Whether you drive fast or slow, drive carefully.
İster yavaş ister hızlı sür, dikkatli sür.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
She investigated the company's output record carefully.
Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.
You should choose your friends very carefully.
Arkadaşlarını çok dikkatli seçmelisin.
I gave my carefully prepared speech.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
Gunpowder needs to be handled very carefully.
Barut çok dikkatli şekilde işlenmeli.
I wrote the answers carefully.
Ben cevapları dikkatlice yazdım.
I tried to listen to him carefully.
Ben onu dikkatle dinlemeye çalıştım.
I think your problem is that you don't listen carefully when people are explaining things.
Bence senin sorunun insanlar bir şeyler açıklarken dikkatlice dinlememen.
Listen to me carefully.
Beni dikkatlice dinle.
When you buy a house, read the documents carefully.
Bir ev satın aldığın zaman belgeleri dikkatli oku.
It is better to read a few books carefully than to read many at random.
Birkaç kitabı dikkatle okumak, birçok kitabı rastgele okumaktan daha iyidir.
We've got to move very carefully.
Biz çok dikkatli hareket etmeliyiz.
We listened carefully in order not to miss a single word.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
I knew that you would check this sentence very carefully.
Bu cümleyi dikkatle kontrol edeceğini biliyordum.
We must move this statue very carefully.
Bu heykeli çok dikkatli taşımalıyız.
This problem, however, should be considered more carefully.
Bu sorun, ancak, daha dikkatli değerlendirilmelidir.
These problems must be dealt with carefully.
Bu sorunlar dikkatle ele alınmalıdır.
This telescope must be used carefully.
Bu teleskop dikkatlice kullanılmalı.
You've got to listen a little more carefully from now on.
Bundan sonra biraz daha dikkatli dinlemelisin.
I should have listened more carefully.
Daha dikkatli dinlemeliydim.
It must be done more carefully.
Daha dikkatli yapılmalıdır.
I beg of you to listen carefully.
Dikkatli dinlemen için sana yalvarıyorum.
I suggest you listen carefully.
Dikkatli dinlemeni öneririm.
Drive carefully.
Dikkatli sür.
You can use my car if you drive carefully.
Dikkatli süreceksen arabamı kullanabilirsin.
Write carefully and legibly.
Dikkatli ve okunaklı yaz.
Listen carefully.
Dikkatlice dinle.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
If you'd listen a little more carefully to what the teacher says, you'd probably be able to understand.
Eğer öğretmenin söylediklerini dikkatli dinleseydin, büyük ihtimalle anlayabilirdin.
Everyone was listening very carefully.
Herkes çok dikkatli dinliyordu.
She hid the letter carefully so that no one should see it.
Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
John listened carefully.
John dikkatle dinledi.
Push the door carefully.
Kapıyı dikkatle it.
I watch my weight very carefully.
Kiloma çok dikkat ederim.
Choose books carefully.
Kitapları dikkatlice seçin.
He prepared his speech very carefully.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
Please listen carefully.
Lütfen dikkatle dinleyin.
Please drive carefully.
Lütfen dikkatli sürün.
Please shuffle the cards carefully.
Lütfen kartları dikkatlice karıştır.
Please listen carefully to what I say.
Lütfen söylediğimi dikkatlice dinle.
Please listen carefully to what I have to say.
Lütfen söylemek zorunda olduğum şeyi dikkatle dinle.
Please read the instructions carefully.
Lütfen talimatları dikkatli okuyun.
Look into the matter more carefully.
Meseleyi daha dikkatli araştır.
Read the assembly instructions carefully.
Montaj talimatlarını dikkatlice okuyun.
She walked very carefully.
O çok dikkatli bir şekilde yürüdü.
She did it carefully.
O onu dikkatlice yaptı.
Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
She watched the bird carefully.
O, kuşu dikkatlice izledi.
He picked it up carefully.
O, onu dikkatle aldı.
She urged him to drive carefully.
O, onu dikkatli sürmesi için teşvik etti.
She considered his offer carefully.
O, onun teklifini dikkatlice düşündü.
She had to choose her words carefully.
O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
He chose his words carefully.
O, sözlerini dikkatlice seçti.
He planned the attack carefully.
O, saldırıyı dikkatlice planladı.
She listened very carefully when I praised her son.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
You must do it much more carefully.
Onu çok daha dikkatli yapmalısın.
You should have listened to him more carefully.
Onu daha dikkatli dinlemeliydin.
He urged her to drive carefully.
Onu dikkatli araba sürmesi için çağırdı.
They lifted him carefully into the ambulance.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
I looked at his face carefully.
Onun yüzüne dikkatlice baktım.
The policeman lifted the box carefully.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
Listen carefully to what I say.
Söylediğimi dikkatlice dinle.
Listen carefully to what I am going to tell you.
Sana söyleyeceklerimi dikkatlice dinle.
I told you to watch Tom carefully.
Sana Tom'u dikkatle izlemeni söyledim.
Answer my question carefully.
Sorumu dikkatlice cevapla.
We must think over the issues carefully.
Sorunları dikkatlice düşünmeliyiz.
We have to consider the problem more carefully.
Sorunu daha dikkatli şekilde göz önünde bulundurmalıyız.
You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
Read the instructions carefully.
Talimatları dikkatlice okuyun.
Tom looked over the documents carefully.
Tom belgeleri dikkatle inceledi.
Tom carefully climbed up the rickety staircase.
Tom cılız merdivene dikkatlice tırmandı.
Tom listened carefully.
Tom dikkatle dinledi.
Tom looked around carefully.
Tom dikkatle etrafa baktı.
Tom wrote carefully.
Tom dikkatle yazdı.
Tom answered carefully.
Tom dikkatli şekilde cevap verdi.
Tom watched carefully.
Tom dikkatlice izledi.
Tom was watching what was happening very carefully.
Tom dikkatlice ne olduğunu izliyordu.
Tom stood motionless, listening carefully.
Tom hareketsiz durdu, dikkatlice dinledi.
Tom unwrapped the gift carefully.
Tom hediyeyi dikkatle açtı.
Tom asked Mary to listen carefully to everything John said.
Tom Mary'nin John'un söylediği her şeyi dikkatlice dinlemesini istedi.
Tom urged Mary to drive carefully.
Tom Mary'ye dikkatli sürmesi için ısrar etti.
Tom watched them carefully.
Tom onları dikkatli bir şekilde izledi.
Tom did it very carefully.
Tom onu çok dikkatli yaptı.
Tom did it carefully.
Tom onu dikkatli bir şekilde yaptı.
Tom explained it to Mary very carefully.
Tom onu Mary'ye çok dikkatli bir şekilde açıkladı.
Tom carefully wiped his fingerprints off the knife.
Tom parmak izlerini bıçaktan dikkatlice sildi.
Tom carefully read over the contract.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
Tom chose his words carefully.
Tom sözlerini dikkatle seçti.
Tom considered his options carefully.
Tom seçeneklerini dikkatle düşünüp taşındı.
I watched Tom carefully.
Tom'u dikkatlice izledim.
He prepared carefully for the meeting.
Toplantı için dikkatlice hazırlandı.