He did not fail to confess.
İtiraf etmeyi başardı.
You will fail.
Başarısız olacaksın.
Be careful not to fail.
Başarısız olmamak için dikkatli ol.
It is strange that you should fail.
Başarısız olman tuhaf.
It is probable that he will fail.
Başarısız olması muhtemel.
I don't like to fail.
Başarısız olmayı sevmiyorum.
I won't fail.
Başarısız olmayacağım.
We will not fail.
Başarısız olmayacağız.
If I don't fail, then I can get my driving license this year.
Başarısız olmazsam, bu yıl ehliyetimi alabilirim.
What if we should fail?
Başarısız olursak ne olur?
Should I fail, what would my parents say?
Başarısız olursam ailem ne der?
What if I fail?
Başarısız olursam ne olacak?
Don't give up if you fail.
Başaramazsan vaz geçme.
Don't fail to write to me.
Bana yazmayı ihmal etme.
In some attempts, it is glorious even to fail.
Bazı girişimlerde, başarısız olmak bile şereflidir.
Do not fail to come here by the appointed time.
Belirlenen zamanda buraya gelmeyi ihmal etme.
Don't fail me, Tom.
Beni ihmal etme.
Don't fail to call me back.
Beni tekrar aramayı unutma.
Many politicians fail to keep their promises.
Birçok politikacı sözünü tutamaz.
Many politicians fail to keep their word.
Birçok politikacı sözlerini tutmaz.
We'll fail.
Biz başarısız olacağız.
Don't fail to mail this letter.
Bu mektubu postalamayı unutma.
You cannot fail this time.
Bu sefer başarısız olamazsın.
I won't fail this time.
Bu sefer başarısız olmayacağım.
This new technology cannot fail, can it?
Bu yeni teknoloji başarısız olamaz, değil mi?
He'll fail, unless he tries harder.
Daha çok çabalamazsa, başarısız olur.
You will fail unless you work harder.
Daha çok çalışmazsan, başarısız olursun.
You are bound to fail unless you study harder.
Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.
If you don't study harder, you'll fail for sure.
Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.
I tried my best, only to fail again.
Elimden geleni yaptım, yinede başarısız oldum.
You must hand in your homework by Thursday without fail.
Ev ödevini Perşembeye kadar mutlaka teslim etmelisin.
My eyesight is beginning to fail.
Görüş yeteneğim bozulmaya başlıyor.
I'll give it back next Monday without fail.
Gelecek Pazartesi onu mutlaka geri vereceğim.
You always fail.
Her zaman başarısız oluyorsun.
Don't fail to lock the door.
Kapıyı kilitlemeyi ihmal etmeyin.
You must come without fail.
Mutlaka gelmelisin.
How can we fail?
Nasıl başarısız olabiliyoruz?
Why did he fail in business?
Niçin o, işinde başarısız oldu?
He will probably fail.
O büyük olasılıkla başarısız olacak.
He warned me that I would fail.
O beni başarısız olacağım konusunda uyardı.
That kind of person will fail for sure.
O tür bir insan kesinlikle başarısız olacaktır.
That kind of person will definitely fail.
O tür bir kişi kesinlikle başarısız olur.
He studied hard so he wouldn't fail.
O, başarısız olmasın diye çok çalıştı.
She is apt to fail.
O, hata yapmaya eğilimlidir.
He will not fail to pay it.
O, onu ödemeyi ihmal etmeyecek.
Will he fail the examination?
O, sınavda başarısız olacak mı?
No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
It is hardly conceivable to me that he will fail.
Onun başarısız olacağı aklıma pek yatmıyor.
That he will fail is certain.
Onun başarısız olacağı kesindir.
I fail to understand his true aim.
Onun gerçek amacını anlayamıyorum.
They were sure he would always fail.
Onun her zaman başarısız olacağından emindi.
I expected him to fail the exam.
Onun sınavda başarısız olmasını umuyordum.
I don't want to fail my exams.
Sınavımda başarısız olmak istemiyorum.
I don't want to fail the test.
Sınavda başarısız olmak istemiyorum.
What will you do if you fail the exam?
Sınavdan başarısız olursan ne yapacaksın?
I'll be there at two o'clock without fail.
Saat ikide mutlaka orada olacağım.
Don't fail to be here at 7 o'clock sharp.
Saat tam yedide burada olmayı ihmal etme.
I tried to persuade Sam to give up his plan, only to fail.
Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,
I'll never fail you.
Seni asla ihmal etmeyeceğim.
I won't fail you.
Seni ihmal etmeyeceğim.
I will call you without fail.
Seni mutlaka arayacağım.
I will visit you tomorrow without fail.
Seni yarın mutlaka ziyaret edeceğim.
Tom worked hard only to fail the exam.
Tom çok çalıştı ama sınavda başarısız oldu.
Tom will fail.
Tom başarısız olacak.
Tom isn't afraid to fail.
Tom başarısız olmaktan korkmuyor.
Tom thought Mary would probably fail her French test.
Tom Mary'nin Fransızca testinde muhtemelen başarısız olacağını düşünüyordu.
I think Tom will fail his driving test.
Tom'un sürücü testinde başarısız olacağını düşünüyorum.
Don't fail to call me tomorrow.
Yarın beni mutlaka ara.
I will come tomorrow without fail.
Yarın mutlaka geleceğim.
Come to the office tomorrow morning without fail.
Yarın sabah mutlaka ofise gel.
Without your help, he would fail.
Yardım etmezsen, başarısız olur.
Were it not for your help, I should fail.
Yardımın olmasa, başarısız olurum.
Did he fail again?
Yine başarısız mı oldu?
"The day pulls to a close" is a barbarism, possibly entirely opaque if you fail to recognize it as a translation of "The day draws to a close."
A relationship based on total honesty is bound to fail.
A woman can fail to notice a hundred things you did right, and point out only the one thing you haven't done right.
A woman is not a creature that acknowledges the 100 things you've done right, but rather, one that without fail will point out the one thing you've done wrong.
After all, it's sure to fail.
All right, do it your own way, but don't blame me if you fail.
And it is easier for heaven and earth to pass, than one tittle of the law to fail.
But for his help, I might fail.
Causing competitors to fail, obtaining confidential information, something that big business just can't do without - high risk but at the same time high return work.
Come at eleven without fail.
Come here tomorrow without fail.
Do not fail to come here by five.
Don't fail in your daily duties.
Don't fail to call me as soon as you arrive there.
Don't fail to call on me when you come this way.
Don't fail to come and see me one of these days.
Don't fail to come here by five.
Don't fail to come here by the appointed time.
Don't fail to learn these basic words by heart.
