I saw the mountain for the first time.
İlk kez dağ gördüm.
I go to the mountain.
Ben dağa giderim.
An airplane had flown over the mountain.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
A plane crashed into a mountain.
Bir uçak dağa çarptı.
We'd like to climb that mountain.
Biz şu dağa tırmanmak istiyoruz.
We went halfway up the mountain.
Biz bir dağın ortasına kadar tırmandık.
We call this mountain Tsurugidake.
Biz bu dağa Tsurugidake diyoruz.
We are going to climb that mountain.
Biz o dağa tırmanacağız.
This mountain scenery is very beautiful.
Bu dağ manzarası çok güzeldir.
That mountain is covered in snow all year round.
Bu dağ tüm yıl boyunca karla kaplıdır.
Climbing this mountain is very difficult.
Bu dağa tırmanmak çok zordur.
This mountain is difficult to climb.
Bu dağa tırmanmak zordur.
I have to climb this mountain.
Bu dağa tırmanmak zorundayım.
We plan to climb that mountain.
Bu dağa tırmanmayı planlıyoruz.
I want to know about this mountain.
Bu dağı tanımak istiyorum.
Take these goats to the mountain.
Bu keçileri dağa götür.
This room has fine view of the mountain.
Bu odanın güzel bir dağ manzarası var.
That is such a high mountain as old people can't climb.
Bu, yaşlı insanların tırmanamayacağı kadar çok yüksek bir dağdır.
A man named Carlos came to a mountain village looking for that old man.
Carlos adında bir adam o yaşlı adamı arayarak bir dağ köyüne geldi.
Carlos climbed the mountain.
Carlos dağa tırmandı.
Last night I finished reading "The Magic Mountain".
Dün gece "Sihirli Dağlar"ı okumayı bitirdim.
No other mountain in the world is as tall as Mt. Everest.
Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.
The mountain attracts many climbers.
Dağ birçok dağcıları cezbediyor.
We headed for the mountain cottage.
Dağ evine doğru gittik.
The mountain has a beautiful shape.
Dağ güzel bir görünüşe sahip.
The mountain is covered with snow.
Dağ kar ile kaplı.
The mountain was covered with snow.
Dağ karla kaplıydı.
We spent a night at the mountain hut.
Dağ kulübesinde bir gece geçirdik.
What's the name of the mountain range?
Dağ silsilesinin adı nedir?
The mountain is green.
Dağ yeşildir.
He thought that he could climb the mountain.
Dağa tırmanabileceğini düşünüyordu.
I tried climbing the mountain.
Dağa tırmanmaya çalıştım.
The upper part of the mountain is covered with snow.
Dağın üst kısmı karla kaplıdır.
We saw clouds above the mountain.
Dağın üstünde bulutlar gördük.
There are many monkeys in the mountain.
Dağın üzerinde bir sürü maymun var.
The top of that mountain is flat.
Dağın tepesi düz.
The top of the mountain was covered with snow.
Dağın tepesi karla kaplıydı.
The top of the mountain is covered with snow.
Dağın tepesi karla kaplıydı.
He was standing at the top of the mountain.
Dağın tepesinde duruyordu.
The view from the top of the mountain was breathtaking.
Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi.
The view from the mountain top was spectacular.
Dağın tepesinden manzara olağanüstüydü.
I succeeded in reaching the top of the mountain.
Dağın tepesine ulaşmayı başardım.
We reached the top of the mountain.
Dağın tepesine ulaştık.
I can see the top of the mountain.
Dağın tepesini görebiliyorum.
We could not see the top of the mountain.
Dağın tepesini göremiyorduk.
How high is the mountain?
Dağın yüksekliği nedir?
The top of the mountain is covered in snow.
Dağın zirvesi karla örtüldü.
The mountain peak was covered with snow.
Dağın zirvesi karla kaplıydı.
We stood on the top of the mountain.
Dağın zirvesinde durduk.
He climbed to the peak of the mountain.
Dağın zirvesine tırmandı.
We still have more than halfway to go to get to the top of the mountain. Are you really already exhausted?
Dağın zirvesine varmak için hâlâ yarıdan fazla gidecek yolumuz var. Gerçekten çok yorgun musunuz?
I am interested in mountain climbing.
Dağcılıkla ilgileniyorum.
I met some hikers on the mountain.
Dağda bazı yürüyüşçülerle karşılaştım.
They lost their way in the mountain.
Dağda yollarını kaybettiler.
All the snow on the mountain has disappeared.
Dağdaki tüm kar yok olmuştu.
I was on the mountain.
Dağdaydım.
We climbed up the steep mountain.
Dik dağa tırmandık.
Mount Elbrus is the highest mountain in Europe.
Elbruz Dağı Avrupa'nın en yüksek dağıdır.
My brother has never climbed Fuji mountain.
Erkek kardeşim Fuji dağına hiç tırmanmadı.
Mt. Everest is the highest mountain in the world.
Everest Dağı dünyadaki en yüksek dağdır.
Mt. Everest is higher than any other mountain in the world.
Everest dağı dünyadaki herhangi bir diğer dağdan daha yüksektir.
Mt. Fuji is the most famous mountain in Japan.
Fuji dağı Japonya'da en ünlü dağdır.
Mt. Fuji is Japan's tallest mountain.
Fuji Dağı Japonya'nın en yüksek dağıdır.
We climbed the mountain last year.
Geçen yıl dağa tırmandık.
I climbed the mountain last summer.
Geçen yaz dağa tırmandım.
The weather is more changeable in mountain regions than in any other district.
Hava, dağlık bölgelerde diğer bölgelerden daha değişkendir.
No mountain in Japan is higher than Mt. Fuji.
Japonya'da hiç bir dağ Fuji dağından daha yüksek değildir.
No mountain in Japan is so high as Mt. Fuji.
Japonya'da hiçbir dağ Fuji dağı kadar yüksek değildir.
Which is the highest mountain in Japan?
Japonya'daki en yüksek dağ hangisidir?
What do you think is the second tallest mountain in Japan?
Japonya'daki en yüksek ikinci dağın hangisi olduğunu düşünüyorsunuz?
No other mountain in Japan is higher than Mt. Fuji.
Japonya'daki hiçbir dağ Fuji dağından daha yüksek değildir.
John would often go mountain climbing when he was a student.
John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.
It would be better if you didn't climb such a high mountain in the winter.
Kışın öyle yüksek bir dağa tırmanmasaydın iyi olurdu.
You shouldn't climb such a high mountain in the winter.
Kışın böyle yüksek bir dağa tırmanmamalısın.
It's dangerous to climb a mountain in bad weather.
Kötü bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.
He came from a tiny mountain town.
Küçük bir dağ kasabasından geldi.
Look at that mountain which is covered with snow.
Karla kaplı şu dağa bak.
We went to the mountain to ski.
Kaymak için dağa gittik.
The church is at the foot of a mountain.
Kilise bir dağın eteğindedir.
A huge monster is coming down the mountain.
Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
What is the highest mountain in North America?
Kuzey Amerika'daki en yüksek dağ hangisi?
What's the name of the highest mountain in that country?
O ülkede en yüksek dağın adı nedir?
How much is that mountain bike?
O dağ bisikleti kaç para?
That mountain is in the clouds.
O dağ bulutların içindedir.
That mountain is covered with snow.
O dağ kar ile kaplıdır.
Look at that mountain.
O dağa bakın.
It's a lot of fun to climb that mountain.
O dağa tırmanmak çok eğlenceli.
It is dangerous to climb that mountain.
O dağa tırmanmak tehlikelidir.
That mountain is easy to climb.
O dağa tırmanması kolaydır.
How high is that mountain?
O dağın yüksekliği nedir?
That's a famous mountain.
O tanınmış bir dağdır.
She is going to climb that mountain someday.
O, bir gün, o dağa tırmanacak.
