People say that I dream every night, but if I do, I can't ever remember any of my dreams.
İnsanlar her gece rüya gördüğümü söylüyor ama eğer görüyorsam, rüyalarımdan birini bile hatırlayamıyorum.
Never did I dream of hearing from Tom.
Asla Tom'dan haber almanın hayalini kurmadım.
He seemed to have just woken up from a dream.
Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
I sometimes dream of my mother.
Bazen annemin rüyasını görüyorum.
I sometimes dream of home.
Bazen evi hayal ederim.
When I look back upon those days, it all seems like a dream.
Ben o günlere dönüp baktığımda, her şey rüya gibi görünüyor.
I had a dream about him.
Ben onun hakkında bir rüya gördüm.
I awoke from a long dream.
Ben uzun bir rüyadan uyandım.
I have a dream.
Benim bir hayalim var.
It's my dream to have a son who'll take over my business when I retire.
Benim hayalim ben emekli olduğumda işimi devralacak bir erkek evlada sahip olmaktır.
It has been her dream to be a university professor.
Bir üniversite profesörü olmak onun hayali oldu.
I used to dream about becoming an astronaut.
Bir astronot olmanın hayalini kurardım.
I used to dream about being a ballerina.
Bir balerin olmanın hayalini kurardım.
Some day my dream will come true.
Bir gün hayalim gerçek olacak.
Someday your dream will come true.
Bir gün hayalin gerçekleşecek.
A boy can dream, right?
Bir genç hayal kurabilir, değil mi?
I used to dream about becoming a model.
Bir manken olmanın hayalini kurardım.
I used to dream about being a millionaire.
Bir milyoner olmanın hayalini kurardım.
He gave up his dream of becoming a pilot.
Bir pilot olma hayalinden vazgeçti.
I awoke from a dream.
Bir rüyadan uyandım.
We share a dream.
Bir rüyayı paylaşıyoruz.
I used to dream about becoming a race car driver.
Bir yarış arabası sürücüsü olmanın hayalini kurardım.
For many, it was a dream come true.
Birçokları için, bu, bir hayalin gerçekleşmesiydi.
I'm still having the same dream about drowning.
Boğulma hakkında hâlâ aynı rüyayı görüyorum.
It's my biggest dream.
Bu benim en büyük hayalim.
This is my dream job.
Bu benim hayalimdeki iş.
It feels like a dream.
Bu bir rüya gibi.
It may not be a dream.
Bu bir rüya olmayabilir.
There's no way to predict what you will dream tonight.
Bu gece neyin rüyasını göreceğini tahmin etmenin bir yolu yok.
This dream will come true.
Bu hayal gerçekleşecek.
This is just like a dream.
Bu sadece bir rüya gibi.
Never did I dream of meeting you here.
Burada seninle buluşmayı asla hayal etmedim.
I had a horrible dream last night.
Dün gece berbat bir rüya gördüm.
I had a pleasant dream last night.
Dün gece güzel bir rüya gördüm.
I had a weird dream last night.
Dün gece garip bir rüya gördüm.
She had a pleasant dream last night.
Dün gece hoş bir rüya gördü.
I had a bad dream last night.
Dün gece kötü bir rüya gördüm.
I had a funny dream last night.
Dün gece komik bir rüya gördüm.
I had a terrible dream last night.
Dün gece korkunç bir rüya gördüm.
I didn't dream last night.
Dün gece rüya görmedim.
I had a dream about you last night.
Dün gece senin hakkında bir rüya gördüm.
I had a dream about Tom last night.
Dün gece Tom hakkında bir rüya gördüm.
I had a strange dream last night.
Dün gece tuhaf bir rüya gördüm.
Do you dream in French?
Fransızca hayal kurar mısın?
I dream in French.
Fransızca hayal kurarım.
Do you ever dream about flying through the sky?
Gökyüzünde uçmayı hiç hayal eder misin?
Beautiful girls dream of him.
Güzel kızlar onu hayal ederler.
I dreamt a strange dream.
Garip bir rüya gördüm.
I had a good dream last night.
Geçen gece iyi bir rüya gördüm.
I want to dream.
Hayal kurmak istiyorum.
His dream is to study chemistry in the US.
Hayali Amerika'da kimya okumak.
It sounded like a dream job.
Hayali bir iş gibi görünüyordu.
His dream has finally come true.
Hayali sonunda gerçek oldu.
My dream is to be a baseball player.
Hayalim bir beyzbol oyuncusu olmaktır.
My dream is to be a fire fighter.
Hayalim bir itfaiyeci olmaktır.
My dream is to become a pilot.
Hayalim bir pilot olmak.
My dream is to take a round-the-world trip.
Hayalim dünya çapında gezi yapmaktır.
My dream is to be the First Lady.
Hayalim devlet başkanının eşi olmak.
My dream came true.
Hayalim gerçekleşti.
My dream is to make it as an actor in Hollywood.
Hayalim Holivud'da bir aktör olarak başarılı olmaktır.
My dream is to live a quiet life in the country.
Hayalim kırsalda sakin bir hayat yaşamak.
My dream is to lead a quiet life in the country.
Hayalim kırsalda sakin bir hayata götürecek.
I can't give up my dream.
Hayalimden vazgeçemiyorum.
I'm living my dream.
Hayalimi yaşıyorum.
She had to give up her dream.
Hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
If you are to realize your dream, you must work harder.
Hayalini gerçekleştireceksen, daha fazla çalışmak zorundasın.
The day is sure to come when your dream will come true.
Hayalinin gerçekleşeceği gün kesin gelecek.
The day will surely come when your dream will come true.
Hayalinin gerçekleşeceği gün kesinlikle gelecek.
The time will come when your dream will come true.
Hayalinin gerçekleşeceği zaman gelecek.
What is your dream?
Hayaliniz nedir?
It won't be long before your dream comes true.
Hayallerinin gerçekleşmesine az kaldı.
Life is but an absurd dream.
Hayat ancak absürt bir rüyadır.
Life is a dream.
Hayat bir rüya.
Her dream of a lifetime finally came true.
Hayatının rüyası sonunda gerçek oldu.
Never have I dreamt such a strange dream.
Hiç görmemiştim böyle garip bir rüya.
Never have I dreamed such a strange dream.
Hiç görmemiştim böyle garip bir rüya.
Jane's dream was to find herself a sugar daddy.
Jane'nin hayali kendine yaşlı ve zengin bir sevgili bulmaktı.
It's like a bad dream.
Kötü bir rüya gibi.
The little boy has a dream.
Küçük çocuğun bir hayali var.
My little brother says that he had a dreadful dream last night.
Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
Never did I dream that you would lose.
Kaybolacağını asla hayal etmedim.
He had to give up his dream after his accident.
Kazasından sonra hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
I wish my dream would come true.
Keşke hayalim gerçek olsa.
Do cats dream?
Kediler rüya görür mü?
I dream to go and live in Lithuania.
Litvanya'ya gitmeyi ve yaşamayı hayal ediyorum.
Sadly, his dream didn't come true.
Maalesef, onun hayali gerçekleşmedi.
Mary used to dream about getting married.
Mary evlenme hakkında hayal kurardı.
Mary had a dream that she won the lottery.
Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.
Mary used to dream about Tom.
Mary, Tom hakkında hayal kurardı.
Mary used to dream about marrying Tom.
Mary, Tom'la evlenmeyi hayal ederdi.
Mary's dream of going abroad finally became a reality.
Mary'nin yurt dışına gitme hayali sonunda gerçek oldu.
Mayuko had a strange dream.
Mayuko garip bir rüya gördü.
Mayuko's dream came true.
Mayuko'nun rüyası gerçek oldu.