Two criminals escaped from prison.
İki suçlu hapishaneden kaçtı.
I'm going to prison.
Ben hapse gidiyorum.
An offender escaped from a prison.
Bir suçlu hapisten kaçtı.
Three men broke out of prison yesterday.
Dün üç adam hapisten kaçtı.
He escaped from prison by climbing over a wall.
Duvardan tırmanarak hapishaneden kaçtı.
We can't put a young boy in prison.
Genç bir çocuğu hapse atamayız.
The judge sentenced Tom to three years in prison.
Hakim Tom'u üç yıl hapse mahkum etti.
You're going to prison.
Hapise gidiyorsun.
Do you want to go to prison?
Hapise gitmek istiyor musun?
It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.
Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.
I'm facing prison.
Hapishane ile karşı karşıyayım.
I spent three years in prison.
Hapishanede üç yıl geçirdim.
She visited her husband in prison.
Hapishanede kocasını ziyaret etti.
Life in prison is worse than the life of an animal.
Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.
I waited for you to get out of prison.
Hapishaneden çıkmanı bekledim.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
A convict has escaped from prison.
Hapishaneden bir mahkum kaçtı.
How were you able to escape from prison?
Hapishaneden nasıl kaçabildin?
I'm at the prison.
Hapishanedeyim.
When I got out of prison, I couldn't find a job anywhere near my home since no one would hire an ex-con.
Hapisten çıktığımda, hiç kimse eski bir mahkumu istihdam etmediği için evime yakın bir yerde iş bulamadım
That's how he got away from prison.
Hapisten işte böyle kaçtık.
Do you really want to spend the rest of your life in prison?
Hayatının geri kalan kısmını hapishanede geçirmeyi gerçekten istiyor musun?
An interesting record is still preserved of the inhuman cruelties which were inflicted on this admirable young woman in the secret of the prison house where no eye pitied her and where no friendly hand composed her aching limbs.
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
The murderer was convicted and sentenced to life in prison.
Katilin suçu kanıtlandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.
Her husband has been in prison for three years.
Kocası üç yıldır hapiste.
The prisoner dug a hole under the prison wall.
Mahkum cezaevi duvarının altında bir delik açtı.
The prisoner escaped from prison.
Mahkum cezaevinden kaçtı.
Mary spent three years in prison.
Mary hapiste üç yıl geçirdi.
Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
When are you getting out of prison?
Ne zaman hapishaneden çıkıyorsun?
What are you in prison for?
Niçin hapistesin?
He was in prison for life.
O ömür boyu hapis yattı.
He should be put in prison.
O cezaevine konulmalıdır.
He's in prison.
O hapiste.
He was sentenced to prison.
O hapse mahkum edildi.
He was put in prison.
O hapseneye atıldı.
That school looks just like a prison.
O okul tam bir hapishaneye benziyor.
He was sent to prison.
O, cezaevine gönderildi.
She'll spend the next four years in prison.
O, gelecek dört yılı hapishanede geçirecek
He died in prison.
O, hapishanede öldü.
He escaped from prison.
O, hapishaneden kaçtı.
He will end up in prison.
O, hapishaneyi boylayacak.
She stole a lot of money from him, so now she is in prison.
O, ondan bir sürü para çaldı, bu yüzden o, şimdi hapishanededir.
The school looks like a prison.
Okul bir hapishaneye benziyor.
He served a ten-year prison term.
On yıl hapiste yattı.
They escaped from prison.
Onlar hapishaneden kaçtı.
They were put in prison.
Onlar hapse atıldılar.
They sent him to prison in 1925.
Onlar onu 1925 yılında hapse gönderdi.
I'm surprised to hear that he is in prison.
Onun hapishanede olduğunu duyduğuma şaşırdım.
Her husband is in prison.
Onun kocası hapiste.
The police will put you in prison.
Polis seni içeriye atacak.
I imagine that Tom will eventually be caught and put in prison.
Sanırım sonunda Tom yakalanacak ve hapishaneye konulacak.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
By the time you get out of prison, she'll be married.
Sen hapishaneden çıkmadan önce, o evlenmiş olacak.
I know you've spent the last three years in prison.
Son üç yılı hapishanede geçirdiğini biliyorum.
Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.
Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı.
He was in prison on a charge of robbery.
Soygun suçlamasıyla hapisteydi.
Tom was released from prison three months ago.
Tom üç ay önce hapishaneden tahliye edildi.
Tom was in prison for three years.
Tom üç yıldır hapishanedeydi.
Tom has been in prison for three years.
Tom üç yıldır hapiste.
Tom was sentenced to life in prison without parole.
Tom şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası aldı.
Tom is now in prison.
Tom şimdi hapiste.
Tom isn't currently in prison.
Tom şu anda hapisanede değildir.
Tom was sentenced to five months in prison.
Tom beş ay hapse mahkum oldu.
Tom spent three years in a prison camp.
Tom bir esir kampında üç yıl geçirdi.
Tom is a prison guard.
Tom bir hapishane gardiyanı.
Tom was a prison guard.
Tom bir hapishane gardiyanıydı.
Tom is being released from prison today.
Tom bugün ceza evinden tahliye ediliyor.
Tom spent three years in prison.
Tom cezaevinde üç yıl geçirdi.
Tom deserves to be in prison.
Tom cezaevinde olmayı hak ediyor.
Tom is in prison.
Tom cezaevinde.
Tom is in prison for murder.
Tom cinayetten hapiste.
Tom was released from prison last month.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
Tom is still in prison.
Tom hâlâ cezaevinde.
Tom appreciated all the letters Mary sent him while he was in prison.
Tom hapishanede iken Mary'nin ona gönderdiği bütün mektupları taktir etti.
Tom is facing up to thirty years in prison.
Tom hapishanede otuz yıla göğüs geriyor.
Tom was sentenced to 20 years in prison.
Tom hapishanede yirmi yıla mahkum edildi.
Tom could face life in prison.
Tom hapishanedeki hayata katlanabildi.
Tom has just been released from prison.
Tom hapishaneden bırakıldı.
Tom escaped from prison.
Tom hapishaneden kaçtı.
Tom won't go to prison.
Tom hapishaneye gitmeyecek.
Tom died in prison.
Tom hapiste öldü.
Tom concealed the fact that he had been in prison.
Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
Tom can't wait to get out of prison.
Tom hapisten çıkmayı bekleyemez.
Tom is out of prison.
Tom hapisten çıktı.
How did Tom get out of prison?
Tom hapisten nasıl çıktı?
Tom could go to prison.
Tom hapse girebilirdi.
Tom didn't want to see Mary in prison for a crime she didn't commit.
Tom işlemediği bir suçtan dolayı Mary'yi hapishanede görmek istemiyordu.
Tom is likely to end up in prison if he doesn't straighten up.
Tom kendini düzeltmezse hapsi boylayacak.
Tom was released from prison three weeks before Mary was murdered.
Tom Mary öldürülmeden üç hafta önce hapishaneden tahliye edildi.
Why did Tom spend time in prison?
Tom neden hapishanede zaman geçirdi?
Why was Tom in prison?
Tom neden hapisteydi?
Tom died in prison ten years ago.
Tom on yıl önce cezaevinde öldü.
