Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Yüksek olan High kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. High ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

High kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

In 1920s inflation was so high in Germany, it was an ordinary case to burn money to keep warm.
1920'li yıllarda Almanya'da enflasyon o kadar yüksekti ki, ısınmak için para yakmak sıradan bir durumdu.

The number of jobless is at an all time high.
İşsiz sayısı tüm zamanların en yükseğindedir.

Unemployment is high.
İşsizlik yüksektir.

Two high school boys beat Tom black and blue.
İki lise öğrecisi Tom'u döğüp çürükler içerisinde bıraktılar.

When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
İnsanlara "Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir?" diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.

Import goods are subject to high taxes.
İthalat malları yüksek vergilere tabidir.

We can't leave our tents on the beach where they are now. If we do, they'll be under water during high tide.
Çadırlarımızı şimdi oldukları yerde sahilde bırakamayız. Eğer bırakırsak, su yükseldiğinde su altında kalacaklar.

I searched high and low for my lighter but couldn't find it.
Çakmağımı her yerde aradım ama bulamadım.

Strawberries sell for a high price in the winter.
Çilek kışın yüksek fiyata satılıyor.

The boy has a high fever.
Çocuğun yüksek ateşi var.

Both of my kids have already graduated from high school.
Çocuklarımın ikisi de zaten liseden mezun oldular.