The island needs a hospital, not a bridge.
Adanın köprüye değil hastaneye ihtiyacı var.
It wasn't much of a bridge.
Büyük bir köprü değildi.
At one time, there was a bridge here.
Bir zamanlar burada bir köprü vardı.
This bridge is three times longer than that one.
Bu köprü ondan üç kat daha uzun.
This bridge will not endure long.
Bu köprü uzun süre dayanamaz.
I don't know the exact length of this bridge.
Bu köprünün tam uzunluğunu bilmiyorum.
How long is this bridge?
Bu köprünün uzunluğu ne kadar?
We live about three miles above this bridge.
Bu köprünün yaklaşık üç mil ötesinde yaşıyoruz.
It's just not safe to cross this bridge right now.
Bu köprüyü şimdi geçmek gerçekten güvenli değil.
There used to be a bridge here.
Burada bir köprü vardı.
You can see the Golden Gate Bridge from here.
Buradan Golden Gate Köprüsünü görebilirsiniz.
The enemy blew up the bridge.
Düşman köprüyü uçurdu.
The boy fell from the bridge.
Erkek çocuk köprüden düştü.
My house is beyond that bridge.
Evim o köprünün ötesindedir.
My house is situated on the other side of that bridge.
Evim o köprünün diğer tarafında yer almaktadır.
There is a bridge over the pond.
Göletin üzerinde bir köprü vardır.
We enjoyed watching the fireworks on a bridge last summer.
Geçen yaz bir köprüdeki havai fişek gösterisini izleyerek eğlendik.
You'll need a temporary bridge.
Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.
How long is the Golden Gate Bridge?
Golden Gate Bridge ne kadar uzunluktadır?
There was a bridge across each river.
Her nehir üzerinde bir köprü vardı.
The bridge is very long and very tall.
Köprü çok uzun ve çok yüksek.
The bridge is built of wood.
Köprü ahşaptan yapılmıştır.
The bridge must be built in six months.
Köprü altı ay içinde inşa edilmeli.
Since the bridge looks like a pair of glasses, they call it Meganebashi.
Köprü gözlüğe benzediği için, ona Meganebashi diyorlar.
The bridge is still under construction.
Köprü halen yapım aşamasındadır.
The bridge is closed.
Köprü kapalı.
How long is the bridge?
Köprü ne kadar uzunluktadır?
How long that bridge is!
Köprü ne kadar uzunmuş!
Where is the bridge?
Köprü nerede?
The bridge had been built before that time.
Köprü o zamandan önce yapılmıştı.
The bridge is supported by 10 posts.
Köprü on kolonla destekleniyor.
The bridge gave way because of the flood.
Köprü sel nedeniyle dayanamadı.
The bridge is made of stone.
Köprü taştan yapılmıştır.
The bridge is being repaired.
Köprü tamir ediliyor.
The bridge is open to traffic.
Köprü trafiğe açık.
The bridge is closed to traffic.
Köprü trafiğe kapalıdır.
The bridge collapsed.
Köprü yıkıldı.
The bridge is high.
Köprü yüksek.
The bridge is approximately a mile long.
Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
The bridge is under construction.
Köprü yapım aşamasındadır.
Apart from the cost, it will take long to build the bridge.
Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.
The bridge is being repainted.
Köprü yeniden boyanıyor.
Do you know the man standing on the bridge?
Köprüde duran adamı tanıyor musunuz?
I parted from him on the bridge.
Köprüde ondan ayrıldım.
There is a cottage beyond the bridge.
Köprünün ötesinde bir kır evi var.
Look at the train going over the bridge.
Köprünün üstünde giden trene bak.
It was dark under the bridge.
Köprünün altı karanlıktı.
The bridge is thirty meters in width.
Köprünün eni otuz metre.
How long is that bridge?
Köprünün uzunluğu ne kadar?
There is a waterfall above the bridge.
Köprünün yukarısında bir şelale var.
Cross the bridge.
Köprüyü geç.
Look at the train crossing the bridge.
Köprüyü geçen trene bak.
They finished building the bridge on time.
Köprüyü yapmayı zamanında bitirdiler.
I'll go with you as far as the bridge.
Köprüye kadar seninle gideceğim.
The people of the village built a wooden bridge across the river.
Köy halkı, nehir üzerinde ahşap bir köprü yaptılar.
The people of London are very proud of this bridge.
Londra halkı bu köprüye sahip olmaktan gurur duyuyor.
Refugees hid under the bridge.
Mülteciler köprünün altında saklandı.
A new bridge is being built over the river.
Nehir üzerine yeni bir köprü inşa ediliyor.
The river flows under the bridge.
Nehir köprünün altından akar.
There is a bridge across the river.
Nehrin üzerinde bir köprü var.
A bridge was built across the river.
Nehrin üzerine bir köprü yapıldı.
They're constructing a bridge over the river.
Nehrin üzerine bir köprü yapıyorlar.
There is a bridge two miles upstream.
Nehrin iki mil yukarısında bir köprü var.
It is dangerous to cross that old bridge.
O eski köprüden geçmek tehlikelidir.
That bridge is very beautiful.
O köprü çok güzeldir.
That bridge is made of stone.
O köprü taştan yapılmıştır.
That bridge isn't long.
O köprü uzun değil.
He ended his life by jumping off a bridge.
O, bir köprüden atlayarak hayatına son verdi.
He committed suicide by jumping off a bridge.
O, bir köprüden atlayarak intihar etti
Isn't that the Golden Gate Bridge?
O, Golden Gate Bridge değil mi?
They decided to build a bridge.
Onlar bir köprü yapmaya karar verdi.
They constructed a bridge.
Onlar bir köprü yaptılar.
They crossed over the bridge.
Onlar köprünün üzerinden geçtiler.
They walked toward the bridge.
Onlar köprüye doğru yürüdü.
They built a bridge across the river.
Onlar nehrin üzerine bir köprü yaptılar.
His plan is to build a bridge over that river.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
How long is the Seto Bridge?
Seto Köprüsü ne kadar uzaklıktadır?
The boat passed under the bridge.
Tekne köprünün altından geçti.
The Golden Gate Bridge is in San Francisco.
The Golden Gate Bridge San Francisco'dadır.
Tom drove his car off a bridge.
Tom arabasını bir köprüden sürdü.
Tom committed suicide by jumping off a bridge.
Tom bir köprüden atlayarak intihar etti.
Tom decided that it wouldn't be sensible to try to cross the old rope bridge.
Tom eski halat köprüyü geçmeye çalışmanın mantıklı olmayacağına karar verdi.
Tom crosses this bridge at least once a week.
Tom haftada en az bir kez bu köprüden geçer.
It was Tom's first time to see the Golden Gate Bridge.
Tom ilk defa Golden Gate köprüsünü görüyordu.
Tom followed Mary over the bridge.
Tom köprüde Mary'yi izledi.
Tom crossed the bridge.
Tom köprüden geçti.
Tom didn't know that the bridge was closed.
Tom köprünün kapalı olduğunu bilmiyordu.
Tom planted some explosives near the middle of the bridge.
Tom köprünün ortasına yakın üç patlayıcı bıraktı.
Tom walked across the bridge.
Tom köprüyü geçti.
Tom blew up the bridge.
Tom köprüyü havaya uçurdu.
Tom crossed the bridge to get to Mary's house.
Tom Mary'nin evine gitmek için köprüyü geçti.
Tom tried to teach Mary how to play bridge.
Tom Mary'ye nasıl briç oynanacağını öğretmeye çalıştı.
I won't be able to carry Tom across the bridge.
Tom'u köprüden taşıyamayacağım.
