library ile ilgili cümleler

Is the university's library open now?
Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı?

Do you sometimes study in the library?
Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?

All the students of the university have access to the university library.
Bütün evrenkent öğrencilerinin evrenkent kütüphânesine erişimi vardır.

I spent all day in the library.
Bütün günü kütüphanede geçirdim.

My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read.
Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.

I went to the library to read some books.
Bazı kitapları okumak için kütüphaneye gittim.

I'm at the library.
Ben kütüphanedeyim.

I read the most interesting book in my library.
Ben kütüphanemdeki en ilginç kitabı okudum.

I go to the library from time to time.
Ben zaman zaman kütüphaneye giderim.

I have access to his library.
Benim onun kitaplığına erişimim var.

The computer is in the library.
Bilgisayar kütüphanededir.

I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.

A library is the best resource for books.
Bir kütüphane kitaplar için en iyi kaynaktır.

You ought to be quiet in a library.
Bir kütüphanede sessiz olmalısın.

It's annoying to hear people talking loudly in a library.
Bir kütüphanede yüksek sesle konuşan insanları dinlemek sinir bozucu.

We're in a library.
Bir kütüphanedeyiz.

It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.

Several students came to the library.
Birkaç öğrenci kütüphaneye geldi.

We live near a big library.
Biz büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

We are in a library.
Biz kütüphanedeyiz.

We have a nice school library.
Bizim güzel bir okul kütüphanemiz var.

There are a lot of English books in this library.
Bu kütüphanede bir sürü İngilizce kitap var.

This library has over 50,000 volumes.
Bu kütüphanede elli binden fazla kaynak var.

Are there any English magazines in this library?
Bu kütüphanede hiç İngilizce dergi var mı?

Reading is prohibited in this library.
Bu kütüphanede okumak yasaktır.

At this library, you can borrow up to three books at a time.
Bu kütüphaneden bir defada en çok üç kitap ödünç alabilirsiniz.

I have to return this book to the library today.
Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.

I stole this book from the library.
Bu kitabı kütüphaneden çaldım.

This book belongs to the library.
Bu kitap kütüphaneye ait.

You can borrow these books from the library for a week.
Bu kitapları bir haftalığına kütüphaneden ödünç alabilirsin.

I have to take these books back to the library.
Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

I saw Tom last night in the library.
Dün gece Tom'u kütüphanede gördüm.

I saw Bill in the library yesterday.
Dün kütüphanede Bill'i gördüm.

I left my gloves in the library.
Eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.

When was the last time you borrowed books from the library?
En son ne zaman kütüphaneden kitap ödünç aldın?

Where's the nearest library?
En yakın kütüphane nerededir?

I would rather sit reading in the library than go home.
Eve gitmektense kütüphanede oturup okumayı tercih ederim.

She goes to the library every other day.
Gün aşırı kütüphaneye gider.

I go to the library every other day.
Gün aşırı kütüphaneye giderim.

Last Sunday, Mary and I went to the library together.
Geçen Pazar, Mary ve ben birlikte kütüphaneye gittik.

He often drives to the library.
Genellikle kütüphaneye arabayla gider.

Oh, I just remembered. The library's closed tomorrow.
Ha, şimdi hatırladım. Kütüphane yarın kapalı.

I go to the library at least once a week.
Haftada en az bir kere kütüphaneye giderim.

I go to the library at least once a week.
Haftada en az bir kez kütüphaneye giderim.

I go to the library two or three times a week.
Haftada iki ya da üç kez kütüphaneye giderim.

What're you all doing in the library?
Hepiniz kütüphanede ne yapıyorsunuz?

Every student has access to the library.
Her öğrencinin kütüphaneye erişimi vardır.

Do you ever study in the library?
Hiç kütüphanede çalışır mısın?

The library is on the 4th floor.
Kütüphane 4. kattadır.

The library is eighty years old.
Kütüphane 80 yıllıktır.

The library is now under construction.
Kütüphane şimdi yapım aşamasında.

It is a five-minute walk to the library.
Kütüphane beş dakikalık yürüyüş mesafesinde.

You might meet Tom if you go to the library.
Kütüphane giderseniz Tom'la karşılaşabilirsiniz.

The library is on the second floor.
Kütüphane ikinci katta.

The library is closing.
Kütüphane kapanıyor.

You shouldn't write in library books.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın.

Don't write in library books.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmayın.

You must not tear pages out of library books.
Kütüphane kitaplarının sayfalarını yırtmamalısın.

Where is the library?
Kütüphane nerede?

The library is open from 9 a.m. to 8 p.m.
Kütüphane sabah dokuzdan akşam sekize kadar açıktır.

You might want to try studying in the library.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.

We have a lot of children's books in the library.
Kütüphanede çok sayıda çocuk kitabımız var.

Many a student studies at the library.
Kütüphanede çok sayıda öğrenci çalışır.

I have read every book in the library.
Kütüphanede bütün kitapları okudum.

She is reading a book in the library.
Kütüphanede bir kitap okuyor.

We have a lot of English books in the library.
Kütüphanede bir sürü İngilizce kitabımız var.

There are a lot of French books in the library.
Kütüphanede bir sürü Fransızca kitaplar var.

There are a lot of books in the library.
Kütüphanede birçok kitap var.

How about studying together in the library?
Kütüphanede birlikte çalışmaya ne dersin?

I saw John at the library.
Kütüphanede John'u gördüm.

There is no one reading in the library.
Kütüphanede kitap okuyan kimse yok.

We must not speak in the library.
Kütüphanede konuşmamalıyız.

Talking in the library is not allowed.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.

Are you in the library?
Kütüphanede misin?

I'll be in the library.
Kütüphanede olacağım.

I'll join you in the library.
Kütüphanede size katılacağım.

I met Tom at the library.
Kütüphanede Tom'la karşılaştım.

They were alone in the library.
Kütüphanede yalnızdılar.

She had a book stolen from the library.
Kütüphaneden bir kitap çaldırdı.

There's a bank about a hundred metres from the library.
Kütüphaneden yaklaşık yüz metre uzakta bir banka var.

I was at the library.
Kütüphanedeydim.

I was in the library.
Kütüphanedeydim.

I was at the library.
Kütüphanedeydim.

I have been to the library.
Kütüphanedeydim.

Our library is on the third floor.
Kütüphanemiz üçüncü katta.

I have a friend waiting for me in front of the library.
Kütüphanenin önünde beni bekleyen bir arkadaşım var.

We were supposed to meet in front of the library.
Kütüphanenin önünde buluşmamız gerekiyordu.

The library has many books.
Kütüphanenin birçok kitabı var.

The silence of the library provided the perfect enviroment for studying.
Kütüphanenin sessizliği, çalışma için mükemmel bir çevre sağladı.