My sister used to take care of the flower bed.
Çiçekliğe kız kardeşim bakardı.
The peach tree is beautiful when in flower.
Şeftali ağacı çiçek açtığı zaman çok güzeldir.
I'm looking at that flower.
Şu çiçeğe bakıyorum.
I've never seen such a beautiful flower.
Öyle güzel bir çiçek görmedim.
This flower is the most beautiful in the garden.
Bahçedeki en güzel çiçek budur.
Any flower will do as long as it's red.
Bir çiçek kırmızı olduğu sürece işe yarar.
What do you call this flower?
Bu çiçeğe ne dersiniz?
Could you bring this flower to Kate?
Bu çiçeği Kate'e getirir misin?
Will you give Kate this flower?
Bu çiçeği Kate'e verir misin?
Smell this flower.
Bu çiçeği kokla.
Do you like this flower?
Bu çiçeği seviyor musun?
What is the name of this flower?
Bu çiçeğin adı nedir?
Do you know the name of this flower?
Bu çiçeğin adını biliyor musun?
This flower is a kind of rose.
Bu çiçek bir tür güldür.
This flower smells nice.
Bu çiçek güzel kokuyor.
This flower is beautiful, isn't it?
Bu çiçek güzel, değil mi?
This flower is more beautiful than that one.
Bu çiçek ondan daha güzeldir.
That flower smells sweet.
Bu çiçek tatlı kokuyor.
This flower smells beautiful.
Bu çiçek tatlı kokuyor.
This is a very beautiful flower.
Bu çok güzel bir çiçektir.
Is this a flower?
Bu bir çiçek mi?
This is a beautiful flower.
Bu güzel bir çiçek.
She had a flower in her hand.
Elinde bir çiçek vardı.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
What flower do you like best?
En çok hangi çiçeği seversin?
Which flower do you like the most?
En çok hangi çiçeği seversin?
Which flower do you like the most?
En çok hangi çiçeği seversin?
What's your favorite flower?
En sevdiğin çiçek nedir?
The rose is a flower and the dove is a bird.
Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
Jane is interested in flower arrangement.
Jane çiçek aranjmanı ile ilgileniyor.
He broke the flower vase on purpose.
Kasıtlı olarak vazoyu kırdı.
Tulips will be in flower soon.
Laleler yakında çiçek açacaklar.
Mary could've been the flower girl.
Mary çiçekçi kız olabilirdi.
Mary has a flower in her hand.
Mary'nin elinde bir çiçek var.
There is a flower on the table.
Masanın üstünde bir çiçek var.
I see a flower on the desk.
Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
Happiness is a feeble flower.
Mutluluk kırılgan bir çiçektir.
Happiness is a delicate flower.
Mutluluk narin bir çiçektir.
What a beautiful flower!
Ne güzel bir çiçek!
The flower is yours for the asking.
Ne zaman isterseniz, çiçek sizindir.
Why did you buy a flower?
Niçin bir çiçek aldınız?
That flower has a strong smell.
O çiçeğin güçlü bir kokusu var.
What's that flower?
O çiçek nedir?
It was a very beautiful flower.
O çok güzel bir çiçekti.
It was a most beautiful flower.
O, çok güzel bir çiçekti.
She planted the flower bulb in the garden.
O, bahçeye bir çiçek soğanı ekti.
He stuck a flower in his buttonhole.
O, düğme iliğine bir çiçek sıkıştırdı.
She has a flower in her hand.
O, elinde bir çiçeğe sahiptir.
It's an artificial flower.
O, yapay bir çiçektir.
Is there a flower shop in the hotel?
Otelde bir çiçekçi dükkanı var mı?
Tom leaned down to smell the flower.
Tom çiçeği koklamak için eğildi.
Tom planted some flower seeds in his garden.
Tom bahçesinde bazı çiçek tohumları ekti.
Tom picked a flower and smelled it.
Tom bir çiçek kopardı ve onu kokladı.
Tom took a flower out of the vase while no one was looking.
Tom kimse bakmıyorken vazodan bir çiçek çıkardı.
Tom brought a flower and presents for his date.
Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.
Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open.
Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
I saw Tom give a flower Mary.
Tom'un Mary'ye bir çiçek verdiğini gördüm.
There is a flower shop near by.
Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
"I'm hungry," said the small white rabbit, so they stopped and ate the flower from a large hyacinth.
A few flakes of snow were falling, and one of them, rather larger than the rest, alighted on the edge of one of the flower boxes
A rose is a beautiful flower.
A rose is a pretty flower.
A spring rain revived the flower.
Ah! What a beautiful flower!
Alice has a flower on her head.
Any flower will do, so long as it is red.
Bees fly from flower to flower.
Before bearing fruit, orange trees blossom with a flower called an "azahar".
By plucking her petals, you do not gather the beauty of the flower.
Could you send Mary a lilyum flower for me?
Curiously, a flower bloomed on the withered up tree.
Do the dancing maidens sleep, or are they dead? The scent of the flower says that they are corpses. The evening bell tolls their knell.
Do you know what flower to buy on Mother's Day?
Do you want to be a flower girl?
Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.
Don't step in the flower bed.
Everywhen I see a little flower lively shining so silently in the grass, I muse on all the mistery, beauty, magic and power lacking in me and that only it has...
Flower arrangement is a part of Japanese culture.
Flower arrangement is a traditional art in Japan.
Flower arranging is a traditional craft in Japan.
Focus your camera on the flower.
For all flesh is as grass, and all the glory of man as the flower of grass.
From then on, flower fairs were held in Guangzhou during the Spring Festival every year.
Frost touched the flower.
Gather, maiden, roses, while the flower is new and new is youth, and be mindful that your time hurries thus.
He dreamt one night that he found a beautiful purple flower, and that in the middle of it lay a costly pearl.
He has a flower in his hand.
He likes a most beautiful flower.
He likes the most beautiful flower.
He was spreading mulch in the flower beds.
How beautiful that flower is!
How beautiful this flower is!
