forget ile ilgili cümleler

Our teacher reminded us not to forget our homework.
Öğretmenimiz bize ev ödevimizi unutmamamızı hatırlattı.

Don't forget to sign your name.
Adını imzalamayı unutma.

Don't forget we have to do our homework.
Ödevimizi yapmak zorunda olduğumuzu unutma.

It was careless of you to forget your homework.
Ödevini unutman ihmalkarlıktı.

Did you forget to do your homework?
Ödevini yapmayı unuttun mu?

Don't forget your umbrella.
Şemsiyeni unutma.

Forgive and forget.
Affet ve unut.

Is it harder to forgive or to forget?
Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?

Don't forget to take your vitamins before you die.
Ölmeden önce vitamin almayı unutma.

Can you forget your native language?
Ana dilini unutabilir misin?

Forget your sorrows.
Üzüntülerini unut.

Sorry, but I have to go now. I have an appointment in one hour. Please don't forget to call me back when I get home.
Üzgünüm, ama şimdi gitmek zorundayım.Bir saat içinde bir randevum var.Lütfen eve vardığımda beni tekrar aramayı unutmayın.

I'll never forget.
Asla unutmayacağım.

I didn't actually forget my camera. I just didn't want to take pictures.
Aslında kameramı ihmal etmedim. Sadece fotoğraf çekmek istemedim.

Never forget to put out the fire.
Ateşi söndürmeyi asla unutma.

Don't forget to put out the fire.
Ateşi söndürmeyi unutma.

Don't forget to attach your photo to the application form.
Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.

If you don't remind me, I'll probably forget.
Bana hatırlatmazsan muhtemelen unuturum.

I'll never forget what you told me.
Bana söylediğini asla unutmayacağım.

Don't forget to write to me.
Bana yazmayı unutma.

Don't forget to write me.
Bana yazmayı unutma.

Don't forget to change the flag. This is Berber, not German.
Bayrağı değiştirmeyi unutma. Bu Berberice değil, Almanca.

I cannot forget those kind people.
Ben şu nazik insanları unutamam.

I never forget a face.
Ben bir yüzü asla unutmam.

I never forget too.
Ben de asla unutmam.

I never forget anything.
Ben hiçbir şeyi unutmam.

I'm really bad with names, but I never forget a face.
Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.

I will never forget your kindness.
Ben senin iyiliğini asla unutmayacağım.

I forget your phone number.
Ben telefon numaranızı unuttum.

I will never forget your kindness as long as I live.
Ben yaşadığım sürece, nezaketini asla unutmayacağım.

Don't forget to call me.
Beni aramayı unutma.

Don't forget to add me in.
Beni eklemeyi unutmayın.

Don't forget to include me in the count.
Beni hesaba dahil etmeyi unutma.

Do not forget to meet me at the station.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.

Don't forget to call me back.
Beni tekrar aramayı unutma.

Don't forget about me.
Beni unutma.

Don't let them forget me.
Beni unutmalarına izin verme.

I knew you wouldn't forget me.
Beni unutmayacağını biliyordum.

Don't forget anything.
Bir şey unutma.

Did you forget something?
Bir şey unuttun mu?

You'll forget about me someday.
Bir gün beni unutacaksınız.

I never forget a name.
Bir ismi asla unutmam.

We never forget.
Biz asla unutmayız.

We tend to forget this fact.
Biz bu gerçeği unutma eğilimindeyiz.

We are inclined to forget this fact.
Biz bu gerçeği unutmaya meyilliyiz.

We don't forget.
Biz unutmayız.

Don't forget to write to us.
Bize yazmayı unutma.

Don't forget us.
Bizi unutma.

Don't forget about us!
Bizi unutmayasın!

Forget it!
Boşver!

I'll never forget this experience.
Bu deneyimi asla unutmayacağım.

How can I forget those days?
Bu günleri nasıl unutabilirim?

Don't forget to mail this letter.
Bu mektubu postalamayı unutma.

I'll never forget this incident.
Bu olayı hiç unutmayacağım.

Let's forget everything about that conclusion.
Bu sonuç hakkında her şeyi unutalım.

Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.
Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.

Never forget that you owe what you are to your parents.
Bulunduğunuz durumu ebeveynlerinize borçlu olduğunuzu asla unutmayın.

Don't forget these.
Bunları unutma.

You must never forget that.
Bunu asla unutmamalısın.

I'll never forget this.
Bunu asla unutmayacağım.

You'll never forget it, I'm pretty sure.
Bunu asla unutmayacaksın, oldukça eminim.

Don't you ever forget that.
Bunu sakın ola unutmayın.

Don't forget this.
Bunu unutma.

I won't forget this.
Bunu unutmayacağım.

I'm not going to forget this.
Bunu unutmayacağım.

Don't forget your ice skates.
Buz patenlerinizi unutmayın.

Don't forget your jacket.
Ceketini unutma.

Don't forget to charge your cell phone.
Cep telefonunu şarj etmeyi unutma.

Don't forget to bring your lunch on Saturday.
Cumartesi günü öğle yemeğini getirmeyi unutma.

Don't forget to turn off the gas before going out.
Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.

Don't forget to shut the doors before going out.
Dışarı çıkmadan önce kapıları kapatmayı unutma.

Let's forget about last night.
Dün geceyi unutalım.

Don't forget to floss.
Diş ipiyle temizlik yapmayı unutma.

Don't forget to brush your teeth.
Dişlerini fırçalamayı unutma.

If you run into Mr. Long, don't forget to ask him about how his wife is doing.
Eğer Bay Long'a rastlarsan, ona karısının nasıl olduğunu sormayı unutma.

Don't forget your things.
Eşyalarını unutma.

Don't forget your stuff.
Eşyalarını unutma.

You must not forget to write to your parents at least once a month.
En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın.

Don't forget that we have homework.
Ev ödevimiz olduğunu unutma.

Don't forget to turn off the gas before you leave the house.
Evden ayrılmadan önce gazı kapatmayı unutma.

Please don't forget to put out the fire before you go home.
Eve gitmeden önce ateşi söndürmeyi unutma.

Yes, I will be able to forget my busy work and relax.
Evet,yoğun işimi unutabileceğim ve dinlenebileceğim.

Don't forget the receipt.
Fişini unutma.

Don't forget the sunhat.
Güneş şapkanı unutma.

Don't forget your sunscreen.
Güneş kremini unutma.

I'll never forget shaking the President's hand last year.
Geçen yıl Cumhurbaşkanı ile tokalaştığımı asla unutmayacağım.

I will never forget meeting that popular writer last year.
Geçen yıl o popüler yazarla yaptığım toplantıyı asla unutmayacağım.

Forget the past, live the future.
Geçmişi unut, geleceği yaşa.

I prefer to forget the past.
Geçmişi unutmayı tercih ederim.