I need a good pair of sunglasses.
İyi bir çift güneş gözlüğüne ihtiyacım var.
There's a pair of scissors in the top drawer.
Üst çekmecede bir makas var.
I bought a pair of gloves.
Ben bir çift eldiven aldım.
I must buy a pair of shoes.
Bir çift ayakkabı almalıyım.
I bought a pair of boots.
Bir çift bot aldım.
A pair of gloves is a nice gift.
Bir çift eldiven güzel bir hediyedir.
A pair of gloves was left in the taxi.
Bir çift eldiven takside bırakıldı.
I need a pair of new shoes.
Bir çift yeni ayakkabıya ihtiyacım var.
I have to buy a new pair of skis.
Bir çift yeni kayak almak zorundayım.
I came into a pair of tickets from a friend.
Bir arkadaşımdan bir çift bilet aldım.
I found nothing but a pair of scissors.
Bir makastan başka bir şey bulmadım.
I need a pair of scissors to cut this paper.
Bu kağıdı kesmek için bir makasa ihtiyacım var.
A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
This is the pair of sunglasses I bought in Boston.
Bu, Boston'da aldığım güneş gözlüğü.
These are my favorite pair of shoes.
Bunlar benim gözde ayakkabılarım.
He bought a pair of black shoes yesterday.
Dün bir çift siyah ayakkabı aldı.
My brother gave me a pair of jeans.
Erkek kardeşim bana bir kot pantolon verdi.
I just bought a new pair of shoes.
Henüz yeni bir çift ayakkabı aldım.
Since the bridge looks like a pair of glasses, they call it Meganebashi.
Köprü gözlüğe benzediği için, ona Meganebashi diyorlar.
I cut the paper with a pair of scissors.
Kağıdı bir makasla kestim.
There is a pair of scissors on the desk.
Masanın üstünde bir makas var.
Nancy wants a pair of red shoes.
Nancy bir çift kırmızı ayakkabı istiyor.
Tom buys new shoes whenever he can find a pair that fit.
Ne zaman uyan bir çift bulabilirse, Tom yeni ayakkabılar alır.
He bought a pair of shoes.
O bir çift ayakkabı satın aldı.
That pair of pliers came in handy.
O pense işe yaradı.
He bought a new pair of gloves.
O yeni bir çift eldiven aldı.
She gave me a nice pair of shoes.
O, bana hoş bir çift ayakkabı verdi.
She bought a pair of boots.
O, bir çift çizme aldı.
She attacked him with a pair of scissors.
O, bir makas ile ona saldırdı.
He bought a new pair of shoes.
O, yeni bir çift ayakkabı aldı.
I think I'll buy this pair of shoes.
Sanırım bu ayakkabı çiftini alacağım.
I think you need to buy a new pair of hiking boots.
Sanırım senin bir çift yeni yürüyüş ayakkabıları alman gerekiyor.
I think it's time for me to get a new pair of glasses.
Sanırım yeni bir çift gözlük almamın zamanıdır.
I found a pair of gloves under the chair.
Sandalyenin altında bir çift eldiven buldum.
Tom took off his shoes and put on a pair of slippers.
Tom ayakkabılarını çıkardı ve terlikleri giydi.
Tom wore the same pair of jeans the whole year.
Tom bütün yıl aynı pantolonu giydi.
Tom put on a pair of surgical gloves.
Tom bir çift ameliyat eldiveni giydi.
Tom rented a pair of ice skates.
Tom bir çift buz pateni kiraladı.
Tom went to buy another pair of shoes.
Tom bir çift daha ayakkabı almak için gitti.
Tom can't even afford to buy a new pair of shoes.
Tom bir çift yeni ayakkabıyı bile satın almayı göze alamıyor.
Tom bought a really expensive, well-made pair of shoes.
Tom gerçekten pahalı, iyi yapılmış bir çift ayakkabı satın aldı.
Tom took off his ski boots and put on a pair of slippers.
Tom kayak botlarını çıkardı ve terlik giydi.
Tom was carrying a pair of cross-country skis that he'd borrowed from Mary's husband.
Tom Mary'nin kocasından ödünç aldığı bir kros kayağı taşıyordu.
Tom gave Mary a pair of diamond earrings.
Tom Mary'ye bir çift elmas küpe verdi.
Tom asked Mary when she was going to buy a new pair of shoes for her youngest daughter.
Tom Mary'ye en genç kızı için ne zaman bir çift yeni ayakkabı alacağını sordu.
Tom bought that pair of shoes at a clearance sale.
Tom o bir çift ayakkabıyı tasfiye satışında aldı.
Tom opened the glove compartment and took out a pair of sunglasses.
Tom torpido gözünü açtı ve bir güneş gözlüğü çıkardı.
Tom bought a new pair of boots.
Tom yeni bir çift bot aldı.
Tom bought a new pair of leather gloves.
Tom yeni bir çift deri eldiven aldı.
Tom got a new pair of glasses.
Tom yeni bir gözlük aldı.
Tom bought a new pair of sunglasses.
Tom yeni bir güneş gözlüğü aldı.
Tom only had one pair of socks and they had holes in them.
Tom'un sadece bir çift çorabı vardı ve onların delikleri vardı.
Tom needs a new pair of glasses.
Tom'un yeni bir çift gözlüğe ihtiyacı var.
Tom has a new pair of sunglasses.
Tom'un yeni bir çift güneş gözlüğü var.
Tom needs a new pair of shoes.
Tom'un yeni bir ayakkabıya ihtiyacı var.
My new pair of shoes are made of leather.
Yeni ayakkabılarım deriden yapılmıştır.
I got a new pair of shoes.
Yeni bir çift ayakkabım var.
I should've never walked so much in a new pair of shoes.
Yeni bir ayakkabıyla asla fazla yürümemeliydim.
I left my new pair of gloves in the library.
Yeni eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.
You should take another pair of glasses when you go abroad.
Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
"Have I ever thought of buying a new pair of shoes?" "Mind your own business."
A girl quietly approached the pair's workplace. The girl did so quietly â?? though to be accurate, she was a mute.
A good pair of glasses will help you to read.
A love story that unfolds between an unlikely pair, a public prosecutor from a good family and a modern high school girl.
A pair of canaries are her only friends.
A pair of earrings is a nice present for her.
A pair of points is part of only one line.
A pair of sparrows is building a nest on the terrace at my house.
A pair of sunglasses could hide a stye.
All I found is a pair of scissors.
Although I had twice taken a pair of pills, my headache did not go away.
As Season 2 started, Dima decided that he needed a new look, and - reaching into the pocket of his Armani - pulled out a pair of supercool shades.
But there's only one pair of chopsticks. What shall we do?
Can I try on this pair of shoes?
Do you have a pair of scissors?
Do you have a pair of tweezers I could borrow?
Even a (traditional Korean) straw shoe belongs to a pair. (literal)
Everything looks blurry. I think I need a new pair of glasses.
Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
He is wearing an expensive pair of glasses.
He received a pair of shoes for nothing.
He sat reading, with his wife knitting a pair of gloves beside him.
He selected a pair of socks to match his suit.
His manly figure was adorned and enriched by a beautiful pair of donkey's ears.
I bought a large pair of sunglasses.
I bought a new pair of glasses.
I bought a pair of earrings.
I bought a pair of leather gloves.
I bought a pair of leather shoes.
I bought a pair of scissors.
I bought a pair of sunglasses.
I can't believe Tom's already outgrown that pair of shoes.
I don't need anything... just a new pair of pants.
