I don't think I'm ready for a relationship.
İlişkiye hazır olmadığımı düşünüyorum.
You must get ready quickly.
Çabucak hazırlanmalısın.
Lunch will be ready soon.
Öğle yemeği yakında hazır olacak.
After she had lunch, she got ready to go out.
Öğle yemeğini yedikten sonra, dışarı çıkmak için hazırlandı.
The teacher will call us when he's ready.
Öğretmen hazır olduğunda bizi arar.
You'd be amazed how long it takes Tom to get ready in the morning.
Abraham'ın sabahları hazırlanmasının ne kadar zaman aldığına şaşırırdın.
Another fierce battle was ready to begin.
Şiddetli bir savaş daha başlamaya hazırdı.
I'm ready to leave now.
Şimdi gitmeye hazırım.
Now I'm ready.
Şimdi hazırım.
I'm ready now.
Şimdi hazırım.
We're ready now.
Şimdi hazırız.
Dinner is probably ready by now.
Akşam yemeği şimdiye kadar muhtemelen hazırdır.
Is dinner ready?
Akşam yemeği hazır mı?
The dinner is almost ready.
Akşam yemeği hazır olmak üzeredir.
Dinner is ready, so we can eat whenever we want.
Akşam yemeği hazır, bu yüzden istediğimiz zaman yiyebiliriz.
Dinner's ready.
Akşam yemeği hazır.
Dinner is ready.
Akşam yemeği hazır.
Supper is ready.
Akşam yemeği hazırdır.
Are you ready for dinner?
Akşam yemeği için hazır mısınız?
She's got to get ready for dinner.
Akşam yemeği için hazırlanmalı.
Dinner will be ready by this time you have finished your work.
Akşam yemeği işini bitirdiğin bu zamana kadar hazır olacak.
When will dinner be ready?
Akşam yemeği ne zaman hazır olacak?
Dinner is almost ready.
Akşam yemeği neredeyse hazır.
Dinner will be ready soon.
Akşam yemeği yakında hazır olacak.
Dinner is ready to eat.
Akşam yemeği yemek için hazır.
I wonder if dinner is ready.
Akşam yemeğinin hazır olup olmadığını merak ediyorum.
Get the money ready by evening or I'll come back with the police.
Akşama kadar parayı hazır et yoksa buraya polisle gelirim.
I'm ready to die.
Ölmeye hazırım.
I am ready to die.
Ölmeye hazırım.
The United States navy was not ready for war.
Amerika Birleşik Devletleri donanması, savaş için hazır değildi.
The American Navy was ready to fight.
Amerikan Donanması savaşmaya hazırdı.
Mom is getting dinner ready.
Annem akşam yemeği hazırlıyor.
Mother was busy getting ready for dinner.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
I asked my mother if breakfast was ready.
Anneme kahvaltının hazır olup olmadığını sordum.
Even though his mother told him to get ready for dinner, Tom continued playing his game.
Annesi ona akşam yemeği için hazırlanmasını söylemesine rağmen Tom oyununu oynamaya devam etti.
The car is ready.
Araba hazır.
Your car's ready.
Araban hazır.
I'm ready to go now.
Artık gitmeye hazırım.
Everything is ready now for the party.
Artık parti için her şey hazır.
The soldiers are ready for battle.
Askerler savaşa hazır.
I'm actually ready to go.
Aslında gitmeye hazırım.
Are you ready to order now?
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
I just got up. Give me a few minutes to get ready.
Az önce kalktım. Hazırlanmam için bana birkaç dakika ver.
I'll have all this stuff ready for you by 2:30.
Bütün bu şeyleri sizin için 2.30'a kadar hazırlayacağım.
When will that picture I wanted enlarged be ready?
Büyütülmesini istediğim şu resim ne zaman hazır olacak?
You are too ready to speak ill of others.
Başkalarının hakkında kötü konuşmaya gereğinden fazla hazırsın.
Are you ready to start?
Başlamaya hazır mısın?
I'm ready to begin.
Başlamaya hazırım.
Are you ready to set off?
Başlatmaya hazır mısın?
My father is busy getting ready for his trip.
Babam seyahatine hazırlanmakla meşguldür.
Is the bath ready?
Banyo hazır mı?
The bath is ready.
Banyo hazırdır.
Your bath is ready.
Banyonuz hazır.
Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
I'll be ready to go in five minutes.
Beş dakika içinde gitmeye hazır olacağım.
I am ready for death.
Ben ölmeye hazırım.
I'm ready for Tom now.
Ben artık Tom için hazırım.
I'm ready to start.
Ben başlamak için hazırım.
I am ready to start.
Ben başlamaya hazırım.
I'm ready to leave.
Ben gitmeye hazırım.
I'm ready. And you?
Ben hazırım ya siz?
I'm not ready yet.
Ben henüz hazır değilim.
I am always ready to help you.
Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
I'm about ready.
Ben neredeyse hazırım.
I'm ready for the war.
Ben savaşa hazırım.
I'm ready for fighting.
Ben savaşa hazırım.
I am ready to do anything for you.
Ben senin için herhangi bir şeyi yapmaya hazırım.
I am ready to go with you.
Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.
I'm ready to depart.
Ben yola çıkmaya hazırım.
I'm already ready.
Ben zaten hazırım.
I am quite ready for payment.
Ben, gerçekten ödeme için hazırım.
I'll wait here until my medicine is ready.
Benim ilacım hazır olana kadar burada bekleyeceğim.
Major Anderson was ready to stop fighting.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
I'm not ready for a relationship.
Bir ilişkiye hazır değilim.
Are you ready for the next problem?
Bir sonraki sorun için hazır mısın?
She got the children ready for a walk.
Bir yürüyüş için çocukları hazırladı.
I'll be ready in a few moments.
Birkaç dakika içerisinde hazır olacağım.
I'll be ready to go in a few minutes.
Birkaç dakika içinde gitmeye hazır olacağım.
We got ready.
Biz hazırlandık.
We'll be ready whenever you need us.
Bize ihtiyacın olduğunda hazır olacağız.
I wonder if that country is actually really ready to accept a black president.
Bu ülkenin gerçekten siyahi bir başbakanı kabul etmeye hazır olup olmadığını merak ediyorum.
It will be ready by six this evening.
Bu sabah altıya kadar hazır olacak.
The wheat is ready for harvest.
Buğday hasat için hazır.
She packed yesterday, so as to be ready early today.
Bugün erkenden hazır olmak için dün eşyalarını topladı.
I don't know if I'm ready for this.
Buna hazır mıyım bilmiyorum.
I know you're not ready to deal with this.
Bunu halletmek için hazır olmadığını biliyorum.
Are you ready to do this?
Bunu yapmak için hazır mısın?
I'm not ready to do that.
Bunu yapmaya hazır değilim.
I'm not ready for this.
Bunun için hazır değilim.
You aren't ready for this.
Bunun için hazır değilsin.
You're not ready for this.
Bunun için hazır değilsin.