The U.S. economy is in good health.
A.B.D. ekonomisi iyi durumda.
I count myself lucky in having good health.
İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.
Good health is more valuable than anything else.
İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.
Good health is conducive to happiness.
İyi sağlık, mutluluk için yardımcıdır.
Good food and enough sleep are absolutely necessary to good health.
İyi yiyecek ve yeterli uyku, iyi bir sağlık için kesinlikle gereklidir.
The study made it clear that smoking ruins our health.
Çalışma sigara içmenin sağlığımızı mahvettiğini netleştirmiştir.
She was anxious about her children's health.
Çocuklarının sağlığı hakkında endişeliydi.
Toil and worry caused his health to break down.
Çok çalışmak ve endişe onun sağlığının bozulmasına neden oldu.
It is not good for the health to smoke too much.
Çok fazla sigara içmek sağlık için iyi değil.
Eating too much is bad for your health.
Çok fazla yemek, sağlığın için zararlıdır.
Excessive smoking will injure your health.
Aşırı sigara içmek sağlığa zarar verir.
Is eating between meals really bad for your health?
Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?
Cheers! Good health!
Şerefe! İyi sağlığa!
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
Taking moderate exercise is good for the health.
Ölçülü düzeyde egzersiz yapmak sağlık için yararlıdır.
Moderate exercise is good for your health.
Ölçülü egzersiz sağlığınız için iyidir.
Both drinking and smoking are bad for the health.
Alkol ve sigara içmek sağlık için kötüdür.
I am worried about my mother's health.
Annemin sağlığı hakkında endişeliyim.
Your mother is anxious about your health.
Annen sağlığın konusunda endişeli.
He is anxious about his mother's health.
Annesinin sağlığı hakkında endişeli.
She is concerned about her mother's health.
Annesinin sağlığı hakkında endişeli.
Poor health prohibited him from traveling.
Az sağlık onu seyahatten muaf bıraktı.
Poor health kept him away from travel.
Az sağlık onu seyahatten muaf bıraktı.
My family are all in good health.
Bütün ailemin sağlığı yerinde.
It is not good for your health to shut yourself in all day.
Bütün gün kendinizi eve kapamak sağlığınız için iyi değildir.
My grandmother is in sound health and lives alone.
Büyük annem sağlıklı ve yalnız yaşıyor.
My father exercises every day for his health.
Babam sağlığı için her gün egzersiz yapar.
My father is in good health.
Babam sağlıklıdır.
She is anxious about her father's health.
Babasının sağlığı için endişe duyuyor.
Eating fish is good for your health.
Balık yemek sağlığın için yararlıdır.
Some minerals are important for human health.
Bazı mineraller insan sağlığı için önemlidir.
I tasted all goods, and didn't find better than good health.
Ben bütün iyileri tattım, ve sağlıklı olmaktan daha iyisini bulmadım.
I am blessed with good health.
Ben iyi sağlık için kutsandım.
I am concerned about his poor health.
Ben onun kötü sağlığı hakkında endişe duyuyorum.
I am very concerned about his health.
Ben onun sağlığı hakkında endişe duyuyorum.
I was worried about his health.
Ben onun sağlığı hakkında endişeliydim.
I stopped smoking for the sake of my health.
Ben sağlığımın hatırı için sigara içmeyi bıraktım.
I gave up smoking for health.
Ben sağlık için sigara içmekten vazgeçtim.
I am concerned for your health.
Ben sizin sağlığınız için endişe duyuyorum.
I take my health seriously.
Ben, sağlığımı ciddiye alıyorum.
There are many kinds of insurance such as: health insurance, fire insurance, life insurance, etc.
Bir çok türde sigorta var. Örn. sağlık sigortası, yangın sigortası, hayat sigortası vb.
We are anxious about her health.
Biz, onun sağlığı hakkında endişeliyiz.
Drinking on an empty stomach is bad for your health.
Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
I cannot but feel anxious about the health of these women workers.
Bu kadın işçilerin sağlığı hakkında endişe etmemek elimde değil.
This is a hazard to your health.
Bu sağlığınız için bir tehlikedir.
This time, when he went into the hospital, he finally understood that one's health is really the most important thing of all.
Bu sefer hastaneye gittiğinde sağlığın en önemli şey olduğunu sonunda anladı.
The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.
Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.
Doctors give us information about our health.
Doktorlar bize sağlığımız hakkında bilgi verir.
The trainer must think of her health.
Eğitmen onun sağlığını düşünmeli.
Exercise improves health.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
Exercise is good for your health.
Egzersiz sağlığınız için iyidir.
Worry affected his health.
Endişe onun sağlığını etkiledi.
Early rising is good for the health.
Erken kalkma sağlık için iyidir.
To keep early hours is fundamental to good health.
Erken kalkmak iyi sağlık için esastır.
It is good for the health to get up early.
Erken kalkmak sağlık için iyidir.
Keeping early hours is good for the health.
Erken kalkmak sağlık için iyidir.
Unless you keep early hours, you will injure your health.
Erken kalkmazsan, sağlığına zarar verirsin.
Going to bed early and waking up early is very good both for your health and appearance.
Erken yatıp kalkmak sağlık ve görünümün için çok yararlıdır.
Daily exercise is essential for your health.
Günlük spor, sağlığın için gereklidir.
He was in good health last summer.
Geçen yaz onun sağlığı iyiydi.
The government has now abandoned its plans to privatize parts of the health service.
Hükümet şimdi sağlık servisi bölümlerini özelleştirme planlarından vazgeçti.
Harrison's health grew worse.
Harrison'ın sağlığı kötüleşti.
He's still in poor health after his illness.
Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.
We know the value of good health when we are sick.
Hastayken sağlığın değerini farkediyoruz.
Nothing is more important in life than health.
Hayatta hiçbir şey sağlıktan daha önemli değildir.
Work and play are both necessary to health.
Hem iş hem de oyun sağlık için gereklidir.
We are all anxious about your health.
Hepimiz sağlığınız hakkında endişeliyiz.
Everyone has the right to a standard of living adequate for the health and well-being of himself and of his family, including food, clothing, housing and medical care and necessary social services, and the right to security in the event of unemployment, sickness, disability, widowhood, old age or other lack of livelihood in circumstances beyond his control.
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
Above all, I take care of my health.
Her şeyden önce, sağlığıma önem veririm.
Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health?
Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?
It is good for your health to take a walk every morning.
Her sabah yürümek sağlığın için iyidir.
Nothing is more valuable than good health.
Hiçbir şey iyi bir sağlıktan daha değerli değil.
Nothing is more important than health.
Hiçbir şey sağlıktan daha önemli değildir.
Nothing is more valuable than health.
Hiçbir şey sağlıktan daha değerli değildir.
Light is as necessary as fresh air is for health.
Işık sağlık için temiz havanın gerekli olduğu kadar gereklidir.
We are anxious about our daughter's health.
Kızımızın sağlığı hakkında endişeliyiz.
The bad weather affected his health.
Kötü hava sağlığını etkiledi.
His bad health is a great disadvantage to him.
Kötü olan sağlığı onun en büyük dezavatajıdır.
His health has been getting worse since the accident.
Kazadan beri onun sağlığı kötüleşiyor.
Running is good for your health.
Koşu sağlığınız için iyi.
The king abdicated for health issues.
Kral sağlık sorunları için tacını bıraktı.
Moderate exercise is necessary for good health.
Makul bir egzersiz iyi sağlık için gereklidir.
Moderate exercise is necessary to health.
Makul egzersiz sağlık için gereklidir.
I decided to be happy because it's good for my health.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
Amazingly, the old man recovered his health.
Nasıl olduysa yaşlı adam sağlığına kavuştu.
Being aware of what and how much we eat is essential to good health.
Neyi ve ne kadar çok yediğimizin farkında olma iyi sağlık için gereklidir.
He cautioned me against being careless of my health.
O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
He resigned on the grounds of ill health.
O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
He worked so hard that he ruined his health.
O kadar çok çalıştı ki sağlığını mahvetti.
She values health above wealth.
O sağlığa zenginliğin üzerinde değer verir.
He ruined his health with drinking.
O sağlığını alkolle mahvetti.
He has not been in good health for some years.
O, birkaç yıldır sağlıklı değil.
She always cared about my health.
O, her zaman sağlığımı önemsedi.
