A fire broke out on the second floor.
İkinci katta bir yangın patlak verdi.
Watch your step. The floor is slippery.
Adımına dikkat et. Zemin kaygan.
The man slumped to the floor.
Adam aniden yere düştü.
We live on the third floor.
Üçüncü katta oturuyoruz.
Fragments of the mirror were scattered on the floor.
Ayna parçaları zemin üzerinde dağıldı.
Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
She went down to the fifth floor.
Beşinci kata indi.
A fire broke out on the fifth floor.
Beşinci katta bir yangın patlak verdi.
There's no hot water on the fifth floor, but there is on the ground floor.
Beşinci katta hiç sıcak su yok, ama zemin katta var.
The doll lay on the floor.
Bebek yerde yatıyordu.
I live on the bottom floor.
Ben alt katta yaşıyorum.
I'm on the eighth floor.
Ben sekizinci kattayım.
I live on the ground floor.
Ben zemin katta yaşıyorum.
My apartment is on the fourth floor.
Benim apartmanım dördüncü kattadır.
My flat is on the third floor.
Benim dairem üçüncü katta.
My favorite floor is hard wood.
Benim en sevdiğim zemin sert ahşaptır.
I went up to the 5th floor in an elevator.
Bir asansörle beşinci kata çıktım.
A fire broke out on the first floor.
Birinci katta bir yangın patlak verdi.
I'd like seats on the first floor.
Birinci kattaki koltukları isterim.
Booth broke his leg when he hit the stage floor.
Booth sahne zeminine çarptığında bacağını kırdı.
Which floor is it?
Bu hangi kat?
This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
Run pipes under the floor.
Döşemenin altındaki kaçak borular.
There was blood all over the floor.
Döşemenin her tarafında kan vardı.
There's no hot water on the fourth floor, but there is on the ground floor.
Dördüncü katta sıcak su yok ama zemin katta var.
He fell and hit his head on the floor.
Düştü ve kafasını yere vurdu.
My flat is located on the first floor.
Dairem birinci katta bulunmaktadır.
Dennis lay flat on the floor.
Dennis yere uzanıp yattı.
Be careful! The floor is wet.
Dikkatli ol, yer ıslak.
The doctor's office is on the second floor.
Doktorun ofisi ikinci katta.
I can place the palms of my hands on the floor without bending my knees.
Ellerimin avuç içlerini dizlerimi bükmeden yere değdirebilirim.
There is a restaurant on the top floor.
En üst katta bir restoran var.
My home is on the eighth floor.
Evim sekizinci kattadır.
How many rooms are there on the second floor of your house?
Evinin ikinci katında kaç oda vardır?
Your glasses fell on the floor.
Gözlüğün yere düştü.
She sat on the floor, her eyes closed.
Gözleri kapalı bir şekilde yere oturdu.
They laid the carpet on the floor.
Halıyı yere serdi.
The servant swept the floor.
Hizmetçi yeri sildi.
My sister dropped her plate on the floor.
Kız kardeşim tabağını yere düşürdü.
The library is on the 4th floor.
Kütüphane 4. kattadır.
The library is on the second floor.
Kütüphane ikinci katta.
Our library is on the third floor.
Kütüphanemiz üçüncü katta.
Pick up the pencil from the floor.
Kalemi yerden al.
You must absolutely not lick the floor.
Kesinlikle zemini yalamamalısın.
Dirty house, dirty floor.
Kirli ev, kirli zemin.
He dropped his books on the floor.
Kitaplarını yere düşürdü.
She had the box carried to the first floor.
Kutuyu birinci kata taşıttı.
Please go up to the third floor.
Lütfen üçüncü kata çık.
Please clean the floor with this mop.
Lütfen bu paspasla zemini temizle.
The carpenter is measuring the floor.
Marangoz döşemeyi ölçüyor.
Tom swept the kitchen floor while Mary washed the dishes.
Mary bulaşıkları yıkarken, Tom mutfak zeminini süpürdü.
Tom was vacuuming the rug while Mary was mopping the kitchen floor.
Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı temizliyordu.
When I tried to move the desk, one of its legs made a jarring sound as it scraped across the floor.
Masayı taşımaya çalıştığımda karşıya çekerken bacaklarından biri kulak tırmalayıcı bir ses yaptı.
Many buildings in New York don't have a thirteenth floor.
New York'ta birçok binanın on üçüncü katı yoktur.
She scrubbed the kitchen floor with a brush.
O bir fırça ile mutfak zeminini temizledi.
It's on the eighth floor.
O sekizinci kattadır.
He laid down the gun on the floor.
O silahı yere bıraktı.
She laid down the gun on the floor.
O silahı yere bıraktı.
He was sitting on the floor.
O yerde oturuyordu.
He fell flat on the floor.
O yere düz düştü.
He was found lying unconscious on the kitchen floor.
O, mutfak zemininde bilinçsiz yatarken bulundu.
It's on the first floor of that building.
O, o binanın birinci katında.
He picked up a handkerchief from the floor.
O, yerden bir mendil aldı.
He fell down on the floor.
O, yere düştü.
The office has been transferred up to the sixth floor.
Ofis altıncı kata taşındı.
My office is on the fifth floor.
Ofisim beşinci katta.
My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
I made him sweep the floor.
Ona yeri süpürttüm.
They live on the 12th floor of this condo.
Onlar bu apartmanın 12. katında yaşar.
They live on the floor above.
Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
I called the police as soon as I saw his dead body on the floor.
Onun cesedini yerde görür görmez polisi aradım.
His office is on the eighth floor.
Onun ofisi sekizinci kattadır.
The toy department is on the fifth floor.
Oyuncak bölümü beşinci katta.
The police found some blood on the floor.
Polisler yerde biraz kan buldular.
I'll sweep the floor while you wash the dishes.
Sen bulaşıkları yıkarken ben yeri süpüreceğim.
The dish fell on the floor with a crash.
Tabak kazara yere düştü.
Tom took off his socks and threw them on the floor.
Tom çoraplarını çıkardı ve onları yere attı.
Tom walked up to the third floor.
Tom üçüncü kata yürüdü.
Tom is on the third floor.
Tom üçüncü katta.
Tom stepped into the elevator and pushed the button for the third floor.
Tom asansöre bindi ve üçüncü katın düğmesine bastı.
Tom got on the elevator and pressed the button for his floor.
Tom asansöre bindi ve katı için butona bastı.
Tom stared at the floor, not wanting to say anything.
Tom bir şey söylemek istemediği için yere baktı.
Tom cleaned the floor with a mop.
Tom bir paspas ile zemini temizledi.
Tom was sitting on the floor playing his bongos.
Tom bongolarıyla oynarken yerde oturuyordu.
Tom lives on the third floor of this apartment building.
Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.
Tom sat on the floor between the door and Mary.
Tom kapı ve Mary'nin arasında yere oturdu.
Tom dropped his books on the floor.
Tom kitaplarını yere düşürdü.
Tom put the box on the floor next to his desk.
Tom kutuyu masasının yanına yere koydu.
Tom asked Mary to sweep the floor.
Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.
Tom saw Mary picking things up off the floor.
Tom Mary'nin yerden bir şeyler topladığını gördü?
Tom found Mary lying unconscious on the kitchen floor.
Tom Mary'yi mutfak zemininde bilinçsizce yatarken buldu.
Tom didn't do a very good job cleaning the kitchen floor. It's still dirty.
Tom mutfak zeminini temizleyerek çok iyi bir iş yapmadı. O hâlâ kirli.
Tom took off his coat and threw it on the floor.
Tom paltosunu çıkardı ve onu yere attı.
Tom poured some beer into a dish and put it on the floor for his dog.
Tom tabağa biraz bira döktü ve köpeği için onu yere koydu.
