There's an important difference between talking "with" someone and talking "to" them.
"Biriyle" ve "birine" konuşmak arasında önemli bir fark vardır.
That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.
İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
It's important to nourish your children with good food.
Çocuklarını iyi yiyeceklerle beslemen önemlidir.
Clearly, this is the most important point.
Açık ki, en önemli nokta budur.
Luck plays an important part in your life.
Şans hayatınızda önemli bir rol oynar.
Love is an important thing.
Aşk önemli bir şeydir.
Love is not important.
Aşk önemli değildir.
Is love more important than friendship?
Aşk dostluktan daha önemli midir?
Love is as important to me as money is to her.
Aşk, paranın ona olduğu kadar, bana önemlidir.
My family is more important to me than my job.
Ailem bana göre işimden daha önemli.
It is very important to consider the cultural background of the family.
Ailenin kültürel geçmişini göz önüne almak çok önemlidir.
Do you think that eating with your family is important?
Ailenizle birlikte yemek yemenin önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
The most important thing you can do now is to remain calm.
Şimdi yapabileceğin en önemli şey sakin kalmaktır.
The most important thing to do now is for us to remain calm.
Şimdi yapacak en önemli şey sakin kalmamızdır.
He got an important position in the company.
Şirkette önemli bir pozisyonu var.
Is God important in your life?
Allah hayatında önemli midir?
The important thing is to listen carefully.
Önemli şey dikkatli dinlemektir.
You never have time for important things!
Önemli şeyler için asla zamanın yoktur!
She seems to know something important.
Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.
Is there anything important?
Önemli bir şey var mı?
He made an important scientific discovery.
Önemli bir bilimsel keşif yaptı.
He went to Osaka on important business.
Önemli bir iş için Osaka'ya gitti.
Tom couldn't go on the picnic with us today because he had an important business meeting.
Önemli bir iş toplantısı olduğundan dolayı Tom bizimle pikniğe gidemedi.
You have missed an important clue.
Önemli bir ipucunu kaçırdın.
I have an important message.
Önemli bir mesajım var.
I have an important part.
Önemli bir rolüm var.
I have an important role.
Önemli bir rolüm var.
Isn't that important?
Önemli değil mi?
It's not important.
Önemli değil.
It wasn't important.
Önemli değildi.
I want to feel important.
Önemli hissetmek istiyorum.
I've got important business.
Önemli işim var.
What is important is not which university you've graduated from but what you've learned in the university.
Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat üniversitede ne öğrendiğindir.
What's important isn't which university you've graduated from, but what you learned while you were there.
Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat oradayken ne öğrendiğindir.
The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
Since it's important, I'll attend to it.
Önemli olduğu için, ona katılacağım.
Since it's important, I'll do it.
Önemli olduğu için, onu yapacağım.
I wouldn't be calling if it werenât important.
Önemli olmasa aramayacaktım.
It was important.
Önemliydi.
It is important to drive carefully.
Arabayı dikkatli sürmek önemlidir.
Arabic is a very important language.
Arapça çok önemli bir dildir.
It is important to remember who your friends are.
Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.
There were many things that I thought were important at that time that I no longer believe are important.
Artık önemli olduğuna inanmadığım, o zamanlar önemli olduğunu düşündüğüm çok şey vardı.
What's important now is that you listen to what Tom says.
Şu anda önemli olan Tom'un söylediklerini dinlemendir.
Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
Magic plays an important part in primitive society.
Büyü, ilkel toplumda önemli bir rol oynar.
Context is important.
Bağlam önemlidir.
The beginning is the most important part of the work.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
Babam, büyüdüğümde bir iş bulurken okulun ne kadar da önemli olacağı hakkında konuştu.
Looks are important.
Bakışlar önemlidir.
Fish is an important food source for people.
Balık insanlar için önemli bir besin kaynağıdır.
Some important geometric shapes are the triangle, the square, the rectangle, the circle, the parallelogram and the trapezium.
Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve ikizkenar yamuktur.
Some minerals are important for human health.
Bazı mineraller insan sağlığı için önemlidir.
The paper wasn't important.
Belge önemli değildi.
I'm important.
Ben önemliyim.
It is important for me.
Benim için önemli.
To me, it is important.
Benim için önemli.
You have no idea how important you are to me.
Benim için ne kadar önemli olduğun hakkında fikrin yok.
When it comes to science, practice is more important than theory.
Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.
There are some important questions that science cannot answer.
Bilimin cevap veremediği bazı önemli sorular var.
It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
It is important to have a budget.
Bir bütçeye sahip olmak önemlidir.
It is becoming important for us to know how to use a computer.
Bir bilgisayarın nasıl kullanılacağını bilmemiz bizim için önemli hale geliyor.
The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
Many parents think it's important for their children to learn how to speak French.
Birçok ebeveynler çocuklarının Fransızca konuşmayı öğrenmelerinin önemli olduğunu düşünüyorlar.
Many parents think it's important for their children to learn how to swim.
Birçok ebeveynler çocuklarının yüzmeyi öğrenmelerinin önemli olduğunu düşünürler.
It is important to help each other.
Birbirimize yardım etmek önemlidir.
To understand each other is important.
Birbirimizi anlamak önemlidir.
The rights of the individual are the most important rights in a free society.
Bireyin hakları özgür bir toplumda en önemli haklardır.
This is a very important meeting.
Bu çok önemli bir toplantıdır.
It's very important.
Bu çok önemli.
This is an important letter.
Bu önemli bir mektuptur.
This is an important event.
Bu önemli bir olay.
That's not important, is it?
Bu önemli değil, değil mi?
That's not important.
Bu önemli değil.
This is not important.
Bu önemli değildir.
We have overlooked this important fact.
Bu önemli gerçeği gözden kaçırdık.
This is important.
Bu önemli.
This is important enough for separate treatment.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
That's kind of important.
Bu az çok önemli.
This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
The information is very important to us.
Bu bilgi bizim için çok önemlidir.
This is very important to us.
Bu bizim için çok önemli.
It's that important.
Bu bu kadar önemli.
This is too important to overlook.
Bu gözden kaçırılmayacak kadar çok önemlidir.
Is this really that important?
Bu gerçekten o kadar önemli mi?
Is this really all that important?
Bu gerçekten o kadar önemli mi?
Which people of this group are important?
Bu gruptaki hangi insanlar önemli?
That's interesting, but not important.
Bu ilginç ama önemli değil.
This decision had important results.
Bu kararın önemli sonuçları vardı.
This matter is extremely important to us.
Bu konu bizim için son derece önemlidir.
This time, when he went into the hospital, he finally understood that one's health is really the most important thing of all.
Bu sefer hastaneye gittiğinde sağlığın en önemli şey olduğunu sonunda anladı.
This is an extremely important point.
Bu son derece önemli bir konu.
