hope ile ilgili cümleler

I hope you die.
İnşallah ölürsün.

We hope this will be to your satisfaction.
İnşallah bu sizi tatmin eder.

I hope you are having fun.
İnşallah eğleniyorsun.

I hope that your parents will allow us to marry.
İnşallah ebeveynlerin evlenmemize izin verecekler.

Hope you'll have a wonderful birthday.
İnşallah harika bir doğum günü geçirirsin.

I hope you'll have a great year.
İnşallah harika bir yıl geçirirsin.

I hope things will turn out well for you.
İnşallah işler senin için iyi sonuçlanır.

I hope your wishes will come true.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.

I hope he'll get better soon.
İnşallah o yakında iyileşir.

I hope your plan will work out.
İnşallah planın işe yarar.

I hope Tom doesn't read this.
İnşallah Tom bunu okumaz.

I hope Tom gets here on time.
İnşallah Tom buraya zamanında gelir.

Hope you'll get better soon.
İnşallah yakında iyileşirsin.

I hope you'll be well soon.
İnşallah yakında iyileşirsin.

I hope that you will get well soon.
İnşallah yakında iyileşirsin.

I hope you'll get well soon.
İnşallah yakında iyileşirsin.

I hope you feel better tomorrow.
İnşallah yarın daha iyi hissedersiniz.

I hope that it is fine tomorrow.
İnşallah yarın hava iyi olur.

I hope it rains tomorrow.
İnşallah yarın yağmur yağar.

Let's hope for good results.
İyi sonuçlar umalım.

I hope you do fine.
İyi yapacağını umuyorum.

There is not much hope.
Çok ümit yok.

There is little hope of my success.
Çok az bir başarı ümidim var.

I hope to see you again before long.
Çok geçmeden seni tekrar görmeyi umuyorum.

I hope you will be quite well again before long.
Çok geçmeden tekrar oldukça iyi olacağını umuyorum.

I hope you're hungry.
Aç olduğunu umuyorum.

Your students have given us new hope.
Öğrencileriniz bize yeni umut verdi.

The man lost all hope.
Adam bütün umudunu kaybetmişti.

I hope no one takes my tools.
Aletlerimi kimsenin almayacağını umuyorum.

Germany's leaders were losing hope.
Almanya liderleri umudunu kaybediyordu.

What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.

I hope you understand.
Anladığını umuyorum.

I hope that your mother will get well soon.
Annenin yakında iyileşeceğini umuyorum.

I know you think there's no hope.
Ümit olmadığını düşündüğünü biliyorum.

There is no hope.
Ümit yok.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

I hope to be engaged in the export business after graduating from college.
Üniversiteden mezun olduktan sonra ihracat işiyle ilgilenmeyi umuyorum.

Never give up hope.
Asla umudunu kesme.

Never lose hope.
Asla umudunuzu kaybetmeyin.

I hope you will have a good time in Europe.
Avrupa'da eğleneceğini umuyorum.

I hope so.
Öyle olduğunu umuyorum.

Let's hope so.
Öyle umalım.

I do hope so.
Öyle umuyorum.

All hope is gone.
Bütün ümitler kayboldu.

I gave up all hope of survival.
Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.

All we can do is hope.
Bütün yapabileceğimiz ümit etmektir.

There is a little hope that he will succeed.
Başaracağına dair biraz ümit var.

I do hope you'll succeed.
Başaracağınızı umuyorum.

I hope that you will help me.
Bana yardım edeceğinizi umuyorum.

I hope you can do something to help me out.
Bana yardım etmek için bir şey yapabileceğini umuyorum.

I hope to see you sometime.
Bazen seni görmeyi umuyorum.

I hope I am very efficient.
Ben çok verimli olduğumu umuyorum.

I hope that is not the case.
Ben öyle olmadığını umuyorum.

I have been taking ballet lessons since I was three and hope to be a ballerina.
Ben üç yaşından beri bale dersleri alıyorum ve bir balerin olmayı umuyorum.

I hope to be a journalist.
Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.

I hope to get away from Tokyo for a few days.
Ben birkaç gün için Tokyo'dan uzaklaşmayı umuyorum.

I hope for your success.
Ben sizin başarınız için umutluyum.

I hope you will answer soon.
Ben yakında cevap vereceğinizi umuyorum.

Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.
Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komada olan insanlar için her zaman bir ümit vardır.

I hope to become a singer.
Bir şarkıcı olmayı ümit ediyorum.

I hope you don't miss anything.
Bir şey kaçırmıyacağınızı umuyorum.

I hope that some scientist will soon discover a cure for AIDS.
Bir bilim adamının yakında AIDS için bir tedavi keşfedeceğini umuyorum.

I hope to see you the next time you are in Tokyo.
Bir daha Tokyo'ya geldiğinde umarım görüşürüz.

He abandoned his hope of becoming a doctor.
Bir doktor olma ümidiyle gitti.

I do hope there isn't a problem.
Bir sorun olmadığını umuyorum.

We hope to organize a tennis club.
Bir teniz kulübü organize etmeyi düşünüyoruz.

There is little hope of success.
Biraz başarı ümidi var.

I hope he leaves in a few hours.
Birkaç saat içinde gideceğini umuyorum.

We hope for peace.
Biz barış için ümit ediyoruz.

We hope you enjoy the movie.
Biz filmi beğeneceğinizi umuyoruz.

We really hope another war will not break out.
Biz gerçekten bir savaş daha patlak vermeyeceğini umuyoruz.

We hope that he can go there.
Biz onun oraya gidebileceğini umuyoruz.

We hope to lower the tariff.
Biz tarifeyi düşürmeyi umuyoruz.

I hope that I will meet her this evening.
Bu akşam onunla buluşmayı umuyorum.

I hope this treaty will contribute to peace in the world.
Bu antlaşmanın dünya barışına katkı sağlayacağını umuyorum.

That's my hope.
Bu benim umudum.

I hope to visit this airport again.
Bu havalanını tekrar ziyaret etmeyi umuyorum.

I hope you will be pleased with this present.
Bu hediyeden memnun olacağını umuyorum.

I hope this seat is not occupied.
Bu koltuğun meşgul olmadığını umuyorum.

At this distance we cannot hope to know the truth.
Bu mesafeden gerçeği bilmeyi umut edemeyiz.

I hope you will be able to come to this party.
Bu partiye gelebileceğini umuyorum.

That's the hope.
Bu umuttur.

I hope you behaved well at school today.
Bugün okulda iyi davrandığını umuyorum.

I hope today's ball game won't be canceled.
Bugünkü top oyununun iptal edilmeyeceğini umuyorum.

Let's hope you're wrong about this.
Bunu hakkında hatalı olduğunu umalım.

I hope you'll get fired for this!
Bunu için kovulacağını umuyorum!

I hope we can make it to your party.
Bunu senin partine yapabileceğimizi umuyorum.

I hope the police catch whoever did this.
Bunu yapanı polisin yakalayacağını umuyorum.

I only hope we can get this done on time.
Bunu zamanında yaptırabileceğimizi sadece umuyoruz.