If the child needs to eat, cook something healthy for him.
Çocuğun yemek yemeye ihtiyacı varsa, ona sağlıklı bir şey pişirin.
God makes you healthy, and the doctor gets the money.
Allah seni sağlıklı yapar ve doktor paranı alır.
My baby is also eight months old, is healthy and is growing by leaps and bounds.
Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor.
My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy.
Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.
I'm not as healthy as I used to be.
Ben eskisi kadar sağlıklı değilim.
I was a healthy child.
Ben sağlıklı bir çocuktum.
I'm healthy.
Ben sağlıklıyım.
I'm as healthy as a horse.
Bir at kadar sağlıklıyım
It's very healthy.
Bu çok sağlıklı.
This isn't healthy.
Bu sağlıklı değil.
That's not healthy.
Bu sağlıklı değil.
It's healthy to breathe deeply.
Derin nefes almak sağlıklıdır.
The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family.
Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.
Ideally, food should be tasty, cheap, healthy, and morally inoffensive.
En ideal olan, yemeğin lezzetli, ucuz, sağlıklı olması ve duyguları incitmemesidir.
My brother is healthy.
Erkek kardeşim sağlıklı.
Early to bed, early to rise makes a man healthy, wealthy and wise.
Erken yatmak, erken kalkmak bir insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar.
Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
Erkenden uyumak ve erken kalkmak bir adamı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.
To all appearances, she is healthy.
Görünüşe bakılırsa, o sağlıklıdır.
She gave birth to a fine healthy baby.
Güzel sağlıklı bir bebek doğurdu.
I usually try to eat a healthy lunch.
Genellikle sağlıklı bir öğle yemeği yemeye çalışırım.
A carrot is a healthy snack.
Havuç sağlıklı bir abur cuburdur.
Above all, I want to be healthy.
Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum.
That's why you were always healthy.
Her zaman sağlıklı olmanızın nedeni odur.
I always try to eat healthy food.
Her zaman sağlıklı yemek yemeye çalışırım.
I always eat healthy.
Her zaman sağlıklı yerim.
Taking moderate exercise will keep you healthy.
Ilımlı egzersiz yapmak sizi sağlıklı tutacaktır.
She was advised by him on how to stay healthy.
Nasıl sağlıklı kalacağıyla ilgili ona onun tarafından nasihat edildi.
He's a very healthy person.
O çok sağlıklı biridir.
She is very healthy.
O çok sağlıklı.
That baby is fat and healthy.
O bebek tombul ve sağlıklı.
That boy can't be very healthy, as he only eats fast foods.
O erkek çocuk sadece fast food yerse, çok sağlıklı olamaz.
He is as healthy as ever.
O her zamanki gibi sağlıklı.
She has a healthy life style.
O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.
She has a healthy lifestyle.
O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.
It sounds healthy.
O sağlıklı görünüyor.
He looks healthy.
O sağlıklı görünüyor.
He seems healthy.
O sağlıklı görünüyor.
Is she healthy?
O sağlıklı mı?
It's not healthy for you.
O sizin için sağlıklı değil.
He is getting old, but he is as healthy as ever.
O yaşlanıyor ama her zamanki kadar sağlıklı.
Even though he's very old, he's healthy.
O, çok yaşlı olmasına rağmen, o sağlıklıdır.
He appears to be strong and healthy.
O, güçlü ve sağlıklı gözüküyor.
She looks nice and healthy.
O, güzel ve sağlıklı görünüyor.
She advises him on how to stay healthy.
Ona nasıl sağlıklı kalınacağına dair nasihat ediyor.
She advised him on how to stay healthy.
Ona nasıl sağlıklı kalacağını öğütledi.
They're young and healthy.
Onlar genç ve sağlıklıdırlar.
They just had a healthy baby boy.
Onlar sağlıklı bir erkek bebeğe sahip oldular.
They look healthy.
Onlar sağlıklı görünüyorlar.
The last time I saw him, he was very healthy.
Onu son gördüğümde, o çok sağlıklıydı.
His grandmother looks healthy.
Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
She had a healthy baby.
Onun sağlıklı bir bebeği vardı.
She gave birth to a healthy baby.
Sağlıklı bir bebek doğurdu.
You have a healthy baby boy.
Sağlıklı bir erkek bebeğin var.
You've given birth to a healthy baby boy.
Sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdin.
I had a healthy breakfast.
Sağlıklı bir kahvaltı yaptım.
I'm not healthy.
Sağlıklı değilim.
I exercise because I want to stay healthy.
Sağlıklı kalmak istediğim için egzersiz yapıyorum.
If you want to keep healthy, you should do more exercises.
Sağlıklı kalmak istiyorsan, daha fazla egzersiz yapman gerekir.
I heard that one way to stay healthy is to avoid eating any food with unpronounceable ingredients.
Sağlıklı kalmanın tek yolu telaffuz edilemeyen maddelerden yapılmış bir yiyeceği yemekten kaçınmaktır.
Do you think I'm healthy?
Sağlıklı mı olduğumu sanıyorsun?
Are you healthy?
Sağlıklı mısın?
A healthy man does not know the value of health.
Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
If I were healthy, I would be happy.
Sağlıklı olsam, mutlu olurdum.
Is eating healthy more costly?
Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
Is eating healthy more expensive?
Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
Healthy adult teeth should be permanent.
Sağlıklı yetişkin dişleri kalıcı olmalıdır.
To keep early hours makes you healthy.
Sabahın erken saatlerinde kalkmak sizi sağlıklı yapar.
Though he is over eighty, he is still healthy.
Seksenden fazla olmasına rağmen hâlâ sağlıklı.
You look as healthy as ever.
Siz her zamanki kadar sağlıklı görünüyorsunuz.
Sports make us healthy in mind as well as in body.
Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.
Tom ate what many people call a healthy diet.
Tom birçok insanın sağlıklı bir diyet dediğini yedi.
Tom isn't as healthy as he used to be.
Tom eskisi kadar sağlıklı değil.
Tom appears to be strong and healthy.
Tom güçlü ve sağlıklı görünüyor.
Tom is young and healthy.
Tom genç ve sağlıklı.
Tom is as healthy as ever.
Tom her zamanki gibi sağlıklı.
Tom certainly isn't as healthy as he used to be.
Tom kesinlikle eskisi kadar sağlıklı değil.
Tom is a normal, healthy little boy.
Tom normal, sağlıklı bir çocuk.
Tom is healthy.
Tom sağlıklı.
Tom was healthy.
Tom sağlıklıydı.
Tom's grandmother looks healthy.
Tom'un büyükannesi sağlıklı görünüyor.
Tom has a healthy lifestyle.
Tom'un sağlıklı bir yaşam tarzı vardır.
Walking is a healthy form of exercise.
Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.
Though he is old, he is very healthy.
Yaşlı olmasına rağmen çok sağlıklıdır.
Even though he's old, he's still healthy.
Yaşlı olsa bile o hala sağlıklıdır.
I hope that what you are eating is healthy.
Yediğin şeyin sağlıklı olduğunu umut ediyorum.
A healthy child can no more sit still than a puppy can.
A healthy curiosity is truly a fine thing.
A healthy dose of skepticism is vital when listening to a politician speak.
A healthy person is a poorly examined sick person.
A man can live and be healthy without killing animals for food; therefore, if he eats meat, he participates in taking animal life merely for the sake of his appetite. And to act so is immoral.
Above all, we must be healthy.
All of you look healthy.
Are all doctors healthy?
