I bought two dozen pencils.
İki düzine kalem satın aldım.
I bought two milk boxes. We're going to make a cake.
İki kutu süt aldım. Kek yapacağız.
I bought two bags of popcorn.
İki torba patlamış mısır aldım.
He should have bought a used car.
İkinci el bir araba almalıydı.
The first item he bought was an alarm clock.
İlk aldığı şey bir çalar saatti.
I bought a newspaper written in English.
İngilizce olarak yazılmış bir gazete aldım.
I bought a box lunch at the station.
İstasyonda bir kutu öğle yemeği satın aldım.
I bought a good camera.
İyi bir kamera aldım.
Why did I buy flowers? Why are you asking me such a question? I just bought them because I wanted to.
Çiçekleri niçin mi satın aldım? Niçin bana böyle bir soru soruyorsun? Onları sadece almak istediğim için aldım.
She bought a toy for the kid.
Çocuğa bir oyuncak aldı.
She bought a nice toy for her child.
Çocuğu için güzel bir oyuncak aldı.
The boy bought a dog.
Çocuk bir köpek aldı.
The boy bought a book.
Çocuk bir kitap satın aldı.
She bought a toy for the boy.
Çocuk için bir oyuncak satın aldı.
I have bought a lot of books.
Çok kitap aldım.
I bought some Romanian books for the students.
Öğrenciler için bazı Romence kitaplar satın aldım.
What she bought was very expensive.
Aldığı çok pahalıydı.
We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
My uncle bought me this book.
Amcam bana bu kitabı aldı.
My uncle bought me the same camera as you have.
Amcam bana senin kameranın aynısını aldı.
Our uncle bought us movie tickets.
Amcamız bize sinema biletleri aldı.
Have you already bought your ticket?
Önceden biletinizi aldınız mı?
I lost the camera I had bought the day before.
Önceki gün aldığım kamerayı kaybettim.
Mother bought a loaf of bread.
Anne bir somun ekmek aldı.
Mother bought me a beautiful dress last Sunday.
Anne geçen Pazar bana güzel bir elbise aldı.
Mother bought two bottles of orange juice.
Anne iki şişe portakal suyu aldı.
My mother bought me a new bicycle.
Annem bana yeni bir bisiklet satın aldı.
My mother bought me a new dress.
Annem bana yeni bir elbise aldı.
Mom bought a pretty doll for me.
Annem benim için güzel bir bebek aldı.
My mom bought me this toy when I was eight years old.
Annem bu oyuncağı bana sekiz yaşımdayken aldı.
My mother bought my brother a yellow umbrella.
Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.
My mother bought me two pairs of pants last Sunday.
Annem geçen Pazar bana iki çift pantolon satın aldı.
My mother bought two bottles of orange juice.
Annem iki şişe portakal suyu aldı.
Mother bought a beautiful doll for her.
Annem onun için güzel bir bebek aldı.
My mother bought some apples at a fruit store.
Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.
I bought an Apple mouse. It's only 69$!
Apple mouse satın aldım. Yalnızca 69 dolar!
I bought the car.
Araba satın aldım.
I bought the car at a 10% discount.
Arabayı %10 indirimli aldım.
I bought a rare macaw in Araraquara.
Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.
My friend said he had bought a new watch.
Arkadaşım, yeni bir saat aldığını söyledi.
A friend of mine showed me all the dolls he had bought abroad.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.
I put the meat we just bought in the freezer.
Az önce aldığımız eti dondurucuya koydum.
I should not have bought such a thing.
Böyle bir şeyi satın almamalıydım.
You needn't have bought such a large house.
Böylesine büyük bir ev almana gerek yoktu.
Is that all you bought?
Bütün aldığın bu mu?
His grandfather bought him the expensive toy.
Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.
Father bought me a new bicycle.
Baba bana yeni bir bisiklet aldı.
Father bought me a pair of gloves.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
My father bought me a bicycle.
Babam bana bir bisiklet satın aldı.
Dad bought me a camera.
Babam bana bir kamera aldı.
Father bought me the book.
Babam bana kitabı aldı.
Dad bought a camera.
Babam bir kamera satın aldı.
My dad bought a model plane for me for Christmas.
Babam Noel için bana model uçak aldı.
My father has bought a new car.
Babam yeni bir araba satın aldı.
My father bought me a camera for my birthday.
Babam, doğum günüm için bana bir kamera aldı.
My father bought some CDs for my birthday.
Babam, doğum günüm için bana biraz CD aldı.
I owed Tom some money for some things he bought for me.
Bana aldığı bazı şeyler için Tom'a bir miktar borcum vardı.
She told me that she had bought a CD.
Bana bir CD aldığını söyledi.
You bought me a gift?!
Bana bir hediye mi aldın?!
He asked me whether she had given me the book, or if I had bought it myself.
Bana kitabı onun mu verdiğini yoksa satın mı aldığımı sordu.
He bought me the radio for ten dollars.
Bana radyoyu on dolara aldı.
He should have bought some pencils.
Bazı kurşun kalemler almalıydı.
I bought five ten-yen stamps.
Beş adet 10 yenlik pul aldım.
I haven't bought a new coat in five years.
Beş yıldır yeni bir mont almadım.
I bought three pieces of furniture.
Ben üç parça mobilya satın aldım.
I bought that car.
Ben şu arabayı satın aldım.
I just bought the latest version of this MP3 player.
Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
I bought a pair of gloves.
Ben bir çift eldiven aldım.
I bought a Daily News.
Ben bir Daily News aldım.
I bought a book.
Ben bir kitap satın aldım.
I bought a piece of baggage.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
I bought a Picasso.
Ben bir Picasso satın aldım.
I bought a lot of books.
Ben bir sürü kitap aldım.
I bought a watch.
Ben bir saat aldım.
I bought a VW bus.
Ben bir VW otobüs satın aldım.
I bought this car at a bargain.
Ben bu arabayı çok ucuza satın aldım.
I bought this camera yesterday.
Ben bu kamerayı dün aldım.
I bought this book for myself, not for my wife.
Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
I bought this watch at the store.
Ben bu saati mağazada satın aldım.
I bought an old car.
Ben eski bir araba satın aldım.
I bought an old lamp.
Ben eski bir lamba satın aldım.
I bought two bottles of milk.
Ben iki şişe süt satın aldım.
I bought a red tie.
Ben kırmızı bir kravat aldım.
I bought a red sports car.
Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.
I bought the girl a sweater.
Ben kıza bir kazak aldım.
I bought a hat at the store.
Ben mağazada bir şapka aldım.
I bought a cat at that shop.
Ben o mağazada bir kedi aldım.
I bought it.
Ben onu aldım.
I bought it last week.
Ben onu geçen hafta aldım.
I already bought it.
Ben onu zaten aldım.
I bought a new bag.
Ben yeni bir çanta satın aldım.
I bought a new car.
Ben yeni bir araba aldım.
