Türkçe kelime anlamı Konuşma olan Spoken kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Spoken ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
I hadn't spoken to Tom in two years.
İki yıl içinde Tom'u görmedim.
English is spoken in America.
İngilizce Amerika'da konuşulur.
English is spoken in many countries.
İngilizce birçok ülkede konuşulur.
English is spoken around the world.
İngilizce Dünya çapında konuşulur.
Where is English spoken?
İngilizce nerede konuşulur?
I've never heard English spoken so quickly.
İngilizcenin öyle hızlı konuşulduğunu hiç duymadım.
Spanish is spoken in most countries of South America.
İspanyolca, Güney Amerika'daki birçok ülkede konuşulur.
He is reticent and he never speaks unless spoken to.
Çok suskun biridir ve kendisiyle konuşulmadıkça ağzını açmaz.
I haven't spoken to Tom since.
Çoktan beri Tom'la konuşmadım.
English is spoken in the USA.
Abd'de İngilizce konuşulur.
Which language is spoken in the U.S.A.?
ABD'de hangi diller konuşuluyor?
Which language is spoken in the United States of America?
Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi diller konuşuluyor?
What language is spoken in America?
Amerika'da hangi dil konuşulur?
What languages are spoken in America?
Amerika'da hangi diller konuşulur?
I haven't spoken to Tom in three weeks.
Üç haftadır Tom'la konuşmadım.
English is spoken in Australia.
Avustralya'da İngilizce konuşulur.
I am not used to being spoken to in that rude way.
Öyle kaba bir biçimde konuşulmaya alışkın değilim.
I have just spoken.
Az önce konuştum.
I don't like to be spoken to.
Ben konuşulmaktan hoşlanmam.
I've never been spoken to like that.
Benimle asla böyle konuşulmadı.
The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
It's the answer spoken by young and old, rich and poor, Democrat and Republican, black, white, Hispanic, Asian, Native American, gay, straight, disabled and not disabled. Americans who sent a message to the world that we have never been just a collection of individuals or a collection of red states and blue states. We are, and always will be, the United States of America.
Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.
These words aren't used in spoken language.
Bu kelimeler konuşulan dilde kullanılmaz.
Have you spoken to your parents about this?
Bu konuda ailenle konuştun mu?
These structures would rarely, if ever, occur in spoken English.
Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.
"Is this Arabic?" "No, it's Uyghur - a language that's spoken in northwestern China."
Bu, Arapça mı? Hayır, Uygurca. Kuzeybatı Çin'de konuşulan bir dil.
These are characteristics of the spoken language.
Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
I've only spoken to Tom twice since he started working here.
Burada çalışmaya başladığından beri Tom'la sadece iki kez konuştum.
We often hear French being spoken here.
Burada çoğunlukla Fransızcanın konuşulduğunu duyarız.
English is not spoken here.
Burada İngilizce konuşulmaz.
Yesterday was the first time I had spoken to Tom in French.
Dün ilk kez Tom'la Fransızca konuştum.
I have never been spoken to by a foreigner before.
Daha önce bir yabancı ile hiç konuşmamıştım.
You should have spoken more politely.
Daha kibar konuşmalıydın.
You get rusty if you haven't spoken English for a long time.
Eğer uzun süre İngilizce konuşmadıysan, körelirsin.
French is spoken in France.
Fransızca Fransa'da konuşulur.
French is spoken in a part of Canada.
Fransızca Kanada'nın bir bölümünde konuşulur.
It's been a long time since I've spoken French.
Fransızca konuştuğumdan beri uzun zaman oldu.
If you want to really improve your French, you should move to a country where it's spoken.
Fransızcanı gerçekten geliştirmek istiyorsan, konuşulduğu bir ülkeye taşınmalısın.
When was the last time you heard French being spoken?
Fransızcanın konuşulduğunu en son ne zaman duydun?
If I could have spoken French better, I might have gotten that job.
Fransızcayı daha iyi konuşabilseydim, o işi alırdım.
She is well spoken of by everybody.
Herkes tarafından hakkında iyi şeyler söylenir.
Have you ever spoken to an English speaking audience?
Hiç İngilizce konuşan bir izleyici ile konuştun mu?
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
Forty-four Americans have now taken the presidential oath. The words have been spoken during rising tides of prosperity and the still waters of peace. Yet, every so often, the oath is taken amidst gathering clouds and raging storms. At these moments, America has carried on not simply because of the skill or vision of those in high office, but because We the People have remained faithful to the ideals of our forebearers, and true to our founding documents.
Kırk-dört Amerikalı başkanlık yemini için şimdi götürüldü. Bu sözler yükselen refah gelgitleri ve durgun barış suları sırasında konuşulmaktadır.Ama, bazen, yemin toplanan bulutlar ve hiddetlenen fırtınalar arasında alınır.Bu anlarda, Amerika sadece yüksek ofistekilerin başarısı ve görüntüsü için değil fakat aynı zamanda atalarımızın idaellerine ve bulunan dökümanlara sadık kalan biz insanlardan dolayı sürdürdü.
Is English spoken in Canada?
Kanada'da İngilizce konuşulur mu?
English is spoken in Canada.
Kanada'da İngilizce konuşulur.
What languages are spoken in Canada?
Kanada'da hangi diller konuşuluyor?
Both French and English are spoken in Canada.
Kanada'da hem Fransızca hem de İngilizce konuşulur.
I wish I could have spoken Spanish.
Keşke İspanyolca konuşabilsem.
I wish I could have spoken more French.
Keşke daha çok Fransızca konuşabilseydim.
I wish I could have spoken French.
Keşke Fransızca konuşabilseydim.
I'm more interested in spoken English.
Konuşma İngilizcesi ile daha çok ilgiliyim.
He put great emphasis on spoken English.
Konuşulan İngilizceye büyük önem verdi.
I'm more interested in spoken French than in written French.
Konuşulan Fransızcayla yazılan Fransızcadan daha çok ilgileniyorum.
He never speaks unless spoken to.
Konuşulmadıkça asla konuşmaz.
Which languages are spoken in Korea?
Kore'de hangi diller konuşulur.
The Maori language is spoken in New Zealand.
Maori dili Yeni Zelanda'da konuşulur.
Spanish is spoken in Mexico.
Meksika'da İspanyolca konuşulur.
What is the language spoken in Mexico?
Meksika'da konuşulan dil nedir?
The Naxi language is spoken in Southwest China.
Naçi dili, Güneybatı Çin'de konuşulmaktadır.
He did not speak unless spoken to.
O konuşulmazsa, konuşmadı.
She had never spoken to him before that time.
O zamandan önce onunla hiç konuşmadı.
She has not spoken to me yet.
O, benimle henüz konuşmadı.
In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans.
Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.
I haven't spoken to you before, have I?
Seninle daha önce konuşmadım, değil mi?
The game of shiritori is played by taking the final sound of the word spoken by the person before you, and then the next person looks for a word that begins with that sound.
Shiritori oyunu senden önceki kişi tarafından konuşulan kelimenin son sesinin alınmasıyla ve sonra bir sonraki kişinin o sesle başlayan bir kelime aramasıyla oynanır.
English is spoken in Singapore.
Singapur'da İngilizce konuşulur.
What we call 'Standard English' is only one of the many dialects spoken all over the world.
Standart İngilizce dediğimiz şey sadece bütün dünyada konuşulan birçok lehçeden biridir.
The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.
Tehlike şudur, İbranice pazarda ama İngilizce üniversitelerde konuşulacak.
We haven't spoken a word!
Tek kelime etmedik!
Tom hasn't spoken to me for several days.
Tom birkaç gündür benimle konuşmadı.
Tom hasn't spoken since yesterday.
Tom dünden beri konuşmadı.
If Tom could've spoken French, he'd have had more fun.
Tom Fransızca konuşabilseydi daha çok eğlenirdi.
Tom never speaks unless spoken to.
Tom konuşulmadıkça asla konuşmaz.
Tom had never spoken to Mary before that time.
Tom o zamandan önce Mary ile hiç konuşmadı.
Tom hasn't spoken French in years.
Tom yıllarca Fransızca konuşmadı.
I haven't spoken with Tom yet.
Tom'la henüz konuşmadım.
I haven't spoken to Tom yet.
Tom'la henüz konuşmadım.
I've never spoken French to Tom.
Tom'la hiç Fransızca konuşmadım.
Have you ever spoken to Tom in French?
Tom'la hiç Fransızca konuştun mu?
I haven't spoken to Tom.
Tom'la konuşmadım.
I've spoken with Tom.
Tom'la konuştum.
Have you spoken with Tom?
Tom'la konuştun mu?
Have you spoken to Tom?
Tom'la konuştun mu?
Have you spoken about the incident with Tom?
Tom'la olay hakkında konuştun mu?
I've already spoken to Tom about it.
Tom'la onun hakkında zaten konuştum.
I've already spoken to Tom.
Tom'la zaten konuştum.
I've already spoken with Tom.
Tom'la zaten konuştum.
Tom had a propensity for looking the other way when spoken to.
Tom'un, kendisiyle konuşulduğunda başka bir tarafa bakma huyu vardı.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
Tsez dili, Dağıstan'da yaklaşık 15,000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
I haven't spoken French in a long time.
Uzun bir süre Fransızca konuşmadım.
Beginners should learn spoken English first.
Yeni başlayanlar önce konuşulan İngilizceyi öğrenmeli.
Yuko has never spoken with a foreigner.
Yuko bir yabancı ile asla konuşmadı.
"Stop laughing!" said Geppetto angrily; but he might as well have spoken to the wall.
A creole is a native spoken language.
A dialect is a specific form of a language, spoken in a certain region.
A stone once cast, and a word once spoken, cannot be recalled.
A strange fellow, he never speaks unless spoken to.
A word once spoken can never be recalled.
A word spoken at the wrong time can do very much more harm than good.
