happy ile ilgili cümleler

It is worthwhile considering what it is that makes people happy.
İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

Happy is a man who marries a good wife.
İyi bir eş ile evlenen bir adam mutludur.

They were happy when they heard the good news.
İyi haberi duyduklarında mutluydular.

Happy birthday, Muiriel!
İyi ki doğdun, Muiriel!

If you want your workers to be happy, you need to pay them a decent wage.
Çalışanlarınızın mutlu olmasını istiyorsanız, onlara yeterli bir ücret ödemelisiniz.

The couple led a happy life.
Çift mutlu bir hayat sürdü.

He worked hard to make his child happy.
Çocuğunu mutlu etmek için çok çalıştı.

The boy made his parents happy.
Çocuk ebeveynlerini mutlu etti.

The boy became happy.
Çocuk mutlu oldu.

The children were happy to see their grandfather and grandmother, whom they hadn't seen for some time.
Çocuklar uzun süredir görmedikleri dedelerini ve anneannelerini gördükleri için mutluydular.

The children were all well and looked happy.
Çocukların hepsi iyiydi ve mutlu görünüyordu.

Children need a happy home environment.
Çocukların mutlu bir ev ortamına ihtiyacı var.

I heard the children's happy voices.
Çocukların mutlu seslerini duydum.

We have had a lot of snow and I am very happy.
Çok kar vardı ve ben çok mutluyum.

You look so happy.
Çok mutlu görünüyorsun.

You look very happy.
Çok mutlu görünüyorsun.

You guys look so happy.
Çok mutlu görünüyorsunuz.

You don't seem too happy.
Çok mutlu gözükmüyorsun.

He seemed to have been very happy.
Çok mutlu gibi görünüyordu.

I don't feel so happy.
Çok mutlu hissetmiyorum.

You should be very happy.
Çok mutlu olmalısınız.

We were very happy.
Çok mutluyduk.

I was very happy.
Çok mutluydum.

I was so happy.
Çok mutluydum.

You were so happy.
Çok mutluydun.

I am happy to have so many good friends.
Çok sayıda iyi arkadaşım olduğu için mutluyum.

I'm happy to have you as a student.
Öğrencim olmandan mutluyum.

Everyone in my family is happy.
Ailemdeki herkes mutlu.

Are we all happy now?
Şimdi hepimiz mutlu muyuz?

Are you happy now?
Şimdi mutlu musun?

Are you happy right now?
Şimdi mutlu musunuz?

His mind was filled with happy thoughts.
Aklı mutlu düşüncelerle doluydu.

My uncle lived a happy life.
Amcam mutlu bir hayat yaşadı.

We're very happy about our deal.
Anlaşmamız hakkında çok mutluyuz.

You must make your parents happy.
Anne babanı mutlu etmelisin.

My mother was happy about the news, and so was I.
Annem haber hakkında mutluydu ve ben de öyle.

My mom will be happy to see you.
Annem seni gördüğüne sevinecek.

My mom won't be happy to see you.
Annem seni görmekten hoşnut olmayacak.

The brass band members looked very happy.
Askeri bando üyeleri çok mutlu görünüyordu.

In fact, I am happy.
Aslında, ben mutluyum.

I'm really happy because I won 10,000 yen at the horse races.
At yarışlarında 10,000 yen kazandığım için gerçekten mutluyum.

That child was happy to get the gift.
Şu çocuk hediye aldığı için mutluydu.

I'm so happy right now.
Şu anda çok mutluyum.

I would be happy to do so.
Öyle yapmaktan mutlu olurum.

I have a little money. With you and this, I am happy.
Az param var. Bununla birlikte seninle mutluyum.

All we want is for you to be happy.
Bütün isteğimiz senin mutlu olman.

All happy families resemble each other, each unhappy family is unhappy in its own way.
Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile mutsuzluğunu kendine göre yaşar.

For all his wealth, he is not very happy.
Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir.

For all his riches he is not happy.
Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.

My grandfather's life was long and happy.
Büyük babamın hayatı uzun ve mutluydu.

I'd be happy if you'd help me.
Bana yardım edersen, mutlu olurum.

I'm happy you liked it.
Beğendiğine sevindim.

Maybe they can be happy.
Belki onlar mutlu olabilirler.

Maybe they are happy.
Belki onlar mutlu.

Maybe they're happy.
Belki onlar mutludur.

I felt very happy.
Ben çok mutlu hissettim.

I'm very happy.
Ben çok mutluyum.

I'm so happy.
Ben çok mutluyum.

I'm more than happy.
Ben çok mutluyum.

I'm very happy now.
Ben şimdi çok mutluyum.

I'm kind of happy.
Ben az çok mutluyum.

I'm happy, too.
Ben de mutluyum.

I wasn't always happy.
Ben her zaman mutlu değildim.

I am far from happy.
Ben mutlu olmaktan uzağım.

I'm getting happy.
Ben mutlu oluyorum.

I'm happy.
Ben mutluyum.

I was happy then.
Ben o zaman mutluydum.

I’m happy with it.
Ben onunla mutluyum.

I will be happy to attend your party.
Ben partine katılmaktan mutlu olacağım.

I will make you happy.
Ben seni mutlu edeceğim.

I'm really happy about your father.
Ben senin baban hakkında gerçekten mutluyum.

I am happy about your good luck.
Ben senin iyi şansın hakkında mutluyum.

I feel happy when I'm with you.
Ben sizinle birlikte olduğumda kendimi mutlu hissediyorum.

I'm extremely happy.
Ben son derece mutluyum.

I want to be happy again.
Ben yine mutlu olmak istiyorum.

I was happy for her unexpected visit.
Ben, onun beklenmedik ziyaretinden mutlu oldum.

You don't seem too happy to see me.
Beni görmek için çok mutlu görünmüyorsun.

I want to spend more time doing things that make me happy.
Beni mutlu eden şeyleri yaparak daha çok zaman harcamak istiyorum.

Make me happy.
Beni mutlu et.

I know what makes me happy.
Beni neyin mutlu ettiğini biliyorum.

I had a happy childhood.
Benim mutlu bir çocukluğum vardı.

I am as happy as a clam.
Bir istiridye kadar mutluyum.

She was happy for some time.
Bir süre mutluydu.

I'd be happy to help you if you're having trouble.
Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.

Most Hollywood movies have a happy ending.
Birçok Hollywood filmleri mutlu bir sona sahiptir.

He suddenly became very happy.
Birdenbire çok mutlu oluverdi.

I don't think anyone really thought Tom was happy.
Birinin Tom'un mutlu olduğunu gerçekten düşündüğünü sanmıyorum.

I remember the happy days we spent together.
Birlikte geçirdiğimiz mutlu günleri hatırlıyorum.

We are so happy.
Biz çok mutluyuz.