There's an important difference between talking "with" someone and talking "to" them.
"Biriyle" ve "birine" konuşmak arasında önemli bir fark vardır.
In his essay "Esperanto: European or Asiatic language" Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
"Esperanto: Avrupa veya Asya dili" denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
Between 1820 and 1973, the United States admitted more than 46 million immigrants.
1820 ile 1973 yılları arasında, Amerika Birleşik Devletleri 46 milyondan fazla göçmeni kabul etti.
You should plan to leave between 6:00 and 7:00.
6:00 ve 7:00 arasında ayrılmayı planlamalısın.
I'm between jobs.
İşsizim.
Trade friction might arise between the two nations at any moment.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
A war exploded between the two countries.
İki ülke arasında savaş patlak verdi.
Trade between two countries can be complex.
İki ülke arasındaki ticaret karmaşık olabilir.
There are subtle differences between the two things.
İki şey arasında ince farklar var.
The two boys cooked their meal between them.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
The contrast between the two ideas is very marked.
İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin.
She divided the cake between the two.
İki kişi arasında pastayı böldü.
The border between the two neighbouring countries remains closed.
İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.
There was a violent clash of opinions between the two leaders.
İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.
Striking differences existed between the two boys.
İki oğlan arasında dikkat çekici farklılıklar vardı.
Years intervene between the two incidents.
İki olay arasında yıllar geçer.
Is there a river between two parks?
İki park arasında bir nehir var mıdır?
There's a subtle difference in meaning between the two words.
İki sözcük arasında anlamda ince bir fark var.
There exists an enormous difference between the two theories.
İki teori arasında çok büyük bir fark vardır.
I felt the tension grow between us.
İkimiz arasında büyüyen bir gerginlik hissettim.
Is there a problem between you two?
İkiniz arasında bir sorun var mı?
There is not much difference between the two.
İkisi arasında çok fark yok.
Choose between the two.
İkisi arasında seç.
I had to choose between the two.
İkisi arasında seçim yapmak zorunda kaldım.
He could not perceive any difference between the twins.
İkizler arasında hiçbir fark göremedi.
What's the difference between cows and bulls?
İneklerle boğalar arasındaki fark nedir?
There are some differences between British English and American English.
İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
People can easily tell the difference between them.
İnsanlar onlar arasındaki farkı kolaylıkla söyleyebilirler.
The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.
İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.
The station is situated in between the two towns.
İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.
Buses run between the station and the airport.
İstasyon ve havaalanı arasında otobüsler çalışır.
It's not always easy to tell the difference between good and bad.
İyi ile kötü arasındaki farkı anlatmak her zaman kolay değildir.
I can make a distinction between good and bad.
İyi ve kötü arasında ayrım yapabilirim.
Children know what happens between their parents.
Çocuklar anne babalarının arasında ne olduğunu bilirler.
Don't eat between meals.
Öğünler arası yemek yeme.
You shouldn't eat snacks between meals.
Öğünler arasında abur cubur yememelisin.
I make it a rule never to eat between meals.
Öğünler arasında asla yememeyi prensip edinirim.
Is eating between meals really bad for your health?
Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?
Eating between meals is a bad habit.
Öğünler arasında yemek yemek kötü bir alışkanlıktır.
I don't want you eating between meals.
Öğünler arasında yemek yemeni istemiyorum.
Love began to grow between the two.
Aşk iki kişi arasındaki büyümeye başladı.
She felt something between love and hatred.
Aşk ve nefret arasında bir şey hissetti.
The evening meal is served between 9 and 12.
Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir.
I usually have supper between 7 and 8 p.m.
Akşam yemeğini genellikle akşam 7 ve 8 arasında yerim.
You should start between six and seven.
Altı ve yedi arasında başlamalısın.
The conquest of America cost between 60 and 70 million lives.
Amerika kıtasının fethi 60 ila 70 milyon cana mal oldu.
There is a border between America and Mexico.
Amerika ve Meksika arasında bir sınır vardır.
In America, the consumption of fast-food has tripled between 1977 and 1995.
Amerika'da hazır yemek tüketimi 1977-1995 yılları arası üç katına çıktı.
Andorra is a small principality situated between Spain and France.
Andorra, İspanya ve Fransa arasında bulunan küçük bir prensliktir.
Come to my room between three and four.
Üç ve dört arasında odama gel.
It's over between us. Give me back my ring!
Aramızda her şey bitti. Yüzüğümü geri ver.
That should be kept between us.
Aramızda kalmalı.
Between ourselves, the fat ugly witch is on a diet.
Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.
Between you and me, I think our boss is stupid.
Aramızda kalsın, bizim patronun aptal olduğunu düşünüyorum.
Between ourselves, he is rather stupid.
Aramızda kalsın, o oldukça aptaldır.
Between ourselves, he was dismissed for bribery.
Aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı .
Just between ourselves, I don't think he's going to succeed.
Aramızda kalsın, onun başaracağını sanmıyorum.
Between ourselves, he keeps a mistress.
Aramızda kalsın, onun bir metresi var.
Between ourselves, I think he is rather stupid.
Aramızda kalsın, onun oldukça aptal olduğunu düşünüyorum.
Between you and me, he's in trouble with the boss.
Aramızda kalsın, onun patronuyla başı belada.
Between you and me, what is your opinion of her?
Aramızda kalsın, onunla ilgili fikrin nedir?
Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much.
Aramızda kalsın, Tom'un fikri bana pek cazip gelmiyor.
There seems to be a difference in outlook between us.
Aramızdaki görüş açısında bir fark var gibi görünüyor.
She said everything will be over between us.
Aramızdaki her şeyin biteceğini söyledi.
What's the difference between lions and leopards?
Aslanlar ve leoparlar arasındaki fark nedir?
The asteroid belt is located in the region between the orbits of Mars and Jupiter.
Asteroid kuşağı Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki bölgede yer almaktadır.
He seems not to be aware of the conflict between my father and me.
Babam ve benim aramdaki anlaşmazlığın farkında değil gibi görünüyor.
Some people say there shouldn't be any secrets between friends.
Bazı insanlar arkadaşlar arasında herhangi bir sır olmaması gerektiğini söylüyorlar.
Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.
Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
Scientists can easily compute the distance between planets.
Bilimciler gezegenler arasındaki uzaklıkları kolayca hesaplayabilir.
Bill and Joan divided the candy between them.
Bill ve Joan şekeri aralarında paylaştırdılar.
The only difference between me and a madman is that I'm not mad.
Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır.
As an Englishman, he is particularly sensitive to the differences between English and American usage.
Bir İngiliz olarak, o, İngiliz ve Amerikan kullanımı arasındaki farklara özellikle duyarlı.
You'll find the shop between a bank and a school.
Bir banka ve okul arasında dükkanı bulacaksın.
What's the difference between a village and a town?
Bir köy ve bir kasaba arasındaki fark nedir?
A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.
Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
What's the difference between a star and a planet?
Bir yıldız ve bir gezegen arasındaki fark nedir?
Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
The First World War took place between 1914 and 1918.
Birinci Dünya Savaşı 1914 ile 1918 yılları arasında gerçekleşti.
What's the difference between liking and loving someone?
Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?
When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.
Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
We divided the money between us.
Biz parayı aramızda paylaştık.
We should draw the line between public and private affairs.
Biz resmi ve özel işler arasına çizgi çizmeliyiz.
This is between ourselves.
Bu aramızda kalsın.
There are significant differences between those two countries.
Bu iki ülke arasında önemli farklılıklar var.
Choose between these two.
Bu ikisi arasında seçim yap.
I can't explain the difference between those two.
Bu ikisi arasındaki farkı açıklayamam.
There was a great gap between the views of the two.
Bu ikisinin görüşü arasında büyük bir uçurum vardı.
Take this medicine between meals.
Bu ilacı öğünler arasında al.
This is because of the difference between Japanese politeness and American politeness.
Bu Japon nezaketi ve Amerikan nezaketi arasındaki farktan kaynaklanmaktadır..
This is strictly between us.
Bu kesinlikle aramızdadır.
Let's keep this matter between ourselves.
Bu konu aramızda kalsın.
These messages have to be read between the lines.
Bu mesajların satır aralarını okumak gerekiyor.
Let's divide this money between you and me.
Bu parayı seninle benim aramda bölüşelim.