4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter.
4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.
Step 1. Heat the vegetable oil (0.5L) (any grease or a mixture of oil and grease) in the pot on high heat, add sliced onions (400g), fry until the onions take a yellow color, then add meat (any kind) (1kg).
Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.
I walked for two hours in the afternoon heat.
Öğleden sonra sıcağında iki saat yürüdüm.
When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.
Soles of the feet are insensitive to heat and cold.
Ayakların tabanları, sıcağa ve soğuğa karşı duyarsızdır.
It was July. The heat was intense.
Aylardan temmuzdu. Isı yoğundu.
A grill puts out a lot of heat.
Bir ızgara çok ısı yayar.
Another interesting source of energy is the heat that can be recovered from radioactive waste material.
Bir başka ilginç enerji kaynağı radyoaktif atık malzemeden elde edilen ısıdır.
Many runners passed out in the heat.
Birçok koşucu sıcakta bayıldı.
We were sweating in the heat.
Biz sıcakta terliyorduk.
I can't stand this heat.
Bu ısıya dayanamıyorum.
I cannot stand this heat.
Bu ısıya dayanamam.
This intense heat doesn't seem to bother you.
Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor.
This room will soon heat up.
Bu oda yakında ısınacak.
This heat is unbearable.
Bu sıcaklık dayanılmaz.
I don't like studying in this heat.
Bu sıcaklıkta çalışmayı sevmiyorum.
I can't keep my coat on in this heat.
Bu sıcakta ceketle duramıyorum.
Meat won't keep long in this heat.
Bu sıcakta et fazla dayanmaz.
I'm not used to this kind of heat.
Bu tür sıcaklığa alışkın değilim.
I'm used to this kind of heat.
Bu tür sıcaklığa alışkınım.
In this kind of heat, I just don't feel like doing anything.
Bu tür sıcakta canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
At what heat should I cook this?
Bunu hangi ısıda pişirmeliyim?
Iron transmits heat well.
Demir ısıyı iyi iletir.
In the heat of the moment, Tom slapped Mary.
Doruk noktasında, Tom Mary'ye tokat attı.
If you heat ice, it melts.
Eğer buzu ısıtırsanız, o erir.
How do you heat the house?
Evi nasıl ısıtıyorsun?
The sun gives light and heat.
Güneş ışık ve ısı verir.
The sun gives us heat and light.
Güneş bize ısı ve ışık verir.
The sun gives us light and heat.
Güneş bizi ışık ve ısı verir.
Tom says he can't even work in this heat.
Hatta Tom bu sıcaklıkta çalışamayacağını söylüyor.
The heat is terrible today.
Isı bugün korkunç.
Heat was spread throughout the room by the electric stove.
Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
The heat is intense.
Isı yoğun.
I am very sensitive to heat.
Isıya karşı çok duyarlıyım.
Turn up the heat.
Isıyı aç.
The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
Please simmer the beans for a while over a low heat.
Lütfen düşük ısıda fasulyeleri bir süre kaynatın.
Mary took the iron off the shelf, unwrapped the electrical cord, plugged in the iron and chose a heat setting.
Mary ütüyü raftan indirdi, elektrik kablosunu açtı, fişini taktı ve ısı ayarını seçti.
Why do you have to stay in London in this heat?
Niçin bu sıcakta Londra'da kalmak zorundasın?
He hates wearing a tie during the summer heat.
O yaz sıcağı sırasında bir kravat takmaktan nefret eder.
He doesn't like the heat of the summer.
O yaz sıcağını sevmez.
She is sensitive to the heat.
O, ısıya duyarlıdır.
She couldn't stand the heat in the train.
O, trendeki ısıya dayanamadı.
Heat it up.
Onu ısıt.
I was used to the heat.
Sıcağa alışkındım.
I can't stand the heat.
Sıcağa dayanamam.
He couldn't bear the heat.
Sıcağı kaldıramadı.
I can't put up with the heat any longer.
Sıcaklığa daha fazla dayanamıyorum.
I don't mind the heat.
Sıcaklığı umursamıyorum.
The heat kept me awake all night.
Sıcaklık bütün gece beni uyanık tuttu.
The heat's driving me crazy.
Sıcaklık beni çıldırtıyor.
He had no appetite because of the heat.
Sıcaktan dolayı hiç iştahı yoktu.
I couldn't sleep because of the heat.
Sıcaktan dolayı uyuyamadım.
I was affected by the heat.
Sıcaktan etkilendim.
He could not sleep because of the heat.
Sıcaktan uyuyamıyordu.
Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen.
Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.
Using high heat settings while ironing synthetic fabrics will melt the synthetic fibers and cause visible permanent damage, which often looks like a shiny area where the too-hot iron had the longest contact with the fabric.
Sentetik kumaşları ütülerken yüksek ısı ayarları kullanmak sentetik kumaşları eritecek ve görülebilir kalıcı hasara sebep olacaktır, bu, çok sıcak ütünün kumaşla en uzun temas ettiği yerde çoğunlukla parlak bir alan gibi görünür.
Tom couldn't sleep because of the heat.
Tom ısı nedeniyle uyuyamadı.
Tom collapsed because of the heat.
Tom ısıdan dolayı çöktü.
Tom turned down the heat.
Tom ısıyı düşürdü.
Tom says he can't put up with the heat any longer.
Tom sıcaklığa daha fazla katlanamayacağını söylüyor.
Tom almost passed out from the heat.
Tom sıcaklıktan dolayı neredeyse bayılacaktı.
Tom felt dizzy from the heat.
Tom sıcaktan baş dönmesi hissetti.
Tom passed out because of the heat.
Tom sıcaktan bayıldı.
I was affected by the summer heat.
Yaz sıcağından etkilendim.
I like summer, but I can't stand the heat.
Yazı severim ancak sıcağa katlanamam.
The worst thing about summer is the heat.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
"Shall I heat this up?" "No thank you, it's fine."
A furnace is an enclosed chamber in which heat is produced to heat buildings, destroy refuse, smelt or refine ores, etc.
A gas stove provides the most even heat for cooking.
A house that keeps out rain and dew and is impervious to heat and cold is a wonderful thing.
A lozenge is a square deformed indefinably, generally by heat.
A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
A steam engine transforms heat into power.
A woman was arrested yesterday for leaving a baby unattended in her car in searing heat.
â??Look, there, at the large cauldrons, the fire always burns under them. At day and at night I fill them full of peopleâ??s tears from this lake and heat them, so that they dry, until I dry the whole lake, until the steam rises up to the sky!..â??
An analysis of the nature of the heat island phenomenon and countermeasures.
An enormous dome of heat expands across the North American continent.
As an atom approaches the barycenter of a forming star, it trades potential for kinetic energy: the stuff of heat.
As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
Be sure to simmer on a low heat so it doesn't boil.
Blacken the chicken by cooking it on the skillet on high heat for 10 minutes per side.
But for the heat of the sun, what would become of the living things on earth?
Can you crank up the heat?
Can you stand the summer heat in Nagoya?
Can you turn up the heat?
Children, the elderly, and the poor are most vulnerable to a range of climate-related health effects, including those related to heat stress, air pollution, extreme weather events, and diseases carried by food, water, and insects.
Could you heat this dish?
Could you please turn down the heat?
Could you turn the heat down please?
Do not expose to heat or direct sunlight.
Do not install the apparatus near any heat sources such as radiators, heat registers, stoves, or other apparatus (including amplifiers) that produce heat.
Don't go out in this heat with a bare head.
Droughts in the Southwest and heat waves everywhere are projected to become more intense, and cold waves less intense everywhere.
During the winter, he complains about the cold and during the summer he complains about the heat.
External heat and cold had little influence on Scrooge. No warmth could warm, no wintry weather chill him.
