We had a couple glasses of wine.
İki bardak şarabımız vardı.
The couple went off on their honeymoon.
Çift balayına gitti.
The couple is walking hand in hand.
Çift el ele yürüyor.
The couple led a happy life.
Çift mutlu bir hayat sürdü.
The couple is on the dance floor.
Çift pisttedir.
The couple was quarrelling and Chris knocked Beth down.
Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi.
The couple quarreled, but soon made up.
Çift tartıştı ama kısa sürede uzlaştı.
The couple wants to purchase a home.
Çift, bir ev satın almak istiyor.
The couple had a son.
Çiftin bir oğlu vardı.
The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
My mother attempted to reconcile the couple.
Annem çifti barıştırmayı denedi.
Give me another couple of days to think it over.
Üzerinde düşünmem için bana birkaç gün daha ver.
I always have a couple of beach towels in my car.
Arabamda her zaman bir çift plaj havlum var.
I think Tom and Mary would make a nice couple.
Bence Tom ve Mary hoş bir çift oldular.
I need you to do a couple of things for me.
Benim için birkaç şey yapmanı istiyorum.
Bring a couple more chairs.
Bir çift sandalye daha getir.
We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.
Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.
I saw a young couple cuddling on a park bench.
Bir park bankında genç bir çiftin sarıldığını gördüm.
I made a couple calls.
Birkaç arama yaptım.
I'm going to stay here for a couple of months.
Birkaç ay burada kalacağım.
He will be back in a couple of days.
Birkaç gün içinde geri dönecek.
I'm taking a couple of days off.
Birkaç gün izin alıyorum.
I said I'd stay for a couple days.
Birkaç gün kalacağımı söyledim.
I'm going to stay at your countryhouse for a couple of days, and I think you don't mind.
Birkaç gün senin köy evinde kalacağım, sanırım senin için bir sakıncası yok.
I haven't eaten for a couple of days.
Birkaç gündür yemek yemiyorum.
Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölüme sebebiyet verebilir.
I am taking a couple of days off.
Birkaç günlük izne ayrılıyorum.
You should stay in Boston for a couple weeks.
Birkaç hafta Boston'da kalmalısın.
I've been to Boston a couple of times.
Birkaç kez Boston'a gittim.
I've been there a couple of times.
Birkaç kez orada bulundum.
I'm going to watch TV for a couple of hours.
Birkaç saat boyunca televizyon izleyeceğim.
I'll be there in a couple of hours.
Birkaç saat içinde orada olacağım.
We should have the results in a couple of hours.
Birkaç saat içinde sonuçlara ulaşmalıyız.
May I ask a couple of questions?
Birkaç soru sorabilir miyim?
They lived a couple of years in Spain.
Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.
Could you lend me your bicycle for a couple of days?
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
The couple next door are fighting again.
Bitişikte oturan çift tekrar tartışıyor.
We are a couple.
Biz bir çiftiz.
We're a couple.
Biz bir çiftiz.
We're a married couple.
Biz evli bir çiftiz.
Go down into the cellar and get us a couple of bottles of wine.
Bodruma in ve bize birkaç şişe şarap getir.
I have a couple of friends who used to live in Boston.
Boston'da yaşamış olan birkaç arkadaşım var.
The couple have seven children.
Bu çiftin yedi tane çocuğu var.
This job shouldn't take more than a couple of hours.
Bu iş birkaç saatten daha fazla almamalı.
This is the couple who showed me the way.
Bu, bana yolu gösteren çifttir.
I've done that a couple of times.
Bunu birkaç defa yaptım.
There's a couple here.
Burada bir çift var.
I am going to stay here for a couple of days.
Burada birkaç gün kalacağım.
A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
To all appearances, they are a happy couple.
Görünüşe bakılırsa, onlar mutlu bir çift.
I think you make a lovely couple.
Güzel bir çift olacağınızı düşünüyorum.
The young couple fell in love with each other very soon.
Genç çift çok kısa sürede birbirlerine aşık oldu.
The young couple included their parents among their Thanksgiving guests.
Genç çift Şükran Günü konuklarının arasına anne babalarını dahil etti.
The young couple ate off the same plate.
Genç çift aynı tabaktan yedi.
The young couple is getting along together.
Genç çift birlikte iyi geçiniyor.
The young couple went to Kyoto for fun.
Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti.
The young couple was accompanied by a chaperone.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
We still have a couple of huge decisions to make.
Hâlâ verecek birkaç çok büyük kararımız var.
We still have a couple of big decisions to make.
Hâlâ verecek birkaç büyük kararımız var.
We should get together every couple of months.
Her birkaç ayda buluşmalıyız.
I always thought Tom and Mary were a good couple.
Her zaman Tom ve Mary'nin iyi bir çift olduğunu düşündüm.
Everyone thinks we're a couple.
Herkes bir çift olduğumuzu düşünüyor.
There are only a couple of pieces left.
Kalan sadece birkaç parça var.
I gave Tom a couple of tickets for my concert.
Konserim için Tom'a birkaç bilet verdim.
I've seen a couple of Kurosawa's films.
Kurosawa'nın filmlerinden bir çift görmüştüm.
Mike has a couple of friends in Florida.
Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.
What a nice couple they are!
Ne hoş bir çift.
That couple was made for each other.
O çift birbirleri için yaratılmış.
That couple gets soused nearly every night.
O çift neredeyse her gece içer.
He's only a couple of years older than me.
O benden yalnızca iki yaş büyük.
He stayed at a hotel for a couple of days.
O, birkaç gün bir otelde kaldı.
She's signed up for a couple of night classes at the local college.
O, yerel üniversitede birkaç gece dersi için sözleşme imzaladı.
They make a lovely couple.
Onlar güzel bir çift olurlar.
They are a good couple.
Onlar iyi bir çifttir.
They are not a well-matched couple.
Onlar iyi-uyumlu bir çift değil.
Let me think it over for a couple of days.
Onu birkaç gün düşünüp taşınayım.
I'm going to stay there for a couple of days.
Orada birkaç gün kalacağım.
He stayed there a couple of days.
Orada birkaç gün kaldı.
I know a couple of good restaurants on Park Street.
Park Street'te birkaç iyi restoran biliyorum.
I only found out a couple days ago.
Sadece birkaç gün önce öğrendim.
I've had only a couple of drinks.
Sadece birkaç içki aldım.
I left you a couple messages.
Sana bir çift mesaj bıraktım.
It is pleasant to watch a loving old couple.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
You make such a lovely couple.
Sizden güzel bir çift olur.
You'd make a lovely couple.
Sizden güzel bir çift olurdu.
Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
I have a couple of questions I'd like to ask.
Sormak istediğim birkaç sorum var.
The burglar locked the couple in the basement.
Soyguncu çifti bodrumda kilitledi.
I went to Hawaii on vacation for a couple of weeks.
Tatil için birkaç haftalığına Havai'ye gittim.
Tom is taking a couple of days off next week.
Tom önümüzdeki hafta birkaç gün izin alacak.
Tom followed the stream for a couple of kilometers.
Tom akarsuyu birkaç kilometre izledi.
Tom wanted to eat a couple of slices of salami.
Tom birkaç dilim salam yemek istedi.
Tom drank a couple of shots of tequila.
Tom birkaç fırt tekila içti.
