dictionary ile ilgili cümleler

Akira is using that same dictionary that his father used as a student.
Akira babasının bir öğrenci olarak kullandığı o aynı sözlüğü kullanıyor.

But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.

Is this the dictionary you're looking for?
Aradığın sözlük bu mu?

I borrowed the dictionary from my friend.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

In a dictionary like this one there should be at least two sentences with "fridge".
Böyle bir sözlükte " buzdolabı " ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.

All students of English should have a good English-English dictionary at hand.
Bütün İngilizce öğrencilerinin ellerinde iyi bir İngilizce'den İngilizce'ye sözlük olmalıdır.

Can you recommend a good dictionary to me?
Bana iyi bir sözlük önerebilir misin?

Bring me the dictionary.
Bana sözlüğü getir.

Will you lend me your dictionary?
Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

Would you lend me your dictionary?
Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

Can you show me the word in the dictionary?
Bana sözlükte kelimeyi gösterebilir misin?

Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.

Miss March gave me an English dictionary.
Bayan March bana İngilizce bir sözlük verdi.

Five thousand yen is enough to buy this dictionary.
Beş bin yen bu sözlüğü satın almak için yeterlidir.

I want to buy this dictionary.
Ben bu sözlüğü satın almak istiyorum.

I always keep a dictionary close at hand.
Ben her zaman elimin altında bir sözlük bulundururum.

I often refer to the dictionary.
Ben sık sık sözlüğe bakarım.

Can I use your dictionary?
Ben senin sözlüğünü kullanabilir miyim?

I haven't a very good dictionary.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.

I have a dictionary.
Benim bir sözlüğüm var.

He uses the same dictionary as I do.
Benim kullandığım sözlüğün aynısını kullanır.

My dictionary is very useful.
Benim sözlüğüm çok faydalıdır.

I need a Japanese-English dictionary.
Bir Japonca-İngilizce sözlüğe ihtiyacım var.

Do you know how to use a dictionary?
Bir sözlüğü nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz?

I don't have money to buy a dictionary.
Bir sözlük almak için param yok.

A dictionary is an excellent reference book.
Bir sözlük mükemmel bir başvuru kitabıdır.

There are approximately 2 million words in a dictionary.
Bir sözlükte yaklaşık iki milyon kelime vardır.

This is my dictionary.
Bu benim sözlük.

This is a pocket dictionary.
Bu bir cep sözlüğü.

I'll look up this word in the dictionary.
Bu kelimeye sözlükte bakacağım.

I can't understand this word. Do you have a dictionary?
Bu kelimeyi anlamadım. Sende sözlük var mı?

I cannot search this word in the dictionary. I don't know the Arabic alphabet.
Bu kelimeyi sözlükte bakamam. Arap alfabesini bilmiyorum.

Whose dictionary is this?
Bu kimin sözlüğü?

You don't have to use a dictionary when you read this book.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.

Why did you buy this expensive dictionary?
Bu pahalı sözlüğü niçin satın aldın?

You can use a dictionary for this exam.
Bu sınav için bir sözlük kullanabilirsin.

Always keep this dictionary handy.
Bu sözlüğü her zaman el altında tut.

Anyone can use this dictionary.
Bu sözlüğü herhangi biri kullanabilir.

Would you mind my using this dictionary?
Bu sözlüğü kullanabilir miyim?

Can I use this dictionary?
Bu sözlüğü kullanabilir miyim?

Let's compare this dictionary with that one.
Bu sözlüğü onunla karşılaştıralım.

I'll lend you this dictionary.
Bu sözlüğü sana ödünç vereceğim.

This dictionary isn't any good.
Bu sözlüğün hiç faydası yok.

This dictionary has 12 volumes.
Bu sözlüğün on iki cildi vardır.

I think this dictionary is useful for beginners.
Bu sözlüğün yeni başlayanlar için faydalı olduğunu düşünüyorum.

This dictionary is by far the best.
Bu sözlük açık ara farkla en iyisi.

This dictionary is my sister's.
Bu sözlük benim kız kardeşimindir.

This dictionary isn't the most recent version.
Bu sözlük en son sürüm değil.

This dictionary might come in handy.
Bu sözlük faydalı olabilir.

This dictionary is not useful at all.
Bu sözlük hiç faydalı değil.

I paid 1,500 yen for this dictionary.
Bu sözlük için 1,500 yen ödedim.

This dictionary is no good.
Bu sözlük iyi değil.

This dictionary is an abridged edition.
Bu sözlük kısaltılmış bir baskıdır.

This dictionary is as useful as that one.
Bu sözlük onun kadar faydalıdır.

This dictionary is expensive.
Bu sözlük pahalıdır.

This dictionary contains a lot of information.
Bu sözlük pek çok bilgi içermektedir.

This dictionary is as useful as yours.
Bu sözlük seninki kadar yararlı.

This dictionary contains about 40,000 headwords.
Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içermektedir.

How many words are there in this dictionary?
Bu sözlükte kaç tane sözcük var?

I cannot dispense with this dictionary.
Bu sözlükten vazgeçemem.

This is the best dictionary that I have.
Bu sahip olduğum en iyi sözlük.

Is this your copy of the dictionary?
Bu senin sözlüğün kopyası mı?

This is Laurie's dictionary.
Bu, Laurie'nin sözlüğü.

Always have your dictionary close at hand.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.

I have a dictionary in my hand.
Elimde bir sözlüğüm var.

Keep a good dictionary at hand.
Elinizin altında iyi bir sözlük bulundurun.

The largest English dictionary has over 450,000 words.
En büyük İngilizce Sözlük 450.000' in üzerinde kelimeye sahiptir.

I gave my brother a dictionary.
Erkek kardeşime bir sözlük verdim.

Yes, this is my dictionary.
Evet, bu benim sözlüğüm.

Yes, this is my dictionary.
Evet, bu benim sözlüğüm.

Do you have a French dictionary?
Fransızca bir sözlüğün var mı?

I have an up-to-date dictionary.
Güncel bir sözlüğüm var.

I bought a dictionary the other day.
Geçen gün bir sözlük aldım.

Another thing that is required is a dictionary.
Gerekli olan bir diğer şey bir sözlüktür.

Which dictionary did you refer to?
Hangi sözlüğe baktın?

Not every student has a dictionary.
Her öğrencinin bir sözlüğü yok.

You find it in any dictionary.
Herhangi bir sözlükte onu bulursun.

Anyone may use this dictionary.
Herkes bu sözlüğü kullanabilir.

She bought a dictionary for her sister.
Kız kardeşi için bir sözlük aldı.

My sister asked me to lend her the dictionary.
Kız kardeşim benden sözlüğümü ona ödünç vermemi istedi.

I gave my sister a dictionary.
Kız kardeşime bir sözlük verdim.

I want the same dictionary as your sister has.
Kız kardeşinin sahip olduğu aynı sözlükten istiyorum.

I have the same dictionary as your brother has.
Kardeşinin sözlüğünün aynısından bende de var.

I wish I had a good French dictionary.
Keşke iyi bir Fransızca sözlüğüm olsa.

The word is not in my dictionary.
Kelime benim sözlükte yok.

I looked up the words in my dictionary.
Kelimelere sözlükten baktım.

We use a dictionary to look up the meaning of words.
Kelimelerin anlamlarını bulmak için sözlük kullanırız.

If you don't know what the word means, look it up in the dictionary.
Kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorsan, sözlüğe bak.

Look up the word in your dictionary.
Kelimeye sözlüğünde bak.