Remove your hat when you go inside.
İçeri girdiğinde şapkanı çıkar.
You have done a good job. I'll take my hat off to you.
İyi bir iş başardın. Senin için şapkamı çıkarmak istiyorum.
The hat fits her perfectly.
Şapka ona mükemmel bir şekilde uyuyor.
My hat is bigger than Jim's.
Şapkam Jim'inkinden daha büyüktür.
I left my hat on the plane.
Şapkamı bir uçakta bıraktım.
I hung my hat on the peg.
Şapkamı kancaya astım.
I lost my hat on the bus.
Şapkamı otobüste kaybettim.
I found my hat in Tom's car.
Şapkamı Tom'un arabasında buldum.
I had my hat blown off.
Şapkamı uçurdum.
Your hat matches your dress marvellously.
Şapkan elbisenle oldukça uyumlu.
Your hat looks silly.
Şapkan saçma görünüyor.
Hang your hat on the hook.
Şapkanı askıya as.
Put your hat on.
Şapkanı giy.
Take your hat off in the room.
Şapkanı odada çıkar.
Leave your hat and overcoat in the hall.
Şapkanı ve paltonu holde bırak.
You can leave your hat on.
Şapkanızı çıkarmanıza gerek yok.
Her hat looked funny.
Şapkası komik görünüyordu.
He took off his hat and made a polite bow.
Şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.
He entered the room with his hat off.
Şapkasını çıkarmış olarak odaya girdi.
She came into the room with her hat on.
Şapkasını giymiş olarak odaya geldi.
He stood up and reached for his hat on the table.
Ayağa kalktı ve masadaki şapkasına uzandı.
Do you know that man with a big hat on?
Büyük bir şapkası olan adamı tanıyor musunuz?
I am interested in getting a hat like this.
Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
I bought a hat at the store.
Ben mağazada bir şapka aldım.
I got a new hat at the shop.
Ben mağazada yeni bir şapka aldım.
She has worn the same hat for a month.
Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.
Take off your hat when you enter a classroom.
Bir sınıfa girdiğiniz zaman şapkanızı çıkarın.
That hat becomes you.
Bu şapka üzerinde iyi durdu.
This hat is from Australia.
Bu şapka Avustralya'dan.
This hat cost me $10.
Bu şapka bana on dolara mal oldu.
This hat doesn't fit me.
Bu şapka bana uymuyor.
This hat is too small for me.
Bu şapka benim için çok küçük.
This hat is too tight for me.
Bu şapka benim için çok sıkıdır.
This hat is a little too small for me.
Bu şapka benim için biraz küçük.
This hat is mine.
Bu şapka benim.
This hat goes together with the dress.
Bu şapka elbiseye uyuyor.
This hat does match the brown dress.
Bu şapka kahverengi elbise ile uyar.
This hat cost ten dollars.
Bu şapka on dolara mal oldu.
This hat will suit her.
Bu şapka ona uyacak.
This hat is less expensive than that one.
Bu şapka ondan daha az pahalıdır.
It is too small a hat for you.
Bu şapka senin için çok küçük.
Is this hat yours?
Bu şapka senin mi?
This hat is yours.
Bu şapka senin.
What does this hat remind you of?
Bu şapka size neyi hatırlatıyor?
This hat is too big for you.
Bu şapka sizin için çok büyük.
I bought this hat for 2000 yen.
Bu şapkayı 2000 yene aldım.
Try this hat on and see if it fits you.
Bu şapkayı dene ve sana uyup uymadığını gör.
This is the hat I've been looking for.
Bu, aradığım şapka.
That's the ugliest hat I've ever seen.
Bu, şu ana kadar gördüğüm en kötü şapka.
Tell me whose hat this is.
Bunun kimin şapkası olduğunu bana söyle.
My father usually wears a hat when he goes out.
Dışarı çıktığında babam genellikle bir şapka giyer.
She had her hat blown off yesterday.
Dün şapkasını uçurdu.
Yesterday I put on a hat as it was very cold.
Dün bir şapka taktım çünkü çok soğuktu.
I donned a hat yesterday, because it was very cold.
Dün bir şapka taktım çünkü çok soğuktu.
There were a hat and a coat on the wall.
Duvarda bir şapka ve bir ceket vardı.
He had his hat blown off by the strong wind.
Güçlü rüzgar yüzünden şapkasını uçurdu.
Which hat is yours?
Hangi şapka senin?
What hat do you like?
Hangi şapkayı seversiniz?
Jim has a white hat on his head.
Jim'in başında beyaz bir şapkası var.
He has a hat on.
Kafasında bir şapkası vardı.
The brown hat is old.
Kahverengi şapka eski.
I'm looking for a hat to match a brown dress.
Kahverengi bir elbiseye uyacak bir şapka arıyorum.
My wife told me to throw this old hat away.
Karım bu eski şapkayı atmamı söyledi.
I got a new hat at the department store.
Mağazada yeni bir şapka aldım.
I picked out a new hat at the store.
Mağazada yeni bir şapka seçtim.
Mary Hat was in New Orleans this week.
Mary Hat bu hafta New Orleans'ta idi.
That hat looks good on you.
O şapka sende iyi görünüyor.
That hat cost around fifty dollars.
O şapka yalaşık elli dolara mal oldu.
He kept his hat on.
O şapkasını takmayı sürdürdü.
That brown hat is old.
O kahverengi şapka eski.
He had no hat on.
O, şapka giymemişti.
He stood there with his hat on.
O, şapkası kafasında orada durdu.
She put on her hat to go out.
O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.
He put on his hat at once.
O, derhal şapkasını giydi.
She had a strange hat on.
O, tuhaf bir şapka giydi.
She selected a hat to match her new dress.
O, yeni elbisesi ile uyması için yeni bir şapka seçti.
You must take off your hat in the room.
Odada şapkanı çıkarmak zorundasın.
She removed her hat when she entered the room.
Odaya girdiğinde şapkasını çıkardı.
I still have the hat I used to wear when I was thirteen.
On üç yaşındayken giydiğim şapkaya hâlâ sahibim.
I asked her who the man wearing the white hat was.
Ona beyaz şapka giyen adamın kim olduğunu sordum.
I recognized her by the hat she was wearing.
Onu giydiği şapkadan tanıdım.
Tom was wearing a cowboy hat the last time I saw him.
Onu son gördüğümde Tom kovboy şapkası giyiyordu.
Her hat looked very funny.
Onun şapkası çok komik görünüyordu.
I'd like a hat like that.
Onun gibi bir şapka istiyorum.
The wind blew her hat off.
Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
I had my hat blown off by the wind.
Rüzgarla şapkam savruldu.
Your hat is similar to mine.
Senin şapkan benimkine benzer.
Your hat is somewhere around here.
Senin şapkan buralarda bir yerde.
Your hat is silly.
Sizin şapka aptalca.
Tom picked up his hat and put it back on.
Tom şapkasını aldı ve onu geri giydi.
Tom put his hat on and went outside.
Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
Tom is wearing a different hat than he was yesterday.
Tom dün giydiğinden daha farklı bir şapka giyiyor.
Tom kept his hat on to hide his baldness.
Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.
Tom's hat blew off.
Tom'un şapkası uçtu.
