"If you're not happy with your purchase, you can return it at any time." "Could I get that in writing?"
"Alışverişinizden mutlu değilseniz, istediğiniz zaman iade edebilirsiniz." "Bu sözü yazılı olarak alabilir miyim?"
Here's my return ticket.
İşte benim dönüş biletim.
In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
I'll get in touch with you as soon as I return from America.
Amerika'dan döner dönmez en kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.
When should I return the car?
Arabayı ne zaman iade etmeliyim?
I'd like to return a car.
Arabayla dönmek istiyorum.
The president was forced to return to Washington.
Başkan, Washington'a dönmek zorunda kaldı.
His father died after his return home.
Babası eve dönüşünden sonra öldü.
I'm looking forward to the return of spring.
Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
Maybe we should return to Boston.
Belki Boston'a geri gitmeliyiz.
I will return at 6:30.
Ben 6:30'da döneceğim.
Wait here till I return.
Ben dönünceye kadar beni burada bekle.
I'll return to get my handbag.
Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
Bill will return next week.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
He will return to Japan some day.
Bir gün Japonya'ya dönecek.
I must return home within a week.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
I'd like to return to Boston someday.
Birgün Boston'a dönmek istiyorum.
I want you to return the book I lent you the other day.
Birkaç gün önce sana ödünç verdiğim kitabı iade etmeni istiyorum.
I want you to return to Boston.
Boston'a geri dönmeni istiyorum.
I am going to return this sweater because it's too big.
Bu kazağı geri getireceğim çünkü o çok büyük.
I have to return this book to the library today.
Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.
I've got to remember to return this money to him.
Bu parayı ona geri vermeyi unutmamam lâzım.
Why did you return home today?
Bugün neden eve döndün?
I'd like to return this.
Bunu iade etmek istiyorum.
Brian is mad because Chris obviously does not intend to return the money.
Chris'in açıkça parayı getirmeye niyeti olmadığı için Brian çıldırdı.
We'll meet when you return!
Döndüğün zaman buluşuruz!
I will have left when you return.
Döndüğünüzde gitmiş olacağım.
He said on his return, "It has been a wonderful tour."
Döndüğünde, "Bu harika bir turdu " dedi.
You may return.
Dönebilirsin.
I will return.
Döneceğim.
He promised to return and yet he didn't.
Dönmek için söz verdi ve henüz dönmedi.
We're ready to return.
Dönmeye hazırız.
I won't return.
Dönmeyeceğim.
I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
Return at once.
Derhal dön.
You must return immediately.
Derhal dönmelisin.
Return the money to him at once.
Derhal parayı ona geri getir.
I will return the book as soon as I can.
Elimden geldiğince kısa sürede kitabı teslim edeceğim.
You could at least return her calls.
En azından onun çağrılarına cevap verebilirsin.
We will return sooner or later.
Er geç döneceğiz.
My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
She wanted to return home, but she got lost.
Eve dönmek istedi fakat kayboldu.
When do you return home?
Eve ne zaman döneceksin?
They were free to return to their homes.
Evlerine dönmek için özgürdüler.
He was eager to return to school in September.
Eylül ayında okula dönmek için istekliydi.
He did not return home till midnight.
Gece yarısına kadar eve dönmedi.
Return to the ship.
Gemiye geri dönün.
What time do you usually return home?
Genellikle saat kaçta eve dönersin?
You must return.
Geri dönmelisin.
It was because he was ill that he decided to return home.
Hasta olduğundan dolayı eve dönmeye karar verdi.
It was because he was sick that he decided to return home.
Hasta olduğundan dolayı eve dönmeye karar verdi.
Correct the mistake and return the file to Mr Luxemburg.
Hatayı düzeltin ve dosyayı Bay Luxemburg'a iade edin.
You should return home before it gets dark.
Hava kararmadan önce eve dönmen gerekir.
Return to the ship at once.
Hemen gemiye geri dön.
I'd like to return to Tokyo via Honolulu.
Honolulu üzerinden Tokyo'ya dönmek istiyorum.
The dog waited day after day for its master's return.
Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
I wanted to return to your village.
Köyüne dönmek istedim.
What does he want in return?
Karşılığında ne istiyor?
I only wish I could return the favor.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
If you have finished reading the book, return it to the library.
Kitabı okumayı bitirdiysen kütüphaneye iade et.
She waited eagerly for her husband's return.
Kocasının dönüşünü hevesle bekledi.
Return to your seat.
Koltuğuna geri dön.
Birds can fly thousands of miles away and return to the same place every year.
Kuşlar binlerce kilometre uzağa uçup, her yıl aynı yere dönebilirler.
Birds always return to their nests.
Kuşlar her zaman yuvalarına dönerler.
Please return it by 10 a.m. Monday.
Lütfen onu Pazartesi 10:00 a kadar iade edin.
Please check on when he will return.
Lütfen onun ne zaman döneceğini kontrol et.
Please return the book by tomorrow.
Lütfen yarına kadar kitabı getir.
Please return to your seats.
Lütfen yerlerinize dönün.
I'll return your books as soon as possible.
Mümkün olan en kısa sürede kitaplarınızı iade edeceğim.
I want you to return it to me as soon as possible.
Mümkün olduğu kadar kısa sürede onu bana getirmeni istiyorum.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
I want you to return to your seat.
Makamına dönmeni istiyorum.
When are you going to return from Milan?
Milano'dan ne zaman döneceksin?
When did you return?
Ne zaman geri döndün?
He hasn't told me when he will return.
Ne zaman geri döneceğini bana söylemedi.
When will you return?
Ne zaman geri döneceksin?
Why didn't you return?
Niçin geri dönmedin?
You must return the book by the end of April.
Nisan ayı sonuna kadar kitabı iade etmelisin.
He is at work now, but will return at seven.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
She will return within an hour.
O bir saat içinde geri dönecektir.
He left the Mexican capital to return to Texas.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
He will return within 3 hours.
O, üç saat içinde dönecek.
He'll return at six.
O, altıda dönecek.
She did not return till six.
O, altıya kadar dönmedi.
He went abroad, never to return.
O, dönmemek üzere, yurt dışına gitti.
When will she return home?
O, eve ne zaman dönecek?
He will return to the game soon.
O, kısa sürede oyuna dönecek.
What does she want in return?
O, karşılığında ne istiyor?
He didn't specify when he would return.
O, ne zaman döneceğini belirtmedi.
She prayed for her son's return.
O, oğlunun geri dönüşü için dua etti.
When did he return from Osaka?
O, Osaka'dan ne zaman döndü?
He will return from Europe soon.
O, yakında Avrupa'dan dönecek.
I wrote him a letter and asked him to return home soon.
Ona bir mektup yazdım ve ona eve erken dönmesini rica ettim.
