You should not confuse business with personal affairs.
İşini kişisel işlerin ile karıştırmaman gerekir.
I am very sorry that I have to ask you to change the meeting date to March 6 due to personal reasons.
Çok üzgünüm. Toplantı tarihini kişisel nedenlerle 6 Mart olarak değiştirmenizi rica etmek zorundayım..
Please forgive me asking such a personal question.
Böylesine kişisel bir soru sorduğum için lütfen beni affet.
From my personal point of view, his opinion is right.
Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment.
Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.
I am seeking a person who can write a personal computer manual.
Bilgisayar kullanma klavuzu yazabilen bir kişi arıyorum.
Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.
Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.
That's too personal.
Bu çok kişisel.
Where can I cash this personal check?
Bu şahsi çeki nerede bozdurabilirim?
It's not personal.
Bu kişisel değil.
This is personal.
Bu kişisel.
It's personal.
Bu kişisel.
That's just my personal opinion.
Bu sadece benim kişisel görüşüm.
This is just my personal opinion.
Bu sadece benim kişisel görüşüm.
This is Tom Jackson, my personal assistant.
Bu Tom Jackson, benim özel asistanım.
Don't make this personal.
Bunu kişisel olarak almayın.
All this is for my personal use.
Bunun hepsi benim kişisel kullanımım içindir.
Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
I bought a new personal computer yesterday.
Dün yeni bir kişisel bilgisayar aldım.
Later the personal guards of kings were called satellites.
Daha sonra kralların kişisel muhafızlarına uydular deniyordu.
Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
It's really personal.
Gerçekten kişisel.
She got her daughter a personal computer.
Kızına bir kişisel bilgisayar aldı.
Your personal computer is identical with mine.
Kişisel bilgisayarın benimki ile aynı.
Personal computers are of great use.
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
Personal computers are very useful.
Kişisel bilgisayarlar çok kullanışlıdır.
It is our policy not to give out personal information.
Kişisel bilgiyi vermemek bizim prensibimizdir.
It's nothing personal.
Kişisel bir şey değil.
Do you know how to use a personal computer?
Kişisel bir bilgisayarı nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz?
It wasn't personal.
Kişisel değildi.
From personal experience, I know that any encounter with him will leave a bad taste in your mouth.
Kişisel deneyimlerimden, onunla tartışmanın ağzında kötü bir tat bırakacağını biliyorum.
It seemed personal.
Kişisel görünüyordu.
He left the company on account of personal reasons.
Kişisel nedenlerden dolayı şirketten ayrıldı.
Don't get personal.
Kişisel olma.
I refused for personal reasons.
Kişisel sebeplerden ötürü reddettim.
You shouldn't ask personal questions.
Kişisel sorular sormamalısın.
It was personal.
Kişiseldi.
Weight increase is the easiest method for personal development.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
It's for my personal use.
O benim kişisel kullanımım için.
She cares a lot about her personal appearance.
O kişisel görünüşünü çok umursar.
That was personal.
O kişiseldi.
She couldn't convince him to accept a personal check.
O, onu kişisel bir çeki kabul etmesi için ikna edemedi.
It was his personal opinion.
O, onun kişisel fikriydi.
She gave it her personal attention.
O, onunla kişisel olarak ilgilendi.
They are all my personal belongings.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
Portugal has decriminalized drug possession for personal uses.
Portekiz kişisel kullanım için uyuşturucu bulundurmayı suç olmaktan çıkardı.
Let me give you my personal opinion.
Sana benim kişisel görüşümü vereyim.
I have to ask you some personal questions that you may not want to answer.
Sana cevap vermek istemeyebileceğin bazı kişisel sorular sormak zorundayım.
Would it be OK if I asked you a personal question?
Sana kişisel bir soru sorabilir miyim?
Would you mind if I ask you a personal question?
Sana kişisel bir soru sorabilir miyim?
Can I ask you a personal question?
Sana kişisel bir soru sorabilir miyim?
May I ask you a personal question?
Sana kişisel bir soru sorabilir miyim?
I think Tom shares too much personal information online.
Sanırım Tom çevrimiçi çok fazla kişisel bilgi paylaşıyor.
I have something personal to discuss with you.
Seninle görüşecek kişisel bir şeyim var.
Might I ask you a personal question?
Size kişisel bir soru sorabilir miyim?
Tom is my personal assistant.
Tom benim kişisel yardımcım.
Tom asked Mary a lot of personal questions.
Tom Mary'ye birçok kişisel soru sordu.
Tom asked Mary some very personal questions that she refused to answer.
Tom Mary'ye cevap vermeyi reddettiği bazı çok kişisel sorular sordu.
I have something personal to discuss with Tom.
Tom'la konuşacak kişisel bir şeyim var.
I don't know much about Tom's personal life.
Tom'un özel hayatı hakkında çok şey bilmiyorum.
We don't know much about Tom's personal life.
Tom'un kişisel hayatı hakkında çok şey bilmiyoruz.
I only have personal items.
Yalnızca kişisel eşyalarım var.
"Tell me why you are so sad." "It's personal."
A man lives not only his personal life, as an individual, but also, consciously or unconsciously, the life of his epoch and his contemporaries.
All great writers have their own personal styles.
Although we may intend to judge a person on the basis of his or her personal qualities, they are not visible at first sight.
And when the first Muslim-American was recently elected to Congress, he took the oath to defend our Constitution using the same Holy Koran that one of our Founding Fathers â?? Thomas Jefferson â?? kept in his personal library.
Any electrical device, if used improperly, has the potential for causing fire, electrical shock or personal injury.
Any member of the University has right to use the library services showing personal identification card or university badge.
As the Duke of Zhou said, "It will benifit not to crave for the personal benifit".
Attention is focussed on the potential for growth of the personal and industrial use garbage compactor market in relation to trends in law.
Avatars are no contributions, they're personal identities.
Beauty cannot be determined objectively but depends on personal aesthetic criteria.
Can I ask you something personal?
Can I ask you something very personal?
Can I pay you with a personal check?
Can I talk to you about something personal?
Can I tell you something very personal?
Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
Character is not formed through elegant speech, but rather through work and personal achievement.
Contributors should avoid personal attacks.
Create your personal website.
Depending on the relationship, personal space when speaking may vary.
Disposable income is what counts for the level of personal consumption.
Do you answer personal questions?
Do you mind if I ask you a personal question?
Does Tom ever talk about his personal life?
Don't stick your nose into my personal affairs.
Don't take it personal.
Facebook makes money by collecting personal information on people and then selling that information to advertisers.
For example, you don't need a personal seal to collect a parcel.
For personal reasons.
