doctor ile ilgili cümleler

You were dying, but the doctor saved your life.
Ölüyordun ama doktor senin hayatını kurtardı.

God makes you healthy, and the doctor gets the money.
Allah seni sağlıklı yapar ve doktor paranı alır.

My aim is to be a doctor.
Amacım bir doktor olmak.

I will be seeing the doctor again next Friday.
Önümüzdeki cuma doktorla tekrar görüşeceğim.

That man is not a professor, he is a doctor.
Şu adam profesör değildir, o bir doktordur.

I aim to be a doctor when I grow up.
Büyüdüğüm zaman amacım bir doktor olmak.

He will be a doctor when he grows up.
Büyüdüğünde bir doktor olacak.

My father sent for the family doctor.
Babam aile doktorunu çağırttı.

My father's a doctor.
Babam bir doktordur.

My father is a doctor.
Babam bir doktordur.

That is the girl whose father is a doctor.
Babası bir doktor olan kız odur.

She told me that his mother was a doctor.
Bana annesinin bir doktor olduğunu söyledi.

He told me that his father was a doctor.
Bana babasının bir doktor olduğunu söyledi.

I was told that I should see a doctor.
Bana bir doktor görmem gerektiği söylenildi.

Is Mr. Brown a doctor?
Bay Brown bir doktor mu?

Mr Brown is a doctor.
Bay Brown bir doktordur.

Mr Tanaka is a doctor, isn't he?
Bay Tanaka bir doktor, değil mi?

You should consult a doctor if the symptoms get worse.
Belirtiler daha da kötüleşiyorsa bir doktora danışmalısın.

I am now under a doctor's care.
Ben şimdi bir doktorun bakımı altındayım.

I'm not a doctor, but a teacher.
Ben bir doktor değil fakat bir öğretmenim.

I am not a doctor, but a teacher.
Ben bir doktor değilim fakat bir öğretmenim.

I'm not a doctor.
Ben bir doktor değilim.

I am not a doctor.
Ben bir doktor değilim.

I'm not a doctor.
Ben bir doktor değilim.

I wanted to become a doctor.
Ben bir doktor olmak istedim.

I want to be a doctor.
Ben bir doktor olmak istiyorum.

I want to be a doctor or a nurse or a teacher.
Ben bir doktor ya da hemşire ya da öğretmen olmak istiyorum.

I was a doctor.
Ben bir doktordum.

I'm a doctor.
Ben bir doktorum.

I'm a doctor. How about you?
Ben bir doktorum. Peki ya sen?

I went to see the doctor, only to find him absent.
Ben doktora gittim, maalesef orada yoktu.

I must pay a visit to the doctor.
Ben doktoru ziyaret etmeliyim.

I need to see a doctor immediately.
Ben hemen bir doktor görmeliyim.

I persuaded him to consult a doctor.
Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.

Can you introduce me to a doctor who speaks French?
Beni Fransızca konuşan bir doktorla tanıştırır mısın?

The doctor will be with you in a minute.
Bir dakika içinde doktor sizle olacak.

I should call a doctor.
Bir doktor çağırmalıyım.

Call a doctor.
Bir doktor ara.

Could you call a doctor, please?
Bir doktor arar mısınız lütfen?

A doctor told me that eating eggs was bad for me.
Bir doktor bana yumurtalar yemenin benim için kötü olduğunu söyledi.

A doctor examined Mr. Brown.
Bir doktor Bay Brown muayene etti.

Did you find a doctor?
Bir doktor buldun mu?

A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.
Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

I haven't seen a doctor.
Bir doktor görmedim.

We sent for a doctor.
Bir doktor getirttik.

Are you a doctor?
Bir doktor musun?

I never thought you'd become a doctor.
Bir doktor olacağını hiç düşünmedim.

You implied that you were a doctor.
Bir doktor olduğunu belirttin.

He abandoned his hope of becoming a doctor.
Bir doktor olma ümidiyle gitti.

I wish to be a doctor.
Bir doktor olmak istiyorum.

I decided to be a doctor.
Bir doktor olmak istiyorum.

In addition to being a doctor, he is a writer.
Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.

He made up his mind to be a doctor.
Bir doktor olmaya karar verdi.

I made up my mind to be a doctor.
Bir doktor olmaya karar verdim.

I decided to become a doctor.
Bir doktor olmaya karar verdim.

I intended to have been a doctor.
Bir doktor olmaya niyet ettim.

Does he intend to become a doctor?
Bir doktor olmaya niyeti var mı?

A doctor is an expert in medicine.
Bir doktor tıp alanında uzmandır.

Get a doctor.
Bir doktor tut.

He is a doctor and also a novelist.
Bir doktor ve aynı zamanda bir romancıdır.

A doctor tried to remove the bullet from the president's head.
Bir doktor, başkanın kafasındaki kurşunu çıkarmaya çalıştı.

A doctor tried to remove the bullet from his back.
Bir doktor, onun sırtındaki mermiyi çıkarmaya çalıştı.

Did you see a doctor?
Bir doktora göründünüz mü?

I need a doctor.
Bir doktora ihtiyacım var.

You'd better see a doctor and get a shot.
Bir doktorla görüşüp bir enjeksiyon yaptırsan iyi olur.

Did you go to see a doctor?
Bir doktorla görüşecek misin?

I'd like to see a doctor.
Bir doktorla görüşmek istiyorum.

You ought to see a doctor.
Bir doktorla görüşmelisin.

You need to see a doctor.
Bir doktorla görüşmelisin.

You must see a doctor.
Bir doktorla görüşmen gerekir.

You'd better see a doctor.
Bir doktorla görüşsen iyi olur.

When I was a boy, I thought that I wanted to be a doctor.
Bir erkek çocukken doktor olmayı istediğimi düşünüyordum.

I will be a doctor someday.
Bir gün bir doktor olacağım.

One day he went to see the doctor.
Bir gün doktoru görmeye gitti.

To get a prescription, go to a doctor.
Bir reçete almak için, doktora gidin.

Tom has a bright career as a medical doctor.
Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.

We should call the doctor.
Biz doktoru aramalıyız.

I'm going to go to the doctor this afternoon.
Bu öğleden sonra doktora gideceğim.

I will go to the doctor this afternoon.
Bu öğleden sonra doktora gideceğim.

I am going to see the doctor this afternoon.
Bu öğleden sonra doktorla görüşeceğim.

This man is a doctor.
Bu adam doktordur.

This doctor is an authority on childhood diseases.
Bu doktor çocuk hastalıklarında bir otoritedir.

This doctor is a man of culture.
Bu doktor bir kültür adamıdır.

That doctor may cure him of his cancer.
Bu doktor onun kanserini tedavi edebilir.

This woman is a doctor.
Bu kadın doktordur.

Do you have a doctor or nurse in this hotel?
Bu otelde bir doktor ya da hemşire var mı?

I cannot disturb the doctor at this time.
Bu vakitte doktoru rahatsız edemem.

Is anyone here a doctor?
Burada doktor olan biri var mı?

I had to see a doctor yesterday.
Dün doktora gitmem gerekti.