
He took a step forward.
O, öne doğru bir adım attı.
Step into my office.
Ofisime gir.
Just step back.
Sadece geri çekil.
Just step right over there.
Sadece oraya doğru bir adım atın.
I think it's time for me to step aside.
Sanırım benim için çekilme zamanıdır.
Your success depends on whether you pass the STEP examination or not.
Sizin başarınız STEP sınavını geçip geçmemenize bağlıdır.
The letters STEP stand for the Society for Testing English Proficiency.
STEP harfleri Society for Testing English Proficiency anlamına gelir.
Step on the scale.
Tartıya çık.
We make progress only one step at a time.
Tek seferde sadece bir adım ilerliyoruz.
Tom says he can't walk another step.
Tom bir adım daha yürüyemeyeceğini söylüyor.
Tom kept walking until he was too tired to take even one more step.
Tom bir adım daha yürüyemeyecek kadar çok yoruluncaya kadar yürümeyi sürdürdü.
Tom didn't even step out of the house yesterday.
Tom dün evden dışarıya adım bile atmadı.
Tom decided to step back and allow Mary to handle things for a while.
Tom geri çekilmeye ve bir süre işleri Mary'nin idare etmesine izin vermeye karar verdi.
Tom took a step backward.
Tom geriye doğru bir adım attı.
Tom is always one step ahead of us.
Tom her zaman bizden bir adım öndedir.
Tom took a step forward.
Tom ileriye doğru bir adım attı.
Tom didn't mean to step on Mary's foot.
Tom'un amacı Mary'nin ayağına basmak değildi.
Tom didn't mean to step on Mary's toes.
Tom'un niyeti Mary'nin parmaklarına basmak değildi.
Watch your step when you get on the train.
Trene bindiğinde dikkatli ol.
What's the next step to be done?
Yapılacak bir sonraki adım nedir?
"I'm soaked with sweat.' "Step back. You stink!"
A habit cannot be tossed out the window; it must be coaxed down the stairs a step at a time.
A journey of a thousand miles begins with a single step.
A journey of a thousand miles starts with a single step.
A single step, and you will fall over the cliff.
Admitting you have a problem is the first step.
All journeys begin with a first step.
All major economies must step up to the plate if we are to avoid the dangerous consequences of climate change.
And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
And it is only a very short step from there, to perception which occurs in the absence of all immediate signals and has to be labeled extrasensory.
Another step, and you will fall down the precipice.
Another step, and you would have fallen down the stairs.
Another step, and you'll fall over the cliff.
At a time when we as a nation should be moving forward in our efforts to help those who are long-term unemployed find new jobs, we should never have taken a step backwards by abruptly cutting off their unemployment insurance.
At every step, we face obstacles.
Be careful not to step on the dog's tail.
Be careful where you step.
Be careful! The step might give under your weight!
Be sure to follow them step by step.
Both parties took a step towards a solution.
But now, when only one step was left to the goal, Orest suddenly lost his courage.
Can you step outside, please, sir?
Can you step this way?
Do not step on a dog's tail.
Does the snake not bite when we step on it?
Don't move! You take a step and you die!
Don't step in the flower bed.
Don't step on my toes.
Don't step on that rock. It's going to fall.
Each time you step on the pedal, the wheel turns once.
Elay is step by step relating what she saw and heard.
Even the longest journey begins with a single step.
