Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Yalancı olan Liar kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Liar ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Liar kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

I'm not a good liar.
İyi bir yalancı değilimdir.

You are such a liar!
Çok yalancısın!

Anyone who says so is a liar.
Öyle diyen biri bir yalancıdır.

Whoever says so is a liar.
Öyle söyleyen yalancıdır.

Are you calling me a liar?
Bana yalancı mı diyorsun?

I suspected he was a liar.
Ben onun bir yalancı olduğundan şüphelendim.

I'm no liar.
Ben yalancı değilim.

I'm not a liar.
Ben yalancı değilim.

She accused me of being a liar.
Beni bir yalancı olmakla suçladı.

You said I was a liar.
Benim bir yalancı olduğumu söyledin.

I think you're a liar.
Bir yalancı olduğunu düşünüyorum.

If that's false, she's a liar.
Bu yanlışsa o yalancıdır.

Whoever told you that is a liar.
Bunu sana kim söylediyse yalancıdır.

You're a really bad liar.
Gerçekten de kötü bir yalancısın.

Google is a liar.
Google bir yalancıdır.

You're an excellent liar.
Harika bir yalancısın.

You're such a bad liar.
Kötü bir yalancısın.

Meros is absolutely not a liar.
Meros kesinlikle bir yalancı değildir.

Meros is definitely not a liar.
Meros kesinlikle bir yalancı değildir.

Meros is certainly not a liar.
Meros kesinlikle bir yalancı değildir.

She is a very clever liar.
O çok akıllı bir yalancıdır.

He's a notorious liar.
O adı çıkmış bir yalancı.

He's a big liar.
O büyük bir yalancıdır.

He as good as called me a liar.
O bana bir yalancı demekten geri kalmadı.

He's not a liar.
O bir yalancı değil.

She's not a liar.
O bir yalancı değil.

He's a liar.
O bir yalancı.

He's just a liar.
O bir yalancı.

She's a good liar.
O iyi bir yalancı.

He's a good liar.
O iyi bir yalancıdır.

He's a bad liar.
O kötü bir yalancıdır.

She's a bad liar.
O kötü bir yalancıdır.

He's a filthy liar.
O pis bir yalancı.

He is no more a liar than you are a liar.
O senden daha yalancı değil.

He is nothing but a liar.
O yalancıdan başka bir şey değil.

He is not a liar at heart.
O, aslında bir yalancı değil.

He went so far as to call me a liar.
O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti.

He accused me of being a liar.
O, beni bir yalancı olmakla suçladı.

He is anything but a liar.
O, bir yalancıdan başka bir şey değil.

She called him a liar.
Ona bir yalancı dedi.

They scorned the liar.
Onlar yalancıyı horladılar.

You're such a liar.
Sen çok yalancısın.

You're a terrible liar.
Sen berbat bir yalancısın.

You're a liar.
Sen bir yalancısın.

You're a little liar.
Sen biraz yalancısın.

You're the worst liar in the world.
Sen dünyadaki en kötü yalancısın.

You're a good liar.
Sen iyi bir yalancısın.

You're a bad liar.
Sen kötü bir yalancısın.

You're quite a liar.
Sen oldukça yalancısın.

You're a filthy liar!
Sen pis bir yalancısın.

You're quite the liar.
Sen tam bir yalancısın.

Tom is a liar.
Tom bir yalancı.

Tom's a liar.
Tom bir yalancıdır.

Tom is a pathological liar.
Tom hastalık düzeyinde bir yalancıdır.

Tom's not a good liar.
Tom iyi bir yalancı değil.

Tom is a bad liar.
Tom kötü bir yalancıdır.

Tom is a worse liar than Mary.
Tom Mary'den daha kötü bir yalancıdır.

Tom called Mary a liar.
Tom Mary'ye yalancı diye bağırdı.

Tom accused Mary of being a liar.
Tom Mary'yi bir yalancı olmakla suçladı.

Tom is a much better liar than you.
Tom senden çok daha iyi bir yalancı.

Tom is either mistaken or he's a liar.
Tom ya yanılıyor ya da o bir yalancı.

Tom is no liar.
Tom yalancı değil.

Tom is a compulsive liar.
Tom zorunlu bir yalancıdır.

The last time we met, Tom called me a liar.
Tom'la son karşılaştığımda bana bir yalancısın dedi.

Are you saying I'm a liar?
Yalancı olduğumu mu söylüyorsun?

Are you saying that I'm a liar?
Yalancı olduğumu mu söylüyorsun?

"Did you see my cat?" "No." "Liar, you're still chewing!"

A liar will not be believed, even when he speaks the truth.

A man is never more truthful than when he acknowledges himself a liar.

A shameless liar lies smilingly.

A shameless liar speaks smilingly.

Am I a liar?

Are you accusing me of being a liar?

Are you saying Tom is a liar?

Are you suggesting I'm a liar?

Bush is not a liar.

Come on, baby, fight my liar!

Don't make a liar out of me, Tom.

Everybody knows that you are a liar.

He called me a liar and turned around.

He confessed to being a liar.

He is a liar.

He is notorious as a liar.

He made me out to be a liar.

He told me he was a liar, but I don't believe him.

He turned out to be nothing but a liar.

He was looked down on as a liar.

He's a cheat and a liar.

He's a liar, and you're another.

I am anything but a liar.

I am not a liar.

I had already told you that Marco is a liar.

I suspect him to be a liar.

I think they don't know I'm a liar.

I think Tom is a liar.

I was made out to be a liar.

I'm a liar.

I'm sorry I called you a liar.

I'm sorry that I had been viewing you as a liar until just a few minutes ago.

If that is not true, she is a liar.