It's too hot for us to work.
İşe gitmemiz için hava çok sıcak.
The request became a hot political issue in the presidential campaign.
İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
I can't eat or drink very hot things.
Çok sıcak şeyleri yiyemem ya da içemem.
He complained about the room being too hot and humid.
Çok sıcak ve nemli olduğu için odadan şikayetçi oldu.
It was a very, very hot night.
Çok, çok sıcak bir geceydi.
The soup is so hot I can't drink it.
Çorba o kadar çok sıcak ki onu içemem.
The soup I had was so hot I couldn't drink it.
Çorba o kadar sıcaktı ki, içemedim.
Sugar melts in hot water.
Şeker, sıcak suda erir.
But he can't enjoy hot summers.
Ama o sıcak yazlarda eğlenemiyor.
I ate three hot dogs.
Üç tane hot dog yedim.
It's too hot to work right now.
Şu anda çalışmak için çok sıcak.
I could go for a nice hot pizza right now.
Şu anda güzel sıcak bir pizza için gidebilirim.
It was such a hot day that we went swimming.
Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
Could you bring me another hot towel?
Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?
If you're not out of the shower in five minutes, I'm cutting the hot water!
Beş dakika içinde duştan çıkmazsan, sıcak suyu kesiyorum!
There's no hot water on the fifth floor, but there is on the ground floor.
Beşinci katta hiç sıcak su yok, ama zemin katta var.
I ate a hot dog for lunch.
Ben öğle yemeği için bir sosisli sandviç yedim.
I ate a hot dog for lunch.
Ben öğle yemeği için bir sosisli sandviç yedim.
Meet me in the hot tub.
Beni sıcak su havuzunda karşıla.
It's too hot for me.
Benim için çok sıcak.
A cup of hot soup relaxed me.
Bir bardak sıcak çorba beni rahatlattı.
It's going to be another hot day.
Bir gün daha sıcak olacak.
The weather stayed hot for a few days.
Birkaç gün hava sıcak kaldı.
We have no hot water because the pipes broke.
Borular kırıldığından dolayı sıcak suyumuz yok.
This tea is too hot to drink.
Bu çay içilmeyecek kadar çok sıcak.
It was very hot this afternoon.
Bu öğleden sonra hava sıcaktı.
Who's this hot babe?
Bu güzel kız kim?
This curry is too hot to eat.
Bu köri yenilmeyecek kadar sıcaktır.
This coffee is so hot that I can't drink it.
Bu kahve o kadar sıcak ki onu içemem.
This coffee is not hot enough.
Bu kahve yeterince sıcak değil.
This miso soup is too hot to drink.
Bu miso çorbası içilmeyecek kadar çok sıcak.
This room is too hot for us to work in.
Bu oda içinde çalışamayacağımız kadar çok sıcak.
It is very hot in this room, isn't it?
Bu odada hava çok sıcak değil mi?
It's very hot in this room.
Bu odada hava çok sıcak.
It is hot in this room.
Bu odada hava sıcak.
This political problem gave rise to hot discussions.
Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
I'm sick of this hot weather.
Bu sıcak havadan bıktım.
I just can't stand this hot weather anymore.
Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.
I can't stand this hot weather.
Bu sıcak havaya dayanamıyorum.
I can't put up with this hot weather.
Bu sıcak havaya katlanamam.
I can't stand this hot summer.
Bu sıcak Yaza dayanamıyorum.
It's really hot this morning.
Bu sabah hava gerçekten çok sıcak.
It's pretty hot this morning.
Bu sabah hava oldukça sıcak.
It is terribly hot this morning.
Bu sabah son derece sıcaktır.
We had a very hot summer this year.
Bu yıl çok sıcak bir yaz geçirdik.
It is unbearably hot this summer.
Bu yaz dayanılmaz derecede sıcak.
You look hot today.
Bugün çok ateşli görünüyorsun.
It isn't so hot today.
Bugün çok sıcak değil.
It's not so hot today.
Bugün çok sıcak değil.
It is not especially hot today.
Bugün özellikle sıcak değildir.
Today is too hot for sunbathing.
Bugün güneş banyosu yapılmayacak kadar çok sıcak.
It's very hot today, isn't it?
Bugün hava çok sıcak, değil mi?
It is very hot today.
Bugün hava çok sıcak.
It's very hot today.
Bugün hava çok sıcak.
It's awfully hot today.
Bugün hava korkunç sıcak.
It's hot today, isn't it?
Bugün hava sıcak değil mi?
It's hot today.
Bugün hava sıcak.
Today is a hot day.
Bugün sıcak bir gün.
Today is hot so we can swim in the ocean.
Bugün sıcak bu yüzden okyanusta yüzebiliriz.
I only wish it wasn't so hot today.
Bugün sadece çok sıcak olmamasını diliyorum.
It's rather hot out here.
Burada dışarısı oldukça sıcak.
It is too hot to stay here.
Burası kalmak için çok sıcak.
Cathy has a hot temper.
Cathy'nin öfkesi var.
It's so hot outside that I want to spend all day in my air conditioned house.
Dışarısı o kadar sıcak ki bütün günü klimalı evimde geçirmek istiyorum.
I don't like to cook when it's hot outside.
Dışarısı sıcak olduğunda yemek pişirmeyi sevmiyorum.
There's no hot water on the fourth floor, but there is on the ground floor.
Dördüncü katta sıcak su yok ama zemin katta var.
It was so hot in Australia yesterday that Tom managed to fry an egg on a shovel.
Dün Avustralya'da hava o kadar sıcaktı ki Tom küreğin üstünde bir yumurta kızartmayı başardı.
It wasn't very hot last night.
Dün gece çok sıcak değildi.
Last night was very hot and muggy, so I didn't sleep so well.
Dün gece çok sıcak ve bunaltıcı idi, bu yüzden çok iyi uyumadım.
Last night was very hot and muggy and I didn't sleep very well.
Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı ve çok iyi uyumadım.
It was hot last night.
Dün gece sıcaktı.
It's not as hot today as it was yesterday.
Dün olduğu kadar bugün sıcak değil.
It was hot yesterday.
Dün sıcaktı.
In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.
Düne karşın,bugün hiç sıcak değil.
What's your favorite hot drink?
En sevdiğiniz sıcak içecek nedir?
Draft beer tastes especially good on a hot day.
Fıçı birasının tadı sıcak bir günde özellikle iyidir.
What's your favorite hot weather drink?
Favori sıcak hava içeceğin nedir?
The pond dried up in hot weather.
Gölet sıcak havada kurudu.
Gabriel took nothing but the hot soup and a little sherry.
Gabriel sadece sıcak çorba ve biraz şeri içti.
It is very hot at night.
Gece çok sıcaktır.
I'll have two hot dogs with mustard and ketchup.
Hardallı ve ketçaplı iki sosisli sandviç alacağım.
It is too hot to work.
Hava çalışılmayacak kadar çok sıcak.
It's too hot and I'm very tired.
Hava çok sıcak ve ben çok yorgunum.
It is especially hot today.
Hava bugün özellikle çok sıcak.
It's very hot here.
Hava burada çok sıcak.
It's hot down here.
Hava burada sıcak.
The weather stayed hot for two weeks.
Hava iki hafta sıcak kaldı.
It's so hot that you could cook an egg on the hood of a car.
Hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.
It was so hot that she felt like eating ice cream.
Hava o kadar sıcaktı ki onun canı dondurma yemek istedi.
It was so hot that we went swimming.
Hava o kadar sıcaktı ki yüzmeye gittik.
It's really hot there.
Hava orada gerçekten çok sıcak.
It's been hot and humid.
Hava sıcak ve nemli.
