I have two foreign friends.
İki yabancı arkadaşım var.
Many foreign people come to Japan to work.
Çok sayıda yabancı insan çalışmak için Japonya'ya gelir.
She can speak three foreign languages.
Üç yabancı dil konuşabilir.
It is said that his father died in a foreign country.
Babasının yabancı bir ülkede öldüğünü söyledi.
Some famous foreign runners entered that race.
Bazı ünlü yabancı koşucular o yarışa girdi.
I don't care for foreign food.
Ben yabancı yemekten hoşlanmam.
I am learning two foreign languages.
Ben, iki yabancı dil öğreniyorum.
I have a foreign object in my left ear.
Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.
According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries.
Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.
A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
Learning a foreign language requires perseverance.
Bir yabancı dil öğrenmek azim gerektirir.
It's not easy to speak a foreign language.
Bir yabancı dili konuşmak kolay değil.
Can we really learn to speak a foreign language like a native?
Bir yerli gibi yabancı bir dili konuşmayı gerçekten öğrenebilir miyiz?
We managed to get some foreign stamps.
Biz bazı yabancı pullar alabildik.
This textbook is intended for foreign students.
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
We're going to see a foreign film tonight.
Bu gece yabancı bir film izleyeceğiz.
This shop has all kinds of foreign-language magazines.
Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.
The foreign minister attended the talks.
Dış işleri bakanı görüşmelere katıldı.
He knows a lot about foreign affairs.
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
He seemed to understand foreign policy.
Dış politikadan anlıyor gibi görünüyordu.
The Foreign Minister was a puppet.
Dışişleri Bakanı bir kuklaydı.
The Foreign Minister said that war was inevitable.
Dışişleri Bakanı, savaşın kaçınılmaz olduğunu söyledi.
We depend on foreign nations for our natural resources.
Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.
If I can get into university, I am hoping to learn to speak two foreign languages.
Eğer üniversiteye girebilirsem, iki yabancı dil konuşmayı öğrenmeyi umuyorum.
If you want to learn a foreign language well, you should speak that language with native speakers as often as you can.
Eğer yabancı bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, o dili bir yerli ile mümkün olduğunca sık konuşmalısınız.
Prepositions generally cause problems for foreign language students.
Edatlar yabancı dil öğrencileri için genellikle sorunlara neden olurlar.
The firm is under foreign management.
Firma yabancı yönetim altında.
Goethe claimed, "one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either".
Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".
The government was obliged to make changes in its foreign policy.
Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
Which foreign language are you learning?
Hangi yabancı dili öğreniyorsun?
He has never even set foot on foreign soil.
Hatta yabancı topraklara asla ayak basmadı.
Do you study any foreign language?
Herhangi bir yabancı dil öğreniyor musun?
Have you ever been to a foreign country?
Hiç yabancı bir ülkede oldun mu?
Have you ever visited a foreign country?
Hiç yabancı bir ülkeyi ziyaret ettin mi?
Do you have any foreign books?
Hiç yabancı kitaplarınız var mı?
My hobby is collecting foreign stamps.
Hobim yabancı pullar toplamaktır.
Management practices at Japanese corporations are often very different from those at foreign companies.
Japon şirketindeki yönetim uygulamaları çoğunlukla yabancı şirketlerdeki uygulamalardan farklı.
He has many foreign stamps, not to mention Japanese ones.
Japon olanları bir yana bırak, onun çok sayıda yabancı pulları var.
Japan depends on foreign trade.
Japonya dış ticarete bağlıdır.
Japan depends on foreign countries for oil.
Japonya petrolde yabancı ülkelere bağımlıdır.
Japan's gold and foreign exchange reserves stood at $68.9 billion at the end of 1998, down from $77.0 billion a year earlier.
Japonya'nın altın ve döviz rezervleri 1998'in sonunda $68.9 milyarı gösteriyordu, bir yıl öncekinden $77.0 milyar daha aşağı.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
You must go to a foreign country for yourself.
Kendin için yabancı bir ülkeye gitmelisin.
Kissinger was an expert on foreign relations.
Kissinger dış ilişkiler konusunda bir uzmandı.
The House cut the budget for foreign aid.
Meclis dış yardım bütçesini kesti.
She speaks English with a foreign accent.
O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.
He has a lot of foreign stamps.
O bir sürü yabancı pullara sahipti.
He is engaged in foreign trade.
O dış ticaretle ilgileniyor.
He is well versed in foreign affairs.
O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
He often travels to foreign countries.
O sık sık yabancı ülkelere seyahat eder.
He is rich enough to buy a foreign-made car.
O yabancı bir araba almak için yeterince zengin.
He worked hard for the purpose of buying a foreign car.
O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.
He has been engaged in foreign trade for twenty years.
O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.
He is quick at learning a foreign language.
O, bir yabancı dili öğrenmede hızlıdır.
He studied at a foreign university.
O, yabancı bir üniversitede okudu.
She is looking for a job where she can make use of her foreign language ability.
O, yabancı dil yeteneğinden faydalanabileceği bir iş arıyor.
He is in charge of entertaining the foreign guests.
O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
Our school facilities are inadequate for foreign students.
Okul olanaklarımız yabancı öğrenciler için yetersizdir.
What foreign language do you study in your school?
Okulunda hangi yabancı dil öğreniyorsun?
Omegle is a great website for people who like chatting with foreign people.
Omegle yabancı insanlarla sohbet etmekten hoşlanan kişiler için harika bir web sitesidir.
They met with the Minister of Foreign Affairs yesterday.
Onlar, dün dışişleri bakanı ile görüştüler.
I like them, foreign languages.
Onları severim, yabancı dilleri.
His job is to negotiate with foreign buyers.
Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.
He has a foreign car.
Onun yabancı bir arabası var.
He has a lot of ideas about running foreign workers.
Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.
I found the hotel crowded with foreign tourists.
Oteli yabancı turistlerle dolu buldum.
I will show you a new approach to foreign language learning.
Sana, yabancı dil öğrenmede yeni bir yaklaşım göstereceğim.
I think it's a shame that some foreign language teachers were able to graduate from college without ever having studied with a native speaker.
Sanırım bazı yabancı dil öğretmenlerinin bir yerli konuşucu ile çalışmadan üniversitelerden mezun olmaları bir ayıptır.
I finally understood the importance of foreign languages.
Sonunda yabancı dillerin önemini anladım.
Can Tatoeba help you to learn foreign languages?
Tatoeba yabancı dil öğrenmene yardımcı olabilir mi?
Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikayet etmektedir.
Tom speaks two foreign languages.
Tom iki yabancı dil konuşur.
Tom says that learning a foreign language is hard.
Tom, bir yabancı dil öğrenmenin zor olduğunu söylüyor.
Tom only has a slight foreign accent.
Tom'un sadece hafif bir yabancı aksanı var.
Intonation is a notoriously difficult part of a foreign language to acquire.
Tonlama herkesin bildiği gibi yabancı dilin kazanması zor bir parçasıdır.
Can foreign students be in the club?
Yabancı öğrenciler bu klübe girebilirler mi?
Can foreign students join this club?
Yabancı öğrenciler bu klübe girebilirler mi?
How should I prepare for a trip to a foreign country?
Yabancı ülkedeki bir geziye nasıl hazırlanmalıyım?
Foreign countries have beautiful architecture.
Yabancı ülkeler güzel bir mimariye sahip.
I have many friends in foreign countries.
Yabancı ülkelerde bir sürü arkadaşım var.
I prefer to buy domestic rather than foreign products.
Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.
Unfair tariffs are imposed on foreign products.
Yabancı ürünlere haksız tarifeler uygulanmaktadır.
Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
You need a passport to enter a foreign country.
Yabancı bir ülkeye girmek için bir pasaporta ihtiyacın var.
The good way to know a foreign country is to go there.
Yabancı bir ülkeyi tanımak için iyi yol oraya gitmektir.
Visiting a foreign country must be expensive.
Yabancı bir ülkeyi ziyaret etmek pahalı olmalı.
What's the best way to learn a foreign language?
Yabancı bir dil öğrenmek için en iyi yol nedir?
It is not easy to learn a foreign language.
Yabancı bir dil öğrenmek kolay değildir.
It takes years to master a foreign language.
Yabancı bir dilde uzmanlaşmak yıllar alır.
It takes us a long time to master a foreign language.
Yabancı bir dilde uzmanlaşmamız uzun zaman alır.
Mastering a foreign language calls for patience.
Yabancı dil öğrenmek sabır gerektirir.
It's difficult to learn a foreign language.
Yabancı dil öğrenmek zordur.