People can be so rude.
İnsanlar çok kaba olabilirler.
You're a very rude person.
Çok kaba bir insansın.
I am not used to being spoken to in that rude way.
Öyle kaba bir biçimde konuşulmaya alışkın değilim.
I'm sorry I was so rude.
Öyle kaba olduğum için özür dilerim.
It is rude to point at others.
Başkalarını işaret etmek kabalıktır.
It is rude to interrupt others.
Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.
You promised not to be rude to me any more.
Bana artık kaba davranmamak için söz verdin.
It is very rude of you to expect me to eat food that I do not want to.
Ben böyle bir şey istemediğim halde yemek yemek için beni beklemeniz büyük kabalık.
Talking during a concert is rude.
Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
It is rude to stare at someone.
Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.
That would be rude.
Bu kaba olur.
It is rude to laugh at others.
Diğerlerine gülmek kabalıktır.
It's okay to look, but it's rude to stare.
Görünmek için tamam ama bakmak için kaba.
You can not be rude to everyone and expect to get away with it forever.
Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin.
Don't be rude.
Kaba olmayın.
She scowled at the rude salesman.
Kaba satıcıya kaşlarını çattı.
You are rude.
Kabasın.
I was rude.
Kabaydım.
It's rude to talk during a concert.
Konser sırasında konuşmak kabalıktır.
Please excuse me for being rude.
Lütfen kabalığım için beni affedin.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
Mike made a rude table from the logs.
Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.
What a rude man!
Ne kaba bir adam!
How rude of you!
Ne kadar kabasın!
That's so rude.
O çok kaba.
How can you tolerate that rude fellow?
O kaba adama nasıl tahammül edebiliyorsun?
He is a rude person.
O kaba bir kişidir.
He is rude, but I love him all the same.
O kaba fakat yinede onu severim.
He's rude, arrogant and ignorant.
O kaba, kibirli ve cahil.
It's rude of you to ask her that question.
O soruyu ona sorman kabalıktır.
He made a rude reply.
O, kaba bir yanıt verdi.
She was very rude to him.
O, ona karşı çok kabaydı.
You shouldn't say such rude things to him.
Ona böylesine kaba şeyler söylememelisin.
She felt regret for having been rude to him.
Ona kaba davrandığı için pişmanlık hissetti.
I regret having been rude to him.
Ona kaba davrandığım için pişmanım.
I am ashamed of having been rude to her.
Ona kaba davrandığım için utanıyorum.
You should apologize to her for being rude.
Ona kaba davrandığın için özür dilemelisin.
Their rude behavior makes me angry.
Onların kaba davranışı beni kızdırır.
Tom should apologize to Mary for being so rude to her mother.
Onun annesine karşı çok kaba olduğu için, Tom Mary'den özür dilemeli.
It is rude of him not to give me a call.
Onun beni aramaması kabalıktır.
His rude reply provoked her to slap his face.
Onun kaba cevabı onun yüzüne tokat atması için onu kışkırttı.
His rude behavior makes me angry.
Onun kaba davranışı beni kızdırır.
I just can't overlook his rude behavior.
Onun kaba davranışına göz yumamam.
I have trouble putting up with his rude manner.
Onun kaba davranışına katlanma sorunum var.
I don't like his rude manner.
Onun kaba tavrından hoşlanmıyorum.
I have a good mind to strike you for being so rude.
Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.
You really are rude, aren't you?
Sen gerçekten kabasın, değil mi?
You're rude.
Sen kabasın.
You were rude.
Sen kabaydın.
She regrets having been rude to you.
Size kaba davrandığı için pişman.
Tom is very rude.
Tom çok kaba.
Tom is a rude person.
Tom kaba bir kişidir.
Tom was rude and obnoxious.
Tom kaba ve iğrençti.
Tom is rude.
Tom kaba.
Tom thought Mary was very rude.
Tom Mary'nin çok kaba olduğunu düşündü.
Tom shouldn't say such rude things to Mary.
Tom Mary'ye öyle kaba şeyler söylememeli.
Tom regrets having been rude to Mary.
Tom Mary'ye kaba davrandığı için pişman.
Tom was very rude to Mary.
Tom Mary'ye karşı çok kabaydı.
Tom was rude to Mary.
Tom Mary'ye karşı kabaydı.
Tom said that he didn't mean to be rude.
Tom niyetinin kabalaşmak olmadığını söyledi.
Tom didn't have to be so rude.
Tom o kadar kaba olmak zorunda değildi.
Tom apologized for his son's rude behavior.
Tom oğlunun kaba davranışı için özür diledi.
I don't want to be rude to Tom.
Tom'a saygısızlık etmek istemem.
Were I you, I would not do such a rude thing.
Yerinde olsam, böyle kaba bir şey yapmazdım.
If I were you, I wouldn't do such a rude thing.
Yerinde olsam, böyle kaba bir şey yapmazdım.
A genius can sometimes have rude manners.
A serious linguistic institution won't ever censure a translation, it does not matter how dirty or rude it feels when reading it.
Boys are noisy and rude to girls.
British people are arrogant and rude.
Did you really break up with her over the phone? That's rude.
Do people ever accuse you of being rude?
Don't be rude!
Don't take any notice of those rude boys.
Don't you know it's rude to ask a lady her age?
Don't you think it's rude to give people such a curt reply like that?
Farting is rude.
French people eat frogs and are rude!
Have you ever tried not being rude to people?
He cannot be a gentleman to say such a rude thing.
He cut you off â?? that's very rude!
He deserves six of the best for being so rude.
He is displeased at her rude behavior.
He is impolite, not to say rude.
He is rude, lazy, a runaway.
He should apologize for being rude to the guests.
He was always a rude man; not even his wife made him change.
He was impolite, not to say rude.
He went so far as to say such a rude thing.
He's so rude. I can't put up with his bad manners.
He's very rude.
His rude reply provoked her to slap him on the face.
How can you justify your rude behavior?