forgot ile ilgili cümleler

My mother forgot to add salt to the salad.
Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.

Sorry, I forgot.
Üzgünüm, ben unuttum.

I'm sorry. I forgot.
Üzgünüm. Unuttum.

I forgot to send New Year's cards to my friends.
Arkadaşlarıma Yılbaşı kartları göndermeyi unuttum.

I'm sorry, I forgot to do my homework.
Özür dilerim. Ödevimi yapmayı unuttum.

There's one thing I forgot to mention.
Bahsetmeyi unuttuğum bir şey var.

I forgot to phone Mr. Ford.
Bay Ford'a telefon etmeyi unuttum.

I forgot to call Mr. Ford up.
Bay Ford'u aramayı unuttum.

I forgot to call up Mr Ford.
Bay Ford'u aramayı unuttum.

Maybe she forgot my birthday.
Belki o benim doğum günümü unuttu.

I forgot to call Mr. Ford.
Ben Bay Ford'u aramayı unuttum.

I forgot to call him today.
Ben bugün onu aramayı unuttum.

I almost forgot it.
Ben neredeyse unutuyordum.

I forgot it.
Ben onu unuttum.

I forgot his phone number.
Ben onun telefon numarasını unuttum.

I forgot to put a stamp on the envelope.
Ben zarfın üstüne pul eklemeyi unuttum.

I knew we forgot something.
Bir şey unuttuğumuzu biliyordum.

You forgot something.
Bir şey unuttun.

I forgot to do something.
Bir şey yapmayı unuttum.

She forgot a name.
Bir ismi unuttu.

I forgot to pay my rent this month.
Bu ay kiramı ödemeyi unuttum.

I completely forgot that there was class today!
Bugün ders olduğunu tamamen unutmuşum!

I forgot to telephone him today.
Bugün ona telefon etmeyi unuttum.

I forgot my jacket.
Ceketimi unuttum.

You forgot your coat.
Ceketini unuttun.

He forgot to come to see me yesterday.
Dün beni görmek için gelmeyi unuttu.

I forgot to call her last night.
Dün gece onu aramayı unuttum.

I forgot to put my phone on the charger last night.
Dün gece telefonumu şarjöre koymayı unuttum.

Last night you forgot to turn off the radio, didn't you?
Dün gece, radyoyu kapatmayı unuttun, değil mi?

Who was it that forgot to lock the door of the warehouse?
Deponun kapısını kilitlemeyi unutan kimdi?

I forgot to lock the storeroom.
Depoyu kilitlemeyi unuttum.

I forgot to buy the textbook.
Ders kitabını almayı unuttum.

To tell the truth, I completely forgot.
Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.

He forgot my birthday.
Doğum günümü unuttu.

You forgot my birthday.
Doğum günümü unuttun.

You forgot to tell me to buy bread.
Ekmek almamı söylemeyi unuttun.

I forgot to pay the electric bill.
Elektrik faturasını ödemeyi unuttum.

I forgot my email address.
E-posta adresimi unuttum.

I forgot the name of your brother; what's his name?
Erkek kardeşinin adını unuttum; onun adı nedir?

I forgot my manners.
Görgümü unuttum.

I forgot my glasses.
Gözlüğümü unuttum.

I forgot to turn off the gas!
Gazı kapatmayı unuttum!

I forgot that I met her last month.
Geçen ay onunla karşılaştığımı unuttum.

Last year, I spent so much time by myself that I almost forgot how to communicate effectively with others.
Geçen yıl tek başıma o kadar uzun bir zaman geçirdim ki diğerleriyle etkili şekilde nasıl iletişim kuracağımı neredeyse unuttum.

I intended to go, but forgot to.
Gitmeye niyet ettim fakat unuttum.

I forgot to bring the map.
Haritayı getirmeyi unuttum.

Hey mister, you forgot your coat!
Hey bayım, ceketini unuttun!

Oops, I think we forgot Tom.
Hop, sanıyorum Tom'u unuttuk.

He forgot to feed the dog.
Köpeği beslemeyi unuttu.

She forgot to feed the dog.
Köpeği beslemeyi unuttu.

I forgot my pen.
Kalemimi unuttum.

He carelessly forgot the camera on the bus.
Kamerayı dikkatsizce otobüste unuttu.

I forgot to lock the door.
Kapıyı kilitlemeyi unuttum.

I forgot to bring my I.D. card.
Kimliğimi getirmeyi unuttum.

I forgot the book at home.
Kitabı evde unuttum.

I forgot the book.
Kitabı unuttum.

I forgot my credit card at home.
Kredi kartımı evde unuttum.

I'm sorry, I forgot your name.
Kusura bakmayın, adınızı unuttum.

She forgot to turn off the light.
Lambayı kapatmayı unuttu.

She forgot to bring her swimsuit.
Mayosunu getirmeyi unuttu.

I forgot what I was going to say.
Ne söyleyeceğimi unuttum.

I forgot what I was about to say.
Ne söyleyeceğimi unuttum.

I forgot what I was about to say.
Ne söyleyeceğimi unuttum.

I nearly forgot to give it to Tom.
Neredeyse bunu Tom'a vermeyi unutuyordum.

I almost forgot to do my homework.
Neredeyse ev ödevimi yapmayı unutuyordum.

I almost forgot that it was his birthday.
Neredeyse onun doğum günü olduğunu unutuyordum.

I almost forgot.
Neredeyse unutuyordum.

I forgot to lift the receiver before dialing the number.
Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.

I completely forgot the number.
Numarayı tamamıyle unuttum.

She forgot her first wedding anniversary!
O ilk evlilik yıl dönümünü unuttu!

She forgot their first wedding anniversary.
O ilk evlilik yıl dönümlerini unuttu.

She forgot to write him.
O ona yazmayı unuttu.

He was drunk and forgot to shut the back door.
O sarhoştu ve arka kapıyı kapatmayı unuttu.

"I forgot," she said.
O, "unuttum." dedi.

He forgot to turn off the light.
O, ışığı kapamayı unuttu.

She forgot that she had promised to call him last night.
O, dün gece onu aramak için söz verdiğini unuttu.

She asked him to call her later, but he forgot to.
O, daha sonra aramasını rica etti fakat o unuttu.

He forgot to bring his homework, so he got detention.
O, ev ödevini getirmeyi unuttu, gözaltı cezası aldı.

She forgot to feed her dog.
O, köpeğini beslemeyi unuttu.

He forgot to lock the door.
O, kapıyı kilitlemeyi unuttu.

She forgot to mail the letter.
O, mektubu postalamayı unuttu.

He probably forgot about it.
O, muhtemelen onu unuttu.

She forgot that she bought him a present.
O, ona bir hediye aldığını unuttu.

He forgot buying a present for her.
O, onun için bir hediye almayı unuttu.

Oh no! I forgot my wallet.
Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.

Oh no! I forgot my camera.
Oh hayır! Kameramı unuttum.

I forgot to pick Tom up after school.
Okuldan sonra Tom'u almayı unuttum.

I forgot to give him the message.
Ona mesajı vermeyi unuttum.

I forgot to ask him.
Ona sormayı unuttum.